KUŞLAR İÇİN DE SARAYLAR YAPILDIĞINDAN HABERİNİZ VAR MIYDI?
Çok yakın bir zamana kadar, sadece minik kuşların yaşaması için tasarlanmış minyatür saraylar memleketin dört bir yanında hizmet veriyordu.
Siz hiç kuşların, evet, sadece minicik kuşların yaşaması için tasarlanmış harika bir ev gördünüz mü? Yahut, yumruk kadar bedenini iki yumuşak kanadının arasına aldığında, “başını sokacak” bir evi olan; geceleri sımsıcak uykusunu kendisine tahsis edilmiş lüks bir “konutta” geçiren sevimli bir güvercini seyrettiniz mi? Hayır diyorsanız buyurun, kuş evlerine misafir olalım...
Kuş evleri, diğer bir deyişle kuş sarayları, artık sadece nadiren örneklerine rastlayabileceğimiz, Osmanlı medeniyetine ait bir yapı türü. Kuş evleri, Osmanlı döneminde, on beşinci yüzyılda hayata geçmiş ve on dokuzuncu yüzyıla dek varlığını sürdürmüşler. Bir kuş evinde, aynen dönemin evleri gibi koridorlar, cumba biçimli çıkıntılar, sütun kabartmalarla yükselen balkonlar ön yüzünde pencereler, çatılar ve kubbeler bulunurmuş. Zaten, bu yüzden, onlara “kuş yuvası,” veya “kuş bahçesi” gibi bir isim vermek yerine, insanların yaşadığı evlere benzediği için “kuş evi”, “kuş sarayı” deniyormuş. Medrese, ev, saray gibi yapıların ve bilhassa camilerin dış cephesine monte edilen bu evleri yuva belleyen kuşlar, yaşamlarını buralarda sürdürür, yavrularını buralarda beslerlermiş. Zarif mimari yapılarıyla göz dolduran kuş evleri, bir başka zarafet göstergesi olarak, binaların bol güneş alan ve rüzgâr vurmayan cephelerinin, ulaşılamayacak yüksekliklerine yerleştirilmiş. Kısacası, bu nazik yapılarda kuşlar için her detay ince ince hesap edilmiş.
GÜNÜMÜZ KUŞ EVLERİ
İstanbul, Doğubeyazıt, Tokat, Amasya, Kayseri, Ankara, Kastomonu, Niğde, Nevşehir, Antakya, İzmir, Bolu, Bursa, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’deki kuş evlerinin varlığını geride kalan örnekleri sayesinde biliyoruz. Aslında, “bizim bulabildiğimiz kadarıyla” demek, herhalde daha doğru olur. Şu anda saydığımız şehirlerde numuneleri bulunan bu evler, muhtemelen Osmanlı medeniyetinin göz kamaştırıcı ahengî içerisinde, üç kıtanın mümkün olan her bir köşesine serpiştirilmişlerdir.
Eğer bu evleri görüp de sakinlerine, yahut sakinlerinin bıraktığı hatıralara selam vermek isterseniz, kuş köşkü arayışınıza İstanbul Taksim’den başlayabilirsiniz. İstiklal Caddesi’nin girişinde yer alan yapının üzerinde iki tane kuş evi bulunuyor. Gazete ve dergi satan kulübenin yanında, köşedeki çeşmenin hemen üzerinde yüzyıllık anılarının gölgesinde sessizce bekliyorlar.
İNCE RUHUN NETİCESİ
Kuş evleri, aslına bakılırsa, dönemin medeniyetinin ulaştığı noktayı göstermesi açısından da büyük önem arz ediyor. Bir insanın hem düşünceli, hem merhametli, hem de halinden memnun olması gerekir ki, evinin duvarına gelip geçen kuşların rahatı için başka bir ev yerleştirsin... Böyle bir uygulama, ancak çok ince bir ruhun ve çok gelişmiş bir medeniyetin neticesi olarak doğabilir.
İLGİSİZLİK ÇÜRÜTÜYOR
Günümüzde bir çoğu yağışlar, dış hava etkenlerinin yaratmış olduğu etki ile tahrip olan kuş evleri, serçe saraylar ilgisizlik ve biriken gübrelerin temizlenmeme, bakımsızlık gibi nedenlerle su giderlerinin tıkanması sonucu çatlamalarla, kırılma ve dökülmelerle karşı karşıya kalıyorlar. Yıllar önce ahşap malzeme kullanılarak yapılanların izlerine ise hiç rastlanmıyor.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:21