Maliye Bakanı'ndan zam açıklaması
Maliye Bakanı Naci Ağbal, dizel araçlara dönük olarak, emisyona dayalı vergileme çerçevesinde artış planları bulunmadığını belirterek, "Sadece sistemi değiştiriyoruz, vergileme ölçütlerini genişletiyoruz. Yüksek miktarlı artışlar diye bir şey söz konusu değil." dedi.
AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplanan komisyonda, "Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı" görüşülerek kabul edildi.
Tasarı, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın, tasarıdaki düzenlemelerin de yer aldığı kanun teklifi ile birleştirildi.
ARAÇLARIN FİYATLARI ARTIYOR MU?
Bakan Ağbal, "Tasarı ile getirilen değişiklikten sonra dizel araçlara yönelik vergi artışı olacağı" haberlerinin doğru olmadığını vurgulayarak, "Dizel araçlara dönük olarak, emisyona dayalı vergileme çerçevesinde bir artış planımız bulunmamaktadır." dedi.
Türkiye için önemli olan otomotiv sektörünün en çok AK Parti hükümetleri döneminde büyüdüğünü belirten Ağbal, otomotiv sektörünün büyümesi için teşvik sistemi üzerinden çok ciddi destekler verdiklerini ve vermeye de devam edeceklerini bildirdi.
Bakan Ağbal, motorlu araçların vergilendirilmesi konusunda her zaman sektörle görüşmeler yaptıklarını anımsatarak, iki yıl kadar önce elektrikli araçların ÖTV'sinde önemli indirim yaptıklarını, bir iki ay önce de hibrit araçlarla ilgili önemli düzenlemeler gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Maliye Bakanı Ağbal, şunları belirtti:
"Motorlu araçların vergilemesinin, tek başına motor silindir hacmine dayalı olmaması gerektiğini hepimiz söylüyoruz. Bakanlık olarak herkesin üzerinde mutabık olduğu konuyu, 'acaba vergileme ölçütleri olarak neler getirebiliriz' diye, bakanlık olarak çalıştık. Vergi adaletini, ödeme gücü ilkesini, araçların kullanım yerlerini önemsedik, en sonunda da emisyonla ilgili parametrenin de bu kanuna konulmasının, Türkiye'de çevre vergilemesi bakımından önemli olduğunu gördük.
Yaptığımız bu düzenleme, sadece sistemde vergileme ölçülerini artırmaktan ibaret. Yetki alıyoruz. Bu yetkimizi ne zaman, ne şekilde kullanacağız, hangi yönde kullanacağız, bu, bütçe politikası meselesidir. Bakanlık olarak gerekli çalışmaları yaparız, hükümet olarak çalışmaları yaparız ve bununla ilgili spekülasyon oluşmasına imkan vermeden gerekeni yaparız."
Ağbal, bütün partilerin, motorlu araçlarda silindir hacmine dayalı bir vergilemenin yetersizliği konusunda mutabık olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Motorlu taşıtlarda ÖTV'nin, satış bedeli üzerinden oran olarak belirlendiğini vurgulayan Ağbal, "Mesela 1600 CC'ye kadar olan araçlarda ÖTV yüzde 45. Acaba sadece motor silindir hacmine bakarak vergi oranı tespit etmek doğru mudur diyoruz? Hepimiz herhalde şunu söylüyoruz, 1600 motor silindir hacmine sahip olsa da öyle fiyat farklılıkları var ki düşük bedel ile o aracı alan kişi, 'ben, aynı silindir hacmi diye niye aynı oranda vergi ödemek durumundayım?' diyor. Sistemi değiştiriyoruz, sistemde araç çeşitliliğini artırıyoruz, vergileme ölçütlerini genişletiyoruz." ifadelerini kullandı.
Naci Ağbal, tasarı ile piyasada fiyat dengelerini değiştirecek bir düzenleme yapma planları olmadığını bildirerek, "Bir kaç gündür gazetelerde spekülasyon üretme görüntüsü var. Medyada oluşturulmaya çalışılan, yüksek miktarlı artışlar diye bir şey söz konusu değil." dedi.
Motorlu araçlarda ithalatın azaltılmasının önemine işaret eden Ağbal, ülkede satılan 100 otomobilden 80'e yakınının ithal olduğunu vurguladı.
Bakan Ağbal, uzun süredir otomotiv sektöründe yerli üretim yapan şirketlerin Ar-Ge harcamalarına teşvik verdiklerini ifade ederek, "Araçların bazı aksamlarının Türkiye'de üretilmesi noktasında Ekonomi Bakanlığı teşvik belgesi sistemi üzerinden ciddi destekler veriyoruz. Biz AB süreci içerisindeyiz, uluslararası yükümlülükleri olan bir ülkeyiz. Dolayısıyla vergilemede yabancı araçlara dönük özel bir ayırımcılık yapma imkanımız yok. Bir ürünün tesliminde, onun yerli olup olmamasına bağlı olarak, vergilemede ayırımcılık yapma imkanımız yok." değerlendirmesini yaptı.
"İŞTİRAKÇİLERİN EMEKLİ AYLIKLARINI ARTIRAN SİSTEM"
Maliye Bakanı Ağbal, tasarıdaki "Günlük brüt asgari ücretin 6,5 katı olan sigortaprimine esas günlük kazanç üst sınırının, günlük brüt asgari ücretin 7,5 katına yükseltilmesi"ne ilişkin madde hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
"Sistemde kişi ne kadar çok prim öderse ödediği kadar çok aylık alsın" diyen Ağbal, şöyle konuştu.
"Burada yaptığımız her artış, iştirakçilerin emekli aylıklarını da artıran bir sistem. Bu, hem ileriye dönük olarak gelir artışına imkan verecek hem de işverenler açısından maliyet oluşturacak. Maliyetin kimin üzerinde kalacağını belirleyecek husus, işveren ile işçi arasındaki sözleşme. Eğer net ücret üzerinden anlaşılmışsa yük işverenin üzerinde kalır ama net ücret sözleşmesi yapılmamışsa, o zaman kişi kendisi öder. Kişinin kendisinin ödemesi halinde de aslında, bugün tasarruf edecek, ileride ise bunu emeklilik olarak alacak.
Özel sektörümüzün özellikle asgari ücret artışına bağlı olarak karşılaştığı maliyetleri karşılamak amacıyla 2016 yılı bütçesinde yaklaşık 10 milyar liralık kaynak öngördük. SGK kayıtlarına göre, bir kısmı ücretli bir kısmı ise 350 bin sigortalı bağımsız çalışan var. Bu çerçevede 2017 yılında yaklaşık 1,6 milyar lira SGK'nın prim gelirlerinde bir artış öngörüyoruz."
"EMEKLİ MAAŞI ARTACAK"
SGK Sigorta Primleri Genel Müdürü Ahmet Açıkgöz ise "Günlük brüt asgari ücretin 6,5 katı olan sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırının 7,5 katına yükseltilmesini" örnek vererek açıkladı.
Tavandan bildirilen 4A kapsamında çalışan kişi sayısının 295 bin, 4B kapsamında ise 55 bin olduğunu belirten Açıkgöz, "Tavanın 6,5 kattan 7,5 kata çıkarılmasının emekli aylıklarına etkisi şöyle, bugün işe başlayan bir kişi 7 bin 200 gün prim ödeyerek emekli oluyor, asgari ücretin sabit olduğunu varsaydığımızda, kişi 4 bin 282 lira emekli aylığı almakta iken 658 liralık artışla 4 bin 941 liraya çıkacak, yani yüzde 15 artacak." bilgisini aktardı.
Güncellenme Tarihi : 2.11.2016 10:37