MB BAŞKANI DURMUŞ YILMAZ'DAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR!..
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, siyasi süreçlerin (Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler) banka tarafından dikkatle takip edildiğini vurgularken, ''Bu süreçlerin enflasyon hedeflerimizi etkilemesi durumunda, Merkez Bankası politika faizleri aracılığıyla tepki vermekten çekinmeyecektir'' dedi.
MÜSİAD'a konuk olan Durmuş Yılmaz, önümüzdeki dönemde enflasyon hedeflerine ulaşılmasını engelleyebilecek riskleri anlattı.
Orta vadeli enflasyon bekleyişlerinin, hedeflerin üzerinde seyretmesinin ücret ve fiyat belirlemede bir risk unsuru olduğunu söyleyen Yılmaz, ekonomik birimlerin geleceğe ilişkin planlarında enflasyon hedeflerini göz önüne almalarının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Yılmaz, ''(İleriye yönelik beklenen enflasyonu hedeflerinize koyun) diyoruz, geçmişe yönelik endeksleme yapmayın'' dedi.
Petrol fiyatlarında son dönemdeki düşüşün kalıcı olup olmadığının henüz belli olmadığını anlatan Yılmaz, küresel risk algılamaları ve uluslararası likidite koşullarında, gelişmiş ülke para politikalarından kaynaklanabilecek hızlı değişikliklerin bir risk oluşturduğunu söyledi.
Durmuş Yılmaz, ''Böyle bir durumda bankamız, orta vadeli bakış açısı ile uyumlu olarak enflasyondaki geçici yükselmelere tepki vermeyecek, ancak orta vadeli enflasyon beklentilerini yakından takip edecektir'' diye konuştu.
Yılmaz, hizmetler sektöründeki fiyat katkılarına karşı bu sektörlerde arzı ve rekabeti artırıcı uygulamalara mutlaka gidilmesi gerektiğini aktardı.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE GENEL SEÇİMLER
Önümüzdeki yıl cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimlerin yapılacağına da değinen Yılmaz, şunları belirtti:
''Siyasi süreçler, bankamız tarafından dikkatle takip edilmekte. Bizim ne cumhurbaşkanlığı seçimine ne de siyasi seçimlere herhangi bir şekilde faiz politikaları ile vesaire ile yön vermemiz mümkün değil, doğru değil, İmkansız bir iş...
Bizim söylediğimiz şu; bunlar bir risktir, eğer beklentilerde bir bozulma olur, bizim elimizdeki veriler etkilenirse, (Biz kısa vadeli faiz oranlarıyla bunlara tepki veririz) diyoruz, yoksa bizim faiz politikalarıyla bu tür gelişmeleri önlememiz, yönetmemiz, yönlendirmemiz ne hakkımız ne de bizim görevimiz... Böyle bir şey söz konusu değil ama bunlar önemli riskler... Üzerine basa basa söylenmesi gereken riskler... Bu süreçlerin enflasyon hedeflerimizi etkilemesi durumunda, Merkez Bankası politika faizleri aracılığıyla tepki vermekten çekinmeyecektir.''
REFORM SÜRECİ
Sıkı maliye politikasının kararlılıkla sürdürülmesinin son derece önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, ''Enflasyonla mücadelemiz, bugüne kadar en güçlü desteği aldığımız alandır. Gelirler politikasındaki ayarlamaların ve kamu kesimi faiz dışı harcamalarındaki gelişmelerin 2007 enflasyonu üzerindeki olası yansımaları dikkatle izlenecektir'' dedi.
Yılmaz, kamu çalışanlarına 2007 için öngörülen ücret artışlarının enflasyondaki düşüş sürecine destek vermesinin mümkün olmayacağını belirterek, ''Umarım ekonominin diğer sektörleri için ücretlere de bu şekilde yansımaz'' dedi.
Durmuş Yılmaz, yapısal reform sürecine kesintisiz devam edilmesi ve reformların zamanında gerçekleştirilmesinin kritik öneme sahip olduğunu, kesintiler ve gecikmelerin beklentileri olumsuz etkilemekte ve önemli maliyetlere yol açmakta olduğunu anlattı.
RİSK ALGILAMALARI VE BEKLENTİLERE DİKKAT
Risk algılamaları ve beklentilerde bozulmaya yol açacak her türlü uygulama, girişim ve söylemden kaçınılmasının büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ülkemizde beklentiler çok kısa zamanda aşırı uçlara kayabilmektedir. 5 yıllık bir süre, 30 yıllık enflasyonist geçmişi olan bir ülkede, yapısal kazanımların beklentilerdeki kırılganlığı kalıcı şekilde ortadan kaldırması için oldukça kısa bir süredir. Beklenti yönetimi, uygulamakta olduğumuz programın temel taşlarından biridir. Ortaya çıkan kayıpların telafisi uzun sürmekte ve maliyeti tüm topluma olmaktadır. Bu bakımdan IMF ve AB ile ilişkiler özellikle orta ve uzun vadeli beklentiler açısından iki önemli çapadır. Merkez Bankasının bağımsızlığının sorgulanmasına yol açabilecek'' dedi.
BANKANIN BAĞIMSIZLIĞI
Bu arada TCMB'nin bağımsızlığının sorgulanmasına yol açabilecek söylem, tartışma ve uygulamaların, politikalar ve hedeflerin güvenirliğini zedeleyebileceği ve bunun maliyetinin çok yüksek olacağının unutulmaması gerektiğini belirten Yılmaz, ''Politikamız eleştirilsin bundan hiç sıkıntımız yok. Söylenen doğrulardan payımıza düşeni de alırız. Ancak TCMB'nin, orta vadeli alınması gereken programları, hiç bir etki altında kalmadan alması gerekir. Bağımsızlıktan kastımız budur. Merkez Bankası bağımsızlığı, bu ülkenin en büyük kazançlarından biridir, herkesin yararınadır, gelinen nokta bunun bir ispatıdır'' diye konuştu.