'MAGAZİNEL OLDUN NİHATÇIM, DEMEK KOLAY!..'
Nihat Doğan, sevgilisi sayesinde gündeme geldiğinin, ondan fayda sağladığının söylenmesine dayanamıyor: Açık açık söylüyorum; Seda Sayan'la birlikteliğim magazinel anlamda da talep edilen, arzu edilen bir adam olmama yol açtı, başka hiçbir şeye yol açmadı!.
"Ben aşiret çocuğuyum demedim hiçbir zaman ama o da benim bir gerçeğim" diyerek başlıyor kendini tanıtmaya... Muş'un sayılı ailelerinden Batıkan Aşireti'ne mensup. O çok küçükken, babası terketmiş memleketini. "Belki onun da kendine göre bir takım hayalleri vardı, bilmiyorum. Bizim sülalede ilk İstanbul'a yerleşen, babamdır. Kafasına esmiş, gelmiş. 3 defa evlenmiş babam. Toplam 6 kardeşim var" diyor ve ekliyor: "Muhafazakar, örfüne, adetlerine, ailesine bağlı, dışarıya açık olmayan, kapalı bir ailenin çocuğuyum ben..." Babasını 13 yaşında, ilkokulu bitirdiği dönemde kaybetmiş. Ama Nihat Doğan istememiş dönmeyi Muş'a. "Evin büyüğü bendim. Fabrikada çalışan babamın emeklilik tazminatı dışında bir gelirimiz de yoktu. Çalıştım, okulu da bırakmadım. Boş zamanlarımda muavinlik yaptım, su sattım, boyacılık yaptım. Bir çocuk için çok kolay değildi bunlar..." Sesi güzel olduğu için mahalle düğünlerinde çıkarıp şarkı söyletirlermiş ama o dönemlerde ailesinin geçimi kendi sırtında olduğu için bunu meslek olarak düşünecek hali olmadığını anlatıyor: "Şarkıcı olmak istediğimi 15 yaşıma geldiğimde ciddi ciddi düşünmeye başladım, her ne olursa olsun şarkıcı olacaktım..."
Ve işte hikayesinin devamı...
* Müziği büyük aşkla mı istiyordun, 'bu işte para var' diye mi bakıyordun?
O bir aşk; sende bir şey yokken, şarkı söyleyemezken parasını düşünemezsin zaten. Herkes senin şarkı türkü söylemeni istiyor, sesinin güzelliğinin farkındasın. Lise 2'deyken karar verdim. Anamdan yediğim ilk dayak da bu yüzdendi, 'serseri mi olacaksın, git çalış' diye dövmüştü.
* Sen ne yaptın?
Evden kaçtım! Yaz tatili dönemiydi, Avcılar'da sahilde yatıp kalkarken tanıdığım bir arkadaş, beni şarkılı türkülü bir çay bahçesine götürdü. Sahnedeki şarkıcı arkadaşa beni anons ettirip şarkı söylettirdi. Orası benim için bir dönüm noktasıydı çünkü inanılmaz alkış aldım. Cebime para koydular ve 'her akşam gel burada söyle' dediler. Sonra da beni Almanya'ya çağırdılar.
STAR OLMAK İSTİYORDUM...
* Kabul ettin mi?
Evet gittim ama o dönemin pek hoş geçtiği söylenemez. Birkaç tane düğün salonunda sahneye çıktım, boynuma takılan markların haddi hesabı yoktu. Ama isteğim bu değildi. Zengin olmak istemiyordum; herkesin tanıdığı bir star olmak istiyordum. Döndüm İstanbul'a... Bütün enerjimi kaset çıkarmak için harcadım. Bu arada ÖSS'ye girdim, kazandım ama ikincisine giremedim çünkü aileme bakmam lazımdı. O ara yine muavinlik yaptım. Bir taraftan da Uğur Bayar'la tanışmanın yollarını aradım. İzini sürdüm, tanıştım ve bana albüm yapmaya karar verdi. 'Albümün maliyeti 200 milyon. 100 milyon sen getir, 100 milyon da ben koyayım' dedi. Allah razı olsun, o zaman bana sahip çıkan büyüğüm Kadir Bölükbaşı verdi bana bu parayı ve ilk kasetim 'Kırdın Kalbimi' çıktı.
* Düşlediğin, istediğin şeyler gerçekleşti mi?
Aslında beklenti olarak, tiraj olarak bulmuştum istediğimi ama başka şeyler oldu.
* Nasıl şeyler oldu?
Bunları çok konuştum zamanında, artık konuşmak istemiyorum.
* Neydi konuştukların, bilmiyorum...
Kimse duymadı zaten, mesele de bu! 2000 yılında askerden geldikten sonra 'Ölürem Kızlar' kasetimi yaptım, o da çok iyi sattı. Ardından 'Sultan' diye bir dizi çektim, paramı alamadığım için bıraktım. Geçen sene yaptığım 'Seve Seve' kaseti var. 'Seve Seve'nin girmediği bar, müziğinin girmediği cep telefonu kalmadı ama o albüme de sadece tek klip çekildi.
* Sence neden parlamadın, star olamadın?
Diğer sanatçı arkadaşlar 10 senede 5- 10 kaset yapıyor, 50 tane de klip çekiyorlar. Ama sen 10 senede 4 kaset yapıp sadece 4-5 klip çekebiliyorsun. Ne kadar kendini tanıtabilirsin? Bakıyorsun şarkılar doğru, insanların dilinde, iyi de satış yapmışsın ama devamı gelmemiş. Böyle bir durumda 'star olamamışsın' denilmesi adaletsiz gelir bana. Star olmak için ne yapmak lazım? Elinin yüzünün düzgün olması lazımsa, elhamdülillah düzgün... Konuşmayı, oturmayı kalkmayı bilmen gerekiyorsa, İstanbul'da doğmuş büyümüşüz çok şükür... Şarkı yakalamak lazımsa, doğru şarkıları da yakalamışım. Doğru firmalarla çalışmak lazımsa, yapmış olduğum 4 kaseti de en büyük firmalarla yapmışım.
* O zaman şanssızlığını neye bağlıyorsun?
Şanssızlığımı aradaki sıkıntılara bağlıyorum, onlar da benim özelim. Benim hatalarım deyip geçeyim. Ben binmişim bir gemiye gidiyorum; önümde çok güzel beklentilerim ve hayallerim var.
* Şu anda Seda Sayan'la yaşadığın ilişki yüzünden 10 yılda uğraştığından daha fazla şöhretlisin. Bu nasıl hissettiriyor?
Şarkı söylemek başka bir şeydir, şöhret olmak başka şey, magazin başka şey. Bir sanatçı olmanın, bir sanatçının kaset çıkarmasının magazinel boyutu yok. Ama bir sanatçının, bir şöhretle yaşadığı aşkın ortaya çıkması magazindir. Ben şimdiye kadar yaşadığım aşkları hep içimde yaşadım. Ama Seda Sayan Türkiye'de bir kraliçedir, onun sanatçılığının dışında başka bir misyonu da vardır. Dışarıda Seda Sayan sayesinde bakan gözler var, yürüyen çocuklar var. Ama benim de bir sanatçı kimliğim var, ben de şöhretim, adam gibi adamım; bundan 5 ay ya da 8 ay önceki konserlerime bakın. Buralara bakmak insanların işine gelmedi. 'Magazinel oldun Nihatçım' demek kolay. Evet, şu anda magazinel anlamda da talep edilen, arzu edilen bir adam oldum, bu da bu işin bir gerçeği!
* Sayan'la birlikteliğin magazinel anlamda malzeme olmana mı yol açtı yani?
Evet açık söylüyorum, başka hiçbir şeye yol açmadı! Televizyonda program yapan yapımcılara gidin sorun; hepsi tarafından aranılan, istenilen, programlarına geldiği zaman reytingleri tavan yapan biriydim zaten...
Bir kadının senin giyim tarzını beğenmemesi, seni bu kadar değiştirmek istemesini aşağılayıcı bulmuyor musun?
Hayır bulmuyorum. Ben hayatımda hiç kimsenin elini öpmedim, hiç kimsenin yalakalığını yapmadım. Yokluk ve zorluk içerisinde yoğrulan bir insanın kendine has doğruları olmuş ve yaşım da 30'a gelmiş. Bu yaştan sonra beni birtakım şeyler için ikna edemezsiniz, zor ikna olurum. O yüzden Seda Hanım'la tartıştığımız, kapıyı vurup çekip gittiğim anlar çok oldu.
* Sonuçta dönmüşsünüz...
Söylediği çok şey karşıma çıktı, bunu itiraf ediyorum. Mesela benim telefon numaramı dahi değiştirmem gerektiğini söyledi. 'Neden ama, o benim dostum' dediğimde "Dostun olan insan, 'Nihatçığım düğünümüz var, gel bizi şereflendir' demez. Dostunsa, 'Nihat ekmeğini bu yolla kazanıyor ne alıyorsa biz üç verelim demeli' dedi. Doğruydu! Bir gün aynı şekilde davet aldığımda, 'Artık profesyonel çalışıyoruz, menajerimi ara' dediğimde, ne aradı ne sordu!
* Yani Seda Sayan'ın dediği gibi; o bir okul ve sen öğreniyorsun orada?
Bunun kompleksini niye yapayım? Benim değiştirilemeyecek doğrularım vardır; bunların haricinde her şeyi dinlerim. Çünkü o benim hayatta yanlış yerde duruşuma müdahale ediyor.
* Ailen ne diyor bu ilişkiye?
Annem 24 saat namaz kılıp dua eden bir kadın; Seda Hanım'a 24 saat dua ediyor. Ben annemin karşısına birini çıkaracaksam, konu kapanmıştır.
* Senin tabir ettiğin gibi; Seda Sayan yüzünden magazin malzemesi olmak sana ızdırap veriyor mu, profesyonel bakıp 'bu işin kuralı böyle' mi diyorsun? Bakmıyorum dersem yalan olur. Yani 'Niye böyle oldu?' diye kızmıyorum. Bunu herkes yaşıyor.
* Son albümünü ilişkiniz başladıktan sonra mı çıkarmaya karar verdin? Çünkü Seda Sayan albümünle yakından ilgilendi... Hiçbir şeyiyle ilgilenmedi! Seda Hanım'la beraber olduğum ilk dönemlerde saçım öne doğruydu, o an öyle bir trend vardı, bana 'saçını geriye doğru yap' dedi. 'Saçını kime kestiriyorsun, ona kestirme de buna kestir' gibi fikirler verdi. Albüme gelince; ben firmamdan ayrılmış, bu albüme başlamıştım. Seda Hanım da benim albümümde bir şarkıya düet yapmaktan başka bir şey yapmadı. Bunu üstüne basa basa vurguluyorum.
* Bu albümden ne bekliyorsun? Öncelikle; 'Evet ya, Nihat Doğan bu işi öğrenmiş' demelerini bekliyorum. Çünkü ilk kez aranjörlük ve yönetmenlik yaptım bu albümde. İlk kez söz yazdım, ilk kez müzik yaptım.
* Seda Sayan'a yaptığın beste ilk besten mi? O benim sevdiğime, aşık olduğum insana yaptığım ilk şarkı. Aşık olmayan bir insanın bu dizeleri yazabileceğini de zannetmiyorum!
* Seda Sayan 'Ben Nihat'ın içinde varolan şeyleri çıkarmasına yardım ettim' demişti. Böyle olduğunu düşünüyor musun?
Düşünüyorum tabii. 10 senedir hiçbir Allah'ın kulu, beraber çalıştığım insanlar dahil, bana hiçbir zaman doğru yolu göstermedi. Hiçbiri 'Nihat Doğan'ı nasıl zirveye taşırız' diye bakmadı. Ben başka kulvarları bilmem ki...
* Bunu senin için Seda Sayan mı yapıyor şu anda?
Seda Sayan'ın bende gördüğü bir şey var. Sahnedeki duruşum mu, şarkı söylemem mi bilmiyorum. Bunun ne olduğunu Seda Hanım'a sorun, o da yılların Seda Sayan'ı! Ben şarkıyı çok iyi görürüm ve yaptığım albümlerde hep şarkıyı yakaladım. Her sanatçı her şarkıyı okur ama her sanatçı hangi şarkının ses getireceğini bilemez. Seda Hanım'a kalsaydı; bu albümde şu anki yedi tane şarkı olmayacaktı. O da şarkıyı göremiyor.
* Seda Sayan mı?
Kabul ediyor zaten göremediğini. Düet yaptığı şarkıyı bile zorla okuttum. Başta hiç istemediği şarkıları ağlayarak dinledi. 'Benim kasetimi de sen yap' dedi. Ben bunları görüyorum ama Seda Hanım'ın gördüğünü de ben göremem.
/ŞİRİN SEVER - SABAH
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:25