Kürtler panikledi!..
Suriyeli Kürtler arasında en etkin siyasi grup olan PYD'nin lideri Salih Müslim, "Suriye'ye askeri bir müdahaleye kesinlikle karşıyız. Zira böyle bir müdahale tüm Suriye'yi yerle bir eder" diye konuştu.
Suriye’deki en önemli Kürt grubu Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Almanya’dan Deutsche Welle'ye verdiği röportajda, Suriye'ye askeri bir müdahaleyi iyi bir çözüm olarak görmediğini anlattı.
Deutsche Welle’den Naomi Conrad ve Aydın Üstünel’in sorularını yanıtlayan Müslim, Suriye’de siyasal çözümün halen mümkün olduğunu, ABD , Rusya, İran, Türkiye , Katar ve diğer dış güçlerin ‘Suriye’yi rahat bırakması’ halinde sorunun bir ay içinde çözüleceğini söyledi.
Müslim, “ PKK’dan askeri yardım alıyor musunuz” sorusuna ise, “İdeolojik açıdan kardeşiz, fakat PKK'dan yardım almıyoruz” yanıtını verdi…
PYD lideri Salih Müslim’in kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
- Suriye krizinde ufukta ABD'nin askeri müdahalesi görünüyor. Dışarıdan bir askeri müdahaleyi tasvip eder misiniz?
Suriye’de rejimin elinde, her an kullanabileceği kimyasal silahlar bulunuyor. Bu kimyasal silahları imha etmek imkansız. Dışarıdan askeri bir operasyonla da mümkün değil bu. Bu yüzden askeri bir müdahaleye kesinlikle karşıyız. Zira böyle bir müdahale tüm Suriye’yi yerle bir eder. Ayrıca kimyasal silahların Nusra Cephesi gibi teröristlerin eline geçmesinden ya da geçmiş olmasından da endişeliyiz.
- O zaman sadece siyasi bir çözüm mü mümkün?
Evet. ABD, Rusya, İran, Türkiye, Katar ve diğer dış güçler Suriye’yi rahat bırakırsa, sorun bir ay içinde çözülür. Ama bu gerçekte kimsenin işine gelmiyor. Dış güçler timsah gözyaşları döküyorlar ama hiçbir şey yapmıyorlar. Tek çözüm, tüm tarafların sonunda aynı masa etrafında buluşması.
- Kürt bölgelerinde aylardır, muhalefetin yanında Esad rejimine karşı mücadele veren Nusra Cephesi ile çatışmalar yaşanıyor. Neden?
Suriye Ulusal Konseyi ve Özgür Suriye Ordusu bölünmüş durumda. Sonuçta tugaylar birbirlerinden bağımsız olarak, başlarına buyruk hareket ediyorlar. Siyasetçilerin ülkedeki savaşçılar üzerinde hiç bir denetimi kalmadı. Ben İstanbul’dayken Türk hükümeti ve Suriye Ulusal Konseyi’nden yetkililer ile temaslarda bulundum. Bu esnada Suriyeli politikacılara gayet açık bir şekilde, eğer bizimle siyasi ilişki kurmak istiyorlarsa Nusra Cephesi’ni kontrol altına almaları gerektiğini söyledim. Bana, 'Bu imkansız, Nusra üzerinde bir kontrolümüz yok' yanıtını verdiler.
- Suriye’deki Kürt bölgeleri için kim daha büyük bir tehlike oluşturuyor, Nusra gibi radikal gruplar mı yoksa Esad rejimi mi?
Her ikisi de. Bu yüzden biz Kürtler olarak başından beri, iki tarafa karşı da kendimizi korumak zorunda olduğumuzu ve Kürt bölgelerine girmelerine izin vermeyeceğimizi söyledik. Esad rejimi ile çatışmalarda Kürtler de öldü. Ama rejime bağlı birliklere karşı kendimizi o kadar iyi savunduk ki artık bizi rahat bırakıyorlar. Şimdi ise, bizi rejime destek olmakla suçlayan Selefilerin saldırılarıyla karşı karşıyayız. Ama rejime destek olduğumuz yönündeki suçlamalar doğru değil. Biz sadece kendi, bağımsız yolumuzu izlemeye karar verdik. Nusra Cephesi ABD tarafından terör örgütü listesine alındı. Ama Özgür Suriye Ordusu çatısı altında bulunan ve herhangi bir terör örgütü listesinde bulunmayan on farklı grup tarafından destekleniyorlar. Yani, Batıdan dolaylı da olsa destek alıyor. Muhalif güçlere gönderilen tüm silahlar, sonuçta Nusra Cephesi’nin de eline geçiyor. Batı, muhalefete yapılan silah sevkiyatının terörist grupların eline geçmemesi için belli mekanizmalar oluşturmak zorunda.
- Kürt milislerin silahları nereden geliyor?
Şu anda silahlarımızı karaborsadan alıyoruz. Avrupa’daki Kürt diasporasından da mali destek görüyoruz. Örneğin birkaç gün önce Berlin’deki bir etkinlikte neredeyse 60 bin euro topladık. Ayrıca ele geçirilen Esad birliklerinin silahlarını da kullanıyoruz. Tabii ki Batıdan da silah gönderilmesini isteriz ama karşılığında siyasi talepler olmaması şartıyla.
- PKK’dan askeri yardım alıyor musunuz?
Biz ideolojik açıdan kardeşiz, fakat PKK'dan yardım almıyoruz. PKK'ya ihtiyacımız da yok, bizim kendi birliklerimiz var ve savaşçı konusunda takviye sorunumuz da yok.
Radikal.com.tr –
Deutsche Welle’den Naomi Conrad ve Aydın Üstünel’in sorularını yanıtlayan Müslim, Suriye’de siyasal çözümün halen mümkün olduğunu, ABD , Rusya, İran, Türkiye , Katar ve diğer dış güçlerin ‘Suriye’yi rahat bırakması’ halinde sorunun bir ay içinde çözüleceğini söyledi.
Müslim, “ PKK’dan askeri yardım alıyor musunuz” sorusuna ise, “İdeolojik açıdan kardeşiz, fakat PKK'dan yardım almıyoruz” yanıtını verdi…
PYD lideri Salih Müslim’in kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
- Suriye krizinde ufukta ABD'nin askeri müdahalesi görünüyor. Dışarıdan bir askeri müdahaleyi tasvip eder misiniz?
Suriye’de rejimin elinde, her an kullanabileceği kimyasal silahlar bulunuyor. Bu kimyasal silahları imha etmek imkansız. Dışarıdan askeri bir operasyonla da mümkün değil bu. Bu yüzden askeri bir müdahaleye kesinlikle karşıyız. Zira böyle bir müdahale tüm Suriye’yi yerle bir eder. Ayrıca kimyasal silahların Nusra Cephesi gibi teröristlerin eline geçmesinden ya da geçmiş olmasından da endişeliyiz.
- O zaman sadece siyasi bir çözüm mü mümkün?
Evet. ABD, Rusya, İran, Türkiye, Katar ve diğer dış güçler Suriye’yi rahat bırakırsa, sorun bir ay içinde çözülür. Ama bu gerçekte kimsenin işine gelmiyor. Dış güçler timsah gözyaşları döküyorlar ama hiçbir şey yapmıyorlar. Tek çözüm, tüm tarafların sonunda aynı masa etrafında buluşması.
- Kürt bölgelerinde aylardır, muhalefetin yanında Esad rejimine karşı mücadele veren Nusra Cephesi ile çatışmalar yaşanıyor. Neden?
Suriye Ulusal Konseyi ve Özgür Suriye Ordusu bölünmüş durumda. Sonuçta tugaylar birbirlerinden bağımsız olarak, başlarına buyruk hareket ediyorlar. Siyasetçilerin ülkedeki savaşçılar üzerinde hiç bir denetimi kalmadı. Ben İstanbul’dayken Türk hükümeti ve Suriye Ulusal Konseyi’nden yetkililer ile temaslarda bulundum. Bu esnada Suriyeli politikacılara gayet açık bir şekilde, eğer bizimle siyasi ilişki kurmak istiyorlarsa Nusra Cephesi’ni kontrol altına almaları gerektiğini söyledim. Bana, 'Bu imkansız, Nusra üzerinde bir kontrolümüz yok' yanıtını verdiler.
- Suriye’deki Kürt bölgeleri için kim daha büyük bir tehlike oluşturuyor, Nusra gibi radikal gruplar mı yoksa Esad rejimi mi?
Her ikisi de. Bu yüzden biz Kürtler olarak başından beri, iki tarafa karşı da kendimizi korumak zorunda olduğumuzu ve Kürt bölgelerine girmelerine izin vermeyeceğimizi söyledik. Esad rejimi ile çatışmalarda Kürtler de öldü. Ama rejime bağlı birliklere karşı kendimizi o kadar iyi savunduk ki artık bizi rahat bırakıyorlar. Şimdi ise, bizi rejime destek olmakla suçlayan Selefilerin saldırılarıyla karşı karşıyayız. Ama rejime destek olduğumuz yönündeki suçlamalar doğru değil. Biz sadece kendi, bağımsız yolumuzu izlemeye karar verdik. Nusra Cephesi ABD tarafından terör örgütü listesine alındı. Ama Özgür Suriye Ordusu çatısı altında bulunan ve herhangi bir terör örgütü listesinde bulunmayan on farklı grup tarafından destekleniyorlar. Yani, Batıdan dolaylı da olsa destek alıyor. Muhalif güçlere gönderilen tüm silahlar, sonuçta Nusra Cephesi’nin de eline geçiyor. Batı, muhalefete yapılan silah sevkiyatının terörist grupların eline geçmemesi için belli mekanizmalar oluşturmak zorunda.
- Kürt milislerin silahları nereden geliyor?
Şu anda silahlarımızı karaborsadan alıyoruz. Avrupa’daki Kürt diasporasından da mali destek görüyoruz. Örneğin birkaç gün önce Berlin’deki bir etkinlikte neredeyse 60 bin euro topladık. Ayrıca ele geçirilen Esad birliklerinin silahlarını da kullanıyoruz. Tabii ki Batıdan da silah gönderilmesini isteriz ama karşılığında siyasi talepler olmaması şartıyla.
- PKK’dan askeri yardım alıyor musunuz?
Biz ideolojik açıdan kardeşiz, fakat PKK'dan yardım almıyoruz. PKK'ya ihtiyacımız da yok, bizim kendi birliklerimiz var ve savaşçı konusunda takviye sorunumuz da yok.
Radikal.com.tr –
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 12:27