Gündem
  • 1.4.2011 10:13

MAHKEMEDE AVCI'YA SÜRPRİZ DESTEK

‘Cezaevindeki kişi nasıl delilleri karartacak?’

‘Devrimci Karargâh Örgütü’ ve ‘Ergenekon’ kapsamında tutuklanan eski Emniyet Müdürü Avcı’nın tahliye talebi reddedildi. Karara muhalif kalan Başkan Akçay, tutuklama gerekçesiyle ilgili olarak, “Şüpheli serbest bırakılırsa delilleri karartma tehlikesinin bulunması gösterilmiş. Şüpheli zaten tutukludur. Cezaevindeki insan nasıl delil karartacaktır” dedi

Hanefi Avcı’nın avukatı Armağan Gayretli’nin müvekkilinin tahliye edilmesi yönündeki istemi, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince incelendi. Mahkeme heyeti, oy çokluğuyla talebin reddine karar verdi. Oy çokluğu ile alınan kararda Avcı’nın üzerine atılı suçun niteliği ve atılı suçlama ile ilgili ileri sürülen deliller göz önüne alınarak nöbetçi hâkimce verilen kararda isabetsizlik olmadığı belirtildi. Tahliye talebinin reddi kararına, Mahkeme Başkanı Şeref Akçay muhalefet etti. Akça’nın muhalefet şerhinden bazı bölümler şöyle:

‘Bu yayınlar ülkemizde yıllardır yapılmaktadır’
“Yasadışı bölücü terör örgütü PKK, sol örgütlerden DHKP, MLKP, TİKKO gibi örgütlerle ve yine şeriatçı İBDA-C, HİZBULLAH, EL-KAİDE gibi örgütlerle ilgili yazılan pek çok kitaptan dolayı CMK 250. madde ile yetkili mahkemelerde pek çok dava açılmıştır ve bu kitapların pek çoğunda da belirtilen örgütlerin eylemleri çok net bir şekilde övülmüş, militanlarından yine övgülerle bahsedilmiştir... Gerek kitaplar, gerek günlük, haftalık veya aylık yayın organları nedeniyle açılan davaların hepsi 3713 Sayılı Yasa’daki yaptırımlardır. Bu yayınlar ülkemizde yıllardır yapılmaktadır. Bugüne kadar hiçbir yayıncı hakkında veya yazan kişi hakkında örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle ülkemizde verilmiş tek bir karar yoktur. Tümü 3713 Sayılı Yasaya muhalefetten ceza almıştır veya beraat etmiştir.”

Anayasa ve AİHS’den örnekler verdi
“Anayasamızın 25. maddesi herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebeple ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Düşünce ve kanaat sebebiyle kınanamaz, suçlanamaz denmektedir. Yine Anayasamızın 26. maddesi ‘Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir’ denmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 9. maddesi herkes düşünce ve din özgürlüğüne sahiptir, demektedir. 10. maddesi ise herkes görüşlerini açıklama ve anlatma özgürlüğüne sahiptir, demektedir... Bu doğrultuda genel olarak bir fikre, düşünceye bakıldığında bu fikir bizim düşüncelerimize ve fikirlerimize tamamen aykırı olabilir. Toplumun çoğunluğunca da kabul edilmeyebilir. Ancak kişilerin yukarıda belirtildiği gibi şiddete çağrı yapmayan düşüncelerinden dolayı cezalandırılmaması gerekir.”

‘Mantıken ve hukuken mümkün değildir’
“Şüpheli yakın zamana kadar devletin istihbaratı da dahil çok önemli görevlerinde bulunmuş ve il emniyet müdürlüğü yapmış birisidir. Önemli görevlerde bulunan şüpheli Hanefi Avcı’nın (Akçay’ın kendi yazımı ile) HER NASILSA TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İRTİBATLI OLDUĞU YAZDIĞI KİTAPTAN SONRA ORTAYA ÇIKARILMIŞTIR. Pekala şüpheli hangi örgütün üyesidir? Aynı kitap nedeniyle iki kez sorgulanmış, Devrimci Karargâh örgütüne yardım ettiği iddiası ile ilk önce bu suçtan dolayı tutuklanmıştır. Daha sonra bu soruşturma dosyasından dolayı da aynı kitaptan sorgulanmış, bu sefer Ergenekon örgütüne üye olduğu iddia edilmiş ve yeniden tutuklanmıştır. Yani yazdığı bir kitaptan dolayı iki ayrı amaçları ve faaliyetleri farklı örgütle irtibatlandırılmaya çalışılmış ve ikisinden de tutuklanmıştır. Bu konumdaki bir insanın bu şekilde tutuklanması: Bu mantıken mümkün müdür? Değildir. Hukuken mümkün müdür? Değildir.”

‘Fikir ve düşünce özgürlüğü nerede kaldı?’
“Yazılan kitabın içeriğini beğenmeyebilirsiniz. Doğru değildir. Abartılıdır. Yalandır diye düşünülebilir. Ama sonuçta şüphelinin kendi fikir ve düşünceleridir. İnsanlar bir kitabı yazarken başkalarından da yardım alabilirler. Bu kitapta alınmış mıdır? Alınmamış mıdır? Şu anda bir şey söylemek mümkün değildir. Bir an için yardım alındığını kabul etsek sonuç değişir mi? Değişmez. Çünkü bir insanın bir kitabı yazarken araştırma yapması, başka insanlardan yardım alması doğaldır ve herhangi bir suç oluşturmaz. Kaldı ki şüpheli kitabı kendisinin yazdığını açık ve net olarak belirtmekte, yardım ettiği belirtilen Nedim Şener de yardım etmediğini belirtmektedir. Bunun aksine de dosyada herhangi bir şey yoktur. Kaldı ki yardım ettiğini kabul etsek bile ne Nedim Şener ne de Hanefi Avcı’nın bir terör örgütünün üyesi olduğuna dair mahkemelerden verilmiş herhangi bir mahkûmiyet kararı da bulunmamaktadır. Eğer bir kişi yazdığı kitaplarından dolayı birden fazla farklı amaç güden terör örgütüne üye olduğunu iddia eder ve hakkında işlem yapılırsa yukarıda belirtilen Anayasa maddeleri ve AİHS’nin maddeleri ne zaman uygulanacaktır? Kitabın içeriği bir bütün olarak incelendiğinde ve belirtilen maddeler kapsamında incelenip değerlendirildiği takdirde fikir ve düşünce özgürlüğü nerede kalmıştır?”

‘Savcılık hangi yetkisine dayanarak göndermedi’
“Biz buraya kadar olan anlatımları sadece bize gönderilen ve özellikle Hanefi Avcı ile ilgili 2 klasör ve Nedim Şener ile ilgili 3 klasörden tespit edebildik. Belki başka deliller var ama bunu bilmiyoruz. Neden? Çünkü savcılık hangi yetkisine istinaden istenen soruşturma dosyalarını mahkemeye göndermemiştir. Bunu hukuken anlamak mümkün değildir. Dolayısıyla tutuklama kararı verilirken de yasal ve yeterli hiçbir gerekçe gösterilmemiştir.”

‘Delil varsa bunlar toplanmış ve dosyadadır’
“(Tutuklamaya) 1. gerekçe: Dosya kapsamına göre kuvvetli suç şüphesinin bulunması gösterilmiştir. Pekala ortada sanığın yazdığı bir kitap ve bu kitabı niçin yazdığına dair ayrıca yazarken kimlerden yardım aldığı, kimleri tanıdığı, Ergenekon terör örgütü hakkında bilgisinin ne olduğu sorularından başka ne tür bir delil vardır? 2. gerekçe: Şüphelinin üzerine atılı suçun niteliği itibari ile şüphelinin serbest bırakılması halinde delilleri karartma tehlikesinin bulunması gösterilmiştir. Hangi delil karartılacaktır? Ortada kitaptan başka delil olduğu söylenen herhangi bir şey yoktur. Varsa zaten bunlar da toplanmış ve dosyadadır. Ayrıca bu kitabı kim ile birlikte yazdığı, kimleri tanıdığı diye sorulan sorulardan başka bir şey yoktur. (Akçay’ın yazımıyla) KALDI Kİ ŞÜPHELİ ZATEN TUTUKLUDUR. YANİ CEZAEVİNDEDİR. SERBEST BIRAKILIRSA YİNE İLK TUTUKLU OLDUĞU SUÇTAN DOLAYI CEZAEVİNE GİDECEKTİR. PEKALA CEZAEVİNDEKİ BİR İNSAN NASIL DELİL KARARTACAKTIR. BUNU DA ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.”

‘Adil yargılanma hakkının ihlali’
“Şüpheli adil yargılanmayla ilgili başka yerlerde açılan dava ve bu kitapla ilgili onlarca davası bulunduğunu belirtmiştir. Bunlar da araştırılmamıştır. En azından bu soruşturmaların veya davaların iddianamelerinin getirilip mükerrer yargılama veya soruşturma olup olmadığının tespiti gerekmez mi? Soruşturma makamları sadece şüphelilerin aleyhine değil lehine olan delilleri de toplamaya görevleri yok mudur? Bu bile lehe olan delillerin toplanmadan şüphelinin tutuklanmaya sevk edilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlalidir. Dolayısı ile hiç kimse şüpheli Hanefi Avcı yargılanmasın, hakkında işlem yapılmasın diyemez. Ancak bu delillerle şüphelinin tutuklu yargılanması mı gerekir sorusuna cevap vermek lazımdır. Şüpheli kim olursa olsun, hangi dilden, dinden, siyasi görüşten, ırktan olursa olsun bağımsız, tarafsız, adil ve insan vicdanına uygun bir şekilde soruşturulması ve yargılanması gerekir. Bu insanın doğal hakkıdır.”

‘Yapılan işlem adil mi insan vicdanına sığar mı?’
“Günümüzde Ergenekon soruşturması ve diğer kamuoyuna malolan soruşturmalarda pek çok isimsiz ihbar mektupları, e-mailler ve CD’lere dayanılarak işlem yapılmaktadır. Ancak soruşturmalarda bu kadar hassas davranan savcılık ve emniyet birimleri bu kitapta yazılan sayfalarca iddiaların doğru olup olmadığı konusunda herhangi bir araştırma ve soruşturma yapmamıştır. Savcılığın ve yine buna bağlı olarak emniyet birimlerinin özellikle bu kitabın iddia ettiği konuları ciddi bir şekilde araştırması ve bunun sonuçlarını da kamuoyuna açıklaması gerekmektedir. Ancak yapılan nedir? Bu kitapta yazılan iddiaları görmemezlikten gelip, kitabı yazının terör örgütü üyesi olduğu iddiası ile tutuklanmasıdır. (Akçay’ın yazımıyla) PEKALA BU YAPILAN İŞLEM ADİL MİDİR? VE İNSAN VİCDANINA SIĞAR MI?... HANGİ ÖRGÜT ÜYELERİ İLE GÖRÜŞMÜŞ, HANGİ ÖRGÜT ÜYESİNDEN TALİMAT ALMIŞ, HANGİ ÖRGÜTSEL FAALİYETLERDE BULUNMAK SURETİYLE BU ÖRGÜTE YARDIM ETMİŞTİR VE BU KONUDA VİCDANLARI RAHATLATACAK BAŞKACA HERHANGİ BİR DELİL ORTAYA KONMUŞTUR.”

Balyoz’da muhalif kalmıştı
Karara şerh koyan Başkan Şeref Akçay, daha önce de Balyoz davasında tutuklanan 162 sanığın tutukluluğunun kaldırılması yönünde görüş bildirmiş ancak mahkeme bu görüşü de 2 ye 1 oyla uymamıştı. ESRA ALUS /MİLLİYET

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 18:56

İLGİLİ HABERLER