
KUZU: ÇİFT SARILI YUMURTAYI HAVADA GÖRDÜM!..
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde yumurtalı protestoyla karşılanan AK Partili Burhan Kuzu çok kızgın. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kuzu, "Yumurtaya acıdım. 4-5 çift sarılı gördüm, üzüldüm. Öğrenciliğimizde onu da bulamazdık" dedi.
Kuzu, dün Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde yaşadığı yumurtalı protesto konusunda TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde, CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum konuşurken öndeki iki sırada öğretim üyelerinin bulunduğunu ifade ederek, "Ben geldim hiçbirisi yok orada. Bunu da belirtmek istiyorum. Demek ki iç içe bunların belli bir bölümü öğrencilerle. Bu da ağır itham ama kamuoyunun araştırmasına özellikle arz ediyorum" dedi. Haberler konusunda köşe yazarları ve gazetecileri uyaran Kuzu, "1968 kuşağı heba oldu bu memlekette ve o dönemde görev alanlar 5 bin gencimizin ölmesine sebep oldu. Bu memlekete yazık oldu. Dunun için bu yola gençliği sürüklemeyelim. Sizlerden bizim ricamız; öğrencilere bu yapılanın yöntem olarak yanlış olduğunu anlatmanızdır" diye konuştu. Sivil itaatsizliğin binlerce yolu bulunduğunu anlatan Kuzu, bu konuda kitaplar ve doktora tezleri yazıldığını hatırlattı. Kitaplarda yöneteme ilişkin 200-300 örnek sayıldığını anlatan Kuzu, "Git onlardan hangisini beğeniyorsan bir tanesini yap. Arkanı mı döneceksin, önünü mü döneceksin ne yapacaksan bir tarafını dön bize. Gelip de oraya yumurtaydı başka bir şeydi... Yazık yumurtaya da acıdım. 4-5 tane çift sarılı gördüm. Onlara üzüldüm doğrusu. Biz öğrenciliğimizde onu da bulamazdık. Ben oradaki yumurtaları görünce acıdım. Dedim ki 'bari bunları yemiş olsaydınız protein sayesinde kafanız daha iyi çalışırdı belki bunu yapmazdınız'. Bunu tekrar söylüyorum, kızgınlık meselesi falan değil" dedi. "Olayların arkasında Ergenekon var" ifadesi "Olayların arkasında Ergenekon var..." şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de Kuzu, "Evet var. Gelen öğrenciler içerisinde -ki bazı kanallar bunu verdi- aynı öğrencinin 3-4 yerde aynı toplantılara protesto için katıldığını görüyorsunuz. Tamamı bunların hemen hemen aynı öğrenciler. Dolayısıyla belli merkezlerden idare ediliyorlar. Şahsi kanaatim; özellikle Ergenekon süreciyle bağlantılı olarak eskiden 1968 kuşağı olarak tecrübeli olan kesim bugün öğrenciyi sokağa indirmek istiyor. Eskiden öğrenciyi sokağa indirmenin arkasında darbe beklentileri olurdu. 1971 muhtırası, 12 Eylül darbesi böyle olmuştur. Türkiye'de 5 bin gencin ölümüne yol açmıştır. Türkiye'ye çoğa patlamıştır. O yüzden kalem oynatanlar bunlara dikkat etsinler. Eğer bununla askere 'tekrar harekete geç' falan diyorlarsa yazık olur. Asker kendi alanına çekilmiştir. Böyle bir imkan da yoktur. Herkes bugüne göre konuşsun. 68'den bu yana çok zaman geçti aradan" dedi. Kuzu, bir başka soru üzerine, "İstanbul'daki olaylardan sonra püskürtülen polis, dün benim hakkımı koruyamadı bunu mu istiyorsunuz?" sorusunu yöneltti. Eylemci gençlerin tutumuna destek olanların "kesinlikle iyilik yapmadıkları" uyarısında bulunan Kuzu, bunun da Türkiye'ye iyilik olmayacağını söyledi. "10 dakika yumurtanı atarsın biter, sonra ben konuşmaya başlarım. Yumurtan bitince ne yapacaksın?" diyen Kuzu, "(Efendim konuşturmayız) Konuşmadık işte. Bundan Türkiye mi kazandı söyler misiniz? Bu gençlik doğruyu kimden öğrenecek?" dedi. Türkiye'nin, geçmişte "Üniversiteye polis giremez, orası özerk alandır" yaklaşımını pahalı ödediğini anlatan Kuzu, 12 Eylül'de sınıflara jandarmanın girdiğini ve öğrencilere dipçik gösterdiğini anlattı. "Kapım açık" Burhan Kuzu, "Öğrenciler randevu isterse verir misiniz?" sorusunu da "Elbette her zaman benim kapım açık. Üniversiteden gelen öğrencilere şeker ikram etmişimdir. Kovalarla şeker ikram ettim, yumurta yoktu yanımızda..." diye yanıtladı. Kuzu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olaydan hemen sonra aradığını, rektör ve dekanın tutumunu kendisine aktardığını söyledi. Kuzu, muhalefetten de "geçmiş olsun" telefonları geldiğini bildirdi. Bilerek mi gitti? "Dün olayın sıcaklığı ile çok sert açıklamalar yaptınız. Bugün de aynı kanaatte misiniz? Size önceden haber gelmiş. Buna rağmen neden bile bile gittiniz?" sorusunu Kuzu, "Bizim Süheyl Batum ile beraber konuşmamız, 35 gün önce verilmiş bir karar. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin öğrenci kulübü var. Biz ikimiz de anayasa profesörü olduğumuz için öğrencileri kıramıyoruz. Ben, gençlerden gelen talepleri öyle kolay kolay reddedemem. Yapım öyle" dedi. Kuzu, "İstanbul'daki olaylarla belki ortalık gerildiği için bu olaylar olmuş olabilir. Onun ne kadar bağı var bilmiyorum. Bize öğrencilerden, emniyetten, fakülteden gelen son haber, biraz sıkıntı olacağı yönündeydi. Ben de dedim ki o zaman 'Programı iptal edelim'. 'Yalnız bir şartım var' dedim, 'Süheyl Batum ile biz aynı programdayız, programın tamamı iptal ediliyorsa, o zaman iptal edelim'. Yoksa o da ben de siyasetçiyiz. O konuşur, ben konuşamazsam bu doğru olmaz. O zaman giderim, konuşturmadıklarını kamuoyuna gösteririm. Dekanlığın yaptığı girişimle Süheyl Bey, 'ben giderim' deyince tabii ki 'ben de gelirim' dedim. Gidişimiz bu şekilde oldu. O kısmen konuşturulmadı, biz hiç konuşturulmadık, belki böyle bir farkımız oldu" dedi. Rektöre istifa çağrısı Rektörü ve dekanı istifaya davet etmesinin bir kızgınlık sonucu olmadığını, bilerek bunu istediğini, bugün de aynı kanaatte olduğunu belirten Kuzu, "Çünkü, iki gün önceden emniyet kendilerine durumu bildiriyor. Bizlerle konuşuyorlar, hiçbir tedbir almıyorlar. Kendi öğrencileri bize bu şekilde saldırırken ve protestonun dozunu artırırken ortada dekan yok, rektör yok" diye konuştu. Üniversitede 30 sene çalıştığını bir süre de kaymakamlık yaptığını anlatan Burhan Kuzu, idareciliği bildiğini söyledi. Salondan çıktıktan sonra dekanla görüşmek isteğini, emniyetin de kendisini bir odaya aldığını ifade eden Kuzu, "Dekanı aradım. 'Sayın dekanım, neredesiniz siz?' 'Odamdayım yani 4. katta...' Peki dedim, "Aşağıda kıyamet kopuyor, bu nasıl idarecilik söyler misiniz?' 'Ben Anayasa Komisyonu Başkanıyım. Bunu protokol anlamında, beni karşılayın anlamında söylemiyorum. Davetli olarak geliyorum, burada isyan var. Belki sizi görse çocuklar sakinleşir' dedim. Bana aynen dediği, 'Öğrenci olmayanlar da çok içinde. Benim fakültemden de değil önemli bir bölümü.' O zaman dedim ki 'Senin fakülte yol geçen hanı mı? Hemen istifa et, derhal. Bu senin dekanlığını benim babam da yapar.' Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Dolayısıyla kızgınlıkla ben ağzımdan kolay kolay bir şey kaçırmam. Tabii sayın rektöre de aynı şekilde söyledim. Çünkü, polisi içeri almada, aramada yetkili olan o. Öğrencinin içeri yumurta sokması, belki içeride başka şeyler olabilir. Yumurta dışında başka malzeme olabilir. Bu öğrenciler için 'bırak yapsınlar' diyen insanların, benim oraya gelip bir akademisyen olarak öğrencilere bir şeyler verme hakkımı keza yüzde 85'in dinleme hakkını nasıl sağlayacağız? Ben üniversiteye yıllarımı verdim" dedi. Kılıçdaroğlu'na cevap CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik "Burhan Kuzu'nun öğrenciliği sorgulanır" şeklindeki sözlerine de cevap veren Kuzu, "Ben okul birincisiyim. Her gün derse gelen öğrenciydim ve lise birincisi olarak girdim oralara. Dolayısıyla bunları bana söylettiler sonunda. Belki bir şeye sebep oldu, eski günlerimi hatırlattı benim. Kendisinin öğrenciliğini bilmiyorum, ne kadar çalışkandı ama ben çok çalışkandım. İpe sapa gelmez böyle lafları doğru bulmuyorum. Çok şık da değil bunlar. Hangi hak ve yetkiyle sen benim öğrenciliğimi sorgulayacaksın? Bu işe tamam mı diyorsun devam mı? Buna karar vermesi lazım" dedi. KAMER GENÇ İLE İLGİNÇ DİYALOG... TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, dün Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde uğradığı yumurtalı saldırıyla ilgili olarak, öğrencilere kırgın olmadığını, fakat olayı saptıran basına kırgın olduğunu söyledi. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yarın gerçekleştireceği Yüksek İstişare Konseyi toplantısı öncesinde Ankara Sheraton Otelinde bir resepsiyon verdi. Resepsiyona katılan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, dün Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde uğradığı yumurtalı saldırıyla ilgili geçmiş olsun dileklerini kabul etti. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç de Kuzu'ya geçmiş olsun dileklerini iletirken iki siyasetçi arasında şu diyalog yaşandı: Kamer Genç: Birkaç tane yumurta ile sizi ziyarete gelmek istiyorum. Burhan Kuzu: 70-80 tane yumurtadan birkaç tanesi çift sarılı çıktı, bunlara üzüldüm aslında. Kamer Genç: Size cılk yumurta atmışlar. Burhan Kuzu: Değil, değil. Komisyon başkanıyım ya ''kaliteli yumurta atalım hocaya, ancak karşılar demişler.'' Belki sen gitseydin cılk atarlardı, ama bana onu atmadılar yani. Bana gelen çift sarılıydı. Kamer Genç: Cılk arkadaşlar. Burhan Kuzu: Bana çifte sarılı, valla acıdım. Kamer Genç: Bana çocuklar sordular, ''kaliteli mi atalım, cılk mı atalım.'' Ben dedim cılk atın. Burhan Kuzu: Demek ki yanlış attılar. Kamer Genç: Neyse geçmiş olsun. -''SAMİMİ BİR GEÇMİŞ OLSUN MUYDU?'' Basın mensuplarının Kuzu'ya Genç ile ne konuştuğunu sormaları üzerine Kuzu, Kamer Genç'in kendisine geçmiş olsun dediğini belirterek, ''Kamer beyin yaşı var, başı var, yani geçmiş olsun diyen bir adama ne diyeyim'' dedi. Bir gazetecinin ''Samimi bir geçmiş olsun muydu?'' şeklindeki sorusu üzerine, ''Öyle görüyoruz, insanların içini okuyamayız'' yanıtını verdi. Gazetecilerin Abdüllatif Şener'in de Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne gideceğini söylemeleri üzerine de Kuzu, Şener'in doktora, yüksek lisans dersine girdiğini ve bu şekilde gitmelerde bir şey olmayacağını kaydetti. -''BENİM BABAM DA YAPAR BU DEKANLIĞI''- Gazetecilerin ''Orada böyle bir şey olacağını düşünmediniz mi?'' şeklindeki soruları üzerine Burhan Kuzu şunları söyledi: ''Bu olayların zaten olacağı konusunda emniyet de uyardı bizi, öğrenciler de ikimizi de (CHP Genel Sekteri Süheyl Batum). Ama Süheyl beyin programı iptal etmeyelim, gidelim' dediği için, bir anda iki siyasetçi gitmiş oldu. Emniyet, dekanlık, rektörlük tedbir alır düşüncesiyle gidildi. Ama gerekli tedbir alınamamış. Biraz zaaf olmuş, sayın dekan fakültesine girenden, çıkandan bihaber. (Onların çoğu benim öğrencim değil zaten) diyor. Nereden girdi, nasıl girdi, niçin girdi bu çocuklar? Senin fakülten zedeleniyor, senin üniversiten zarar görüyor yazık değil mi? Efendim, ve ben oradayken kendisi dördüncü katta oturuyor, aşağıya inmiyor şahsım için demiyorum bunu, protokol anlamında söylemiyorum, yani o önemli değil. Ama fakültede kıyamet kopuyor, kendisi piyasada yok. (Onlar benim öğrencim değil) diyor. O zaman burası yol geçen hanı. Dedim (bu dekanlığı benim babam da yapar), yani dediğim bu.'' -''BAL GİBİ BİLİYORLARDI'' Kuzu, güvenlik güçlerinin bir eksiği olup olmadığı yönündeki sorular üzerine, kendisinin korumasının bulunmadığını söyledi. Kendisinin Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde bir kulüp öğrencileri tarafından 35 gün önce davet edildiğini, söz konusu kulübün de dekana haber vererek bu tür davetleri yaptığını kaydeden Kuzu, ''Yani kendi kafalarına göre yapmıyor. Herşeyi biliyorlar, buna rağmen gerekli tedbir alınmamıştır'' dedi. Kuzu, şöyle devam etti: ''Özellikle de yani Siyasal Bilgiler Fakültesi bağlamında söyleyeceklerim şu: Süheyl Batum konuşurken ön sırada iki sıra öğretim üyesi var. Ben vardım, efendim ilaç desen bir tane öğretim üyesi yok. Bunu da söyleyim de basının haberi olsun. Demek ki öğretim üyeleri de, dekanlık da, idare de bal gibi biliyordu, bu yumurtanın atılacağını.'' -''BUGÜN YUMURTA ATAN YARIN TAŞ ATAR''- Tekrar davet alsa gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine Kuzu, güvenlik sağlanırsa her zaman gideceğini söyledi. Kendisinin 30 sene öğretim üyeliği yaptığını ve öğrenciler tarafından her zaman sevildiğini, diyaloğunun iyi olduğunu anlatan Kuzu, ''En beğenilen hoca değerlendirmesinde 10 yıl aralıksız birinciliği aldım ben'' diye konuştu. Öğrencilerin kullanılmasına üzüldüğünü ve acıdığını kaydeden Kuzu, ''Öğrenci böyle olmamalı, taş atan çocuklardan farklı olmalı'' dedi. Bir gazetecinin ''Onlar yumurta attı, taş değil'' şeklindeki sözleri üzerine Kuzu, bugün yumurta atanın, yarın taş atacağını söyledi. Kuzu, ''Diyelim ki benim orada konuşma için çağrılan bir hoca olarak kürsüdeki ifade özgürlüğümü ve de yüzde 90 küsur dinlemek üzere gelen öğrencinin bu hakkını kim koruyacak. Bunun cevabını kim verecek ben sana soruyorum'' dedi. -''BEN BASINA KIRGINIM''- ''O gençlere kırgın mısınız, affetmeyi düşünmez misiniz?'' şeklindeki bir soru üzerine Kuzu, gençlere kırgın olmadığını, öğrencilere kapısının her zaman açık olduğunu, fakat olayları saptıran basına kırgın olduğunu söyledi. Kuzu, Konferansı düzenleyen öğrencilerin Süheyl Batum'u ziyaret ettiğini, yarın akşam üzeri de kendisini ziyarete geleceğini sözlerine ekledi.
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 00:47