Yaşam
  • 15.3.2004 01:03

MAHKEMEYİ KAZANIRSA KAHİRE HAVAALANI'NIN SAHİBİ OLACAK!..

Soyu Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya dayanan Handan Kocaer Özer, atalarına ait mülklerin gelirlerinin kendisine verilmesi için 24 yıldır hukuk mücadelesi veriyor. Handan Kocaer Özer, Mısır hükümetinden bir katrilyonu bulan mirasın kendisine iade edilmesini istiyor. 350 milyon liralık emekli maaşıyla geçinen Özer’in yirmi dört yıl önce başlattığı hukuk mücadelesinde mahkeme son sözü haziranda söyleyecek. Bugüne kadar 25 bin kişi Osmanlı Devleti’nden kalma haklarını alabilmek için Mısır’ın kapısını çaldı. Bunlardan sadece 23’ünde davacı lehine karar verildi. Ancak sadece altı başvuru sahibine toplam 6 bin dolarlık ödeme yapıldı. Özer’in hukuk mücadelesi bu açıdan bir ilk olacak. Mahkemenin başvuruyu haklı bulması halinde Kahire Hava Limanı arazisi, dört gazino ve iki hamamın da içinde bulunduğu katrilyonluk mal varlığı Özer’e kalacak. Dışişleri Bakanlığı’nda kurulan özel bir birim davayla yakından ilgileniyor. 82 yaşındaki Özer, Osmanlı döneminde Mısır Valiliği yapan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın kızı Prenses Zeynep Kamil’in yeğeni. Huzurevinde yaşıyor. Emekli maaşının bir kısmıyla aldığı yiyecekleri 10 fakirin kapısına habersizce bırakıyor. Bunun bir hanedan geleneği olduğunu belirten Özer, Mısır’dan alacağı parayla hem okul yaptırmayı hem de şehit ailelerine yardım etmeyi düşünüyor: “Dünya malı dünyada kalır. Bizler Osmanlı torunları olarak hiçbir zaman lüks içerisinde yaşamadık. ‘İki ayakkabın varsa birisini bağışla’ nasihatıyla büyüdük.” Handan Hanım, 1988’de dönemin dışişleri bakanı ve aile dostu Mesut Yılmaz’dan da destek istediğini aktarıyor. Yılmaz’ın Mısır ziyaretinde konuyu gündeme getirdiğini ifade eden Özer, “Mesut Bey, Mısır ziyareti dönüşü beni aradı ve Mısırlı yetkililerin, ‘Gelip malını alan yok ki verelim.’ dediklerini söyledi. Fakat daha sonra hükümet değişti.” dedi. Daha sonra benzer girişimlerde bulunan Özer, sadece Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le ve başbakanlık yaptığı dönemde Abdullah Gül’ün kendisine cevap verdiğini söylüyor. Yurtdışında atalarından kalan mal varlıkları ile ilgili birçok dava açılmış durumda. En fazla mal varlığı talebinde bulunulan ülke olan Mısır için ise davaları Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Konsolosluk Emlak Hudut Dairesi takip ediyor. Şu ana kadar 250 vakfın başvurduğu ve bu vakıflara bağlı 25 bin kişinin davaları takip ettiğini söyleyen Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, şimdiye kadar 23 vakfın davayı kazandığını bildirdi. Handan Kocaer Özer ve kardeşlerinin mülkiyetlerinin bağlı olduğu Zeynep Kamil Vakfı, haziran ayında sonuçlanacak davayı kazanırsa Mısır'dan şimdiye kadar alınmış en yüksek parayı bir Türk vakfı almış olacak. Ancak Özer, paranın kendisi için önemli olmadığını ifade ederek, “Atalarımızdan bize Türkiye’de de paha biçilmez birçok mal kaldı; fakat babam bu malların hepsinden kendi isteği ile feragat etti.” diyor. Handan Kocaer Özer ve kardeşlerinin mülkiyetlerinin bağlı olduğu Zeynep Kamil Vakfı, haziran ayında sonuçlanacak davayı kazanırsa Mısır’dan şimdiye kadar alınmış en yüksek parayı bir Türk vakfı almış olacak. Ancak Özer, paranın kendisi için önemli olmadığını ifade ederek, “Atalarımızdan bize Türkiye’de de paha biçilmez birçok mal kaldı; fakat babam bu malların hepsinden kendi isteği ile feragat etti.” diyor. Babası Mustafa Raşit Kocaer ve annesi Hatice Saadet Kocaer tarafından Semiha Şakir’in torunu olan Özer, İstanbul Kız Lisesi ve Bursa Necati Bey Kız Enstitüsü mezunu. Özer’in babası sırasıyla eczacılık, ziraat ve tıp fakültelerini bitiren Raşit Kocaer, yıllarca Anadolu’nun çeşitli yerlerinde doktorluk yapmış. Babasının ailesinden kalan mallarını halkın kullandığını gördüğünü ve sesini çıkarmadığını belirten Özer, “Bir gün Bursa’da bir yerleşim yerinden geçiyorduk, babam ‘Bakın çocuklarım, bu evlerin yapıldığı tüm araziler bizimdi, ne kadar güzel, insanlar ev yapıp barınıyorlar.’ dedi. Babamın bu kadar varlığın içinde bizi neden memur maaşıyla büyüttüğünü düşünmüştüm o zaman.” diye konuştu. Dört senedir Emekli Sandığı’na bağlı Etiler Huzurevi’nde kalan Özer’in buraya taşındıktan sonra ilk işi, bulunduğu mahalledeki muhtardan fakirlerin listesini almak olmuş. Özer, bu fakirlere periyodik olarak yiyecek paketleri ulaştırırken, bunun babasından kendisine kalmış bir gelenek olduğunu söyledi. Ayrı ayrı 3 yerde de kedi ve köpekleri olan Özer, “Hayvanları sevmeyen insanları da sevemez.” diyor. Kedilere olan ilgisinin nedenini Handan Özer şu şekilde anlatıyor: “Ceddim Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan hayır için onlarca bina ve cami yaptırmış. Yaptığı hayırların derecesini sormuş, ‘falanca zata gidip sor’ demişler. Ermiş zatın yanına giderken yolda yağmurdan ıslanmış ve titreyen bir kediyi görüp arabasına almış. Kediyi ısıtmış. Zatın yanına gittiğinde hayırlarının yeterli olup olmadığını sormuş. Zat ise ‘Sen onların hepsini boş ver, bir zahmet çekmeden yaptın. Arabana aldığın o kedi için yaptığın hepsini geçti.’ demiş.” Özer’in dedesi Mısır valisiydi 1516-1517 yılları arasında Yavuz Sultan Selim’in düzenlediği Mısır Seferi ile Osmanlı topraklarına kattığı Mısır’ı 1881-1882 yılında İngilizler işgal etti. 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılması ile Mısır’ın stratejik ve ekonomik önemi arttı. 1881 yılında Fransızların Tunus’u işgali üzerine harekete geçen İngilizler 1882 yılında Mısır’da çıkan isyanı bahane ederek bu ülkeyi işgal etti. 366 yıl Osmanlı toprağı olan Mısır’da birçok Osmanlı torununun arazileri ve gayrimenkulleri bulunuyor. Handan Kocaer Özer’in Mısır’daki gayrimenkullerinin fazlalığının sebebi dedesi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın 1804 yılında Mısır valiliği yapmış olması.ZAMAN Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:49

İLGİLİ HABERLER