Medya
  • 23.1.2006 04:10

MEDYADA 'VEDA YAZISI' POLEMİĞİ!..

HABERVİTRİNİ - Fatih Altaylı'nın Genel Yayın Müdürü olmasının ardından Sabah'tan ayrılmak zorunda kalan Ömer Lütfi Mete ve İlker Sarıer'in veda yazısı 'yazabilmeleri' yeni bir tartışmayı da başlatmış oldu.

Bu arada dikkate değer bir diğer tartışma ise 'okunma oranları' üzerine...

Fatih Altaylı'nın iki yazarın yazılarına son verirken öne sürdüğü 'okunma oranları' gerekçesine de Ömer Lütfi Mete yaptığı açıklamayla itiraz etti.

SABAH OKUR TEMSİLCİSİ YAVUZ BAYDAR'IN YAZISI:

Okurlara veda etmek...

Fatih Altaylı, gazeteyle yollarını ayıran yazarların veda yazısı yazmalarına değinirken "genelde Babıali'de buna pek izin verilmez" diyor.

Doğru. Maalesef bu çağdışı uygulama bizde yaygındır.

Her seferinde insanlarda buruk izler bırakır.

Veda yazısı yazdırmak doğru bir hareket midir?

Kesinlikle öyle.

Gazeteyle ilişiği kesilen yazara, en azından, "veda yazısı yazmak ister misin" diye sorulmalıdır. (Çünkü buna "hayır" diyenler de çıkabilir.)

Eğer haber kuruluşlarının okurlarına, dinleyici ve izleyicilerine karşı şeffaf olmasını istiyorsak, onlara bu soruyu sormak ve isteyene yazma hakkı tanımak gibi bir sorumluluğumuz var.

Kişiye güven

O yazarlar okurlarını belirsizlikte bırakmak istemez.
Gazetenin de buna yardımcı olması gerekir.

Eğer köşenin sorumluluğu o kişiye emanet edilmişse, güven esastır.

Tabii, veda yazısının da aynı denetim ve etik kriterlerine tabi olduğunu hatırda tutmakta da yarar var.

Bu arada, Ömer Lütfü Mete ve İlker Sarıer'e, okurlarından çok sayıda üzüntü, destek, teşekkür ve merak içeren mesaj geldiğini belirtmeliyim.

Ama genel yayın yönetmeninin tasarrufları, bu köşenin "radar alanı" dışında.

Bunu da okurlara hatırlatmakta yarar var.


SABAH GENEL YAYIN YÖNETMENİ FATİH ALTAYLI'NIN YAZISI:

Yazarlar ve veda

Bu hafta iki yazarımız Sabah okurlarına veda etti.

Değerli Ömer Lütfi Mete ve Sevgili İlker Sarıer.

Biliyorsunuz, "Muhabirliğe önem vereceğimi" söylemiştim. Benim için yazarlar önemli ama muhabirler de çok önemli.

Muhabirlerimizin ürünlerini daha iyi değerlendirebilmek için bazı yazarlarımızla yollarımızı ayırdık.

Burada tek bir kriterim oldu: "Okunma oranları."

Bunun için somut verilerden yararlandık ve bu kararı aldık. Eğer bu somut veriler benim yazılarımın okunmadığını ortaya koysaydı, ben yazmayacaktım.
Ve bir gün böyle bir durum ortaya çıkarsa bunu uygulayacağımdan emin olun. Ve eğer o gün gazeteyi ben değil de, bir başkası yönetiyorsa benim için bu kararı almaktan çekinmesin.

Yollarımızı ayırdığımız her iki çalışma arkadaşıma başarılar diliyorum.

İlker zaten Takvim'de yazmaya devam edecek. Yani uzağımızda değil.

Bu arada yazarlarımızın veda yazısı yazmaları da okurların ilgisini çekmiş.

Doğru, genelde Babıali'de buna pek izin verilmez.

Ama yıllarca bu gazeteye emek vermiş, bu gazetede okurlarıyla buluşmuş dostlarımıza bir veda imkânı vermesek, terbiyesizlik yapmış olurduk.

Ne okurlarımıza, ne de çalışma arkadaşlarımıza böyle bir şey yapmaya hakkımız var.

SABAH'TAN AYRILAN ÖMER LÜTFİ METE'NİN 'DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA'YA YAPTIĞI AÇIKLAMA:

Sabah’ta sizinle birlikte İlker Sarıer’in de yazılarına son verildi. Fatih Alltaylı yaptığı açıklamada aldığı kararın tek kriterinin “okunma oranları” olduğunu ifade etti. Bu tespite ne diyorsunuz? Gerçekten siz Sabah’ın en az okunan yazarlarından biri miydiniz?

METE: Altaylı’nın benim yazılarıma son vermesi çok doğal bir Genel Yayın Yönetmeni tasarrufudur. Fakat tasarrufunu böyle uyduruk bir gerekçeye dayandırması, iğrenç ama şaşırtıcı olmayan bir aşağılama girişimidir. Asıl gerekçeye ilişkin olarak onun da, benim de bir fikrimiz var. Ne oranda okunduğumu ve ne oranda benimsenen bir yazar olduğumu ölçmek için Altaylı’nın seçeceği uzman ve hakemlerce yapılacak değerlendirmenin dahi bu iddianın dayandığı sefil yalanı ortaya çıkaracağından eminim.

Peki sizce Fatih Altaylı “okunma oranları”nı hangi kritere göre belirlemiş olabilir?

METE: Ben size sorayım; gerçekten şu veya bu kritere göre bir tespit yapılarak böyle söylendiğini mi sanıyorsunuz? Aynı yazıda, ‘okurların veda yazısı yazdırmayı ilginç karşıladığı’ şeklinde benzersiz bir saçmalık da var. Bir kere bu ifade, yoğun okur tepkisinin itirafıdır. Ki bunu ben içeriden çok iyi biliyorum. Altaylı, bu tepkiyi ‘ilginç karşıladılar’ gibi bir ifade ile geçiştirirken daha da gülünç bir eda sergiliyor. Demeye getiriyor ki, ayrılan yazarın veda yazısı yazması, Altaylı’nın icadı ve lütfudur. Zavallılıktan doğan, gerekçesinin çürüklüğünü çok iyi bilmekten kaynaklanan bir hezeyan...

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:11

İLGİLİ HABERLER