Gündem
  • 24.2.2005 10:20

METİN ÖZER ATAMANIN PERDE ARKASINDAKİ PALAVRALARI ORTAYA ÇIKARDI

METİN ÖZER''İN YAZISI: ATAMANIN, PERDE ARKASININ PERDE ARKASI!.. Başbakan Erdoğan boş bulanan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Atilla Koç’u getirdi. Başbakan Koç’un kararnamesini onaylatmak için Köşk’e çıktı. Erdoğan’la Sezer’in baş başa görüşmesi ile ilgili gazetelerde, neredeyse birkaç bölümlük dizi çekilecek senaryolar yazıldı. Bizim medya içeriye dinleme aleti koymuş gibi, ikili görüşmeyi sayfalarına taşıdı. İşte size bazı başlıklar: -Sezer, Başbakan Erdoğan’ın Beşir Atalay’ı Milli Eğitim Bakanlığı’na kaydırma önerisin veto etti. -Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Çelik’i Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Atilla Koç’u da Devlet Bakanlığı’na atayan kararnameleri Köşk’e götürdü, ancak Sezer imzalamadı. -Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kaydırılacağını öğrenen Milli Eğitim Bakanı Çelik, bürokratlarıyla toplantı yapıp, durumu değerlendirdi. -Köşk’te 2 saatlik kıran kırana geçen pazarlık.İçerde Erdoğan ve Sezer dışarıda bürokratları terledi. Evrakların biri gitti biri geldi. -Köşk’te gergin anlar. Sezer’le Erdoğan zaman zaman tartıştı. Aralarında Hürriyet, Milliyet, Sabah, Vatan, Akşam, Tercüman,Radikal ve Cumhuriyet Gazetelerinin de bulunduğu Türk medyasının tamamına yakını dünkü Erdoğan-Sezer görüşmesini yukarıdaki başlıklarla okuyucularına duyurdu. Başlıklar farklı olsa da içerik tamamen aynı idi. Sanki haberin fotokopisi çekilmiş, yukarıdaki gazetelere dağıtılmıştı. Bu haberi Anadolu Ajansı geçse ancak bu kadar benzerlik olurdu. Kelimeler bile aynı. Sanki birisi bu gazetelerin temsilcilerini başına toplamış, içeride olup biteni haber vermiş. Ben ilk okuduğumda, “Vay canına Köşk’te savaş çıkmış” diye aklımdan geçirdim. Sizler de bunları okuyunca eminim, “Eyvah, ortalık karıştı” diye düşündünüz. Hatta bazılarınız Anayasa kitapçığının havada uçuştuğu malum MGK toplantısını hatırlayıp, borsadaki hisselerinizin satış talimatını bile vermiş olabilirsiniz. Hemen söyleyeyim!.. Endişe edecek bir şey yok. Zira yukarıda yazılanların tamamı yalan. Yani görüşmenin perde arkası yalan üstüne kurulmuş. Birisi yalan söyleyince, öbürleri de sazan gibi yalanın üstüne atlamış. Sonuçta ortaya tamamen hayali bir film senaryosu çıkmış. Peki yalanlar ne? 1-Başbakan Erdoğan Köşk’e 3 ayrı atama kararnamesiyle çıkmadı.Erdoğan’ın çantasında sadece Atilla Koç’un Kültür ve Turizm Bakanlığı’na atanmasını içeren bir kararname vardı. 2-Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın veto edildiği doğru değildi. Sohbet sırasında Atalay’ın adı bile geçmedi. 3-Milli Eğitim Bakanı Çelik’in, Kültür ve Turizm Bakanlığına getirilmesi hiç gündeme gelmedi. Çelik’in adı sadece Erdoğan tarafından “Biliyorsunuz Sayın Çelik Kültür ve Turizm Bakanlığı’na vekalet ediyor. Oraya bir atama yapmaya karar verdik” cümlesinde geçti. 4-“Çelik kaydırılacağını öğrenince bürokratlarıyla toplantı yaptı” ifadesi yalandı.Çelik, Erdoğan’ın Köşk’e çıktığı saatlerde bakanlığının bir çalışması için Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’le görüşüyordu. Konu Milli Eğitim Bakanlığı idi. 5-Bürokratların evrak getirip götürmekten yorulduğu bilgisi de gerçek değildi. Erdoğan’la birlikte Köşk’e çıkan ve Özel Kalem’de bekleyen yakınlarına bir kez bile iş düşmedi. 6-İçeride ne bir gerginlik ne de bir tartışma yaşandı. “Madem bunlar olmadı da, 2 saat boyunca içeride ne yaptılar?” diye bir soru aklınıza gelebilir. Onu da anlatalım. Normalde bu tür bakan atamalarında Başbakanlar önceden telefonla Cumhurbaşkanı’nı bilgilendirir, ardından kararnamesini yazıp Köşk’e götürürlerdi. Ancak bu sefer böyle olmadı. Başbakan Erdoğan, hiçbir bildirimde bulunmadan Koç’un kararnamesini yazılı olarak Köşk’e götürdü. Sezer, sohbetten sonra atama kararnamesini önüne alınca, bürokratlarından Koç’un güvenlik dosyasını istedi. Güvenlik dosyasının gelmesi gecikince, Erdoğan ve Sezer gündemdeki konularla ilgili konuştular. Başbakan Erdoğan son Arnavutluk ve Bosna-Hersek gezisiyle ilgili gözlemlerini anlattı.Ardından Brüksel’de yapacağı temasları irdeledi. Sohbetin bu bölümünde Koç’un dosyası geldi. Bu konularda titizliği ile tanınan Cumhurbaşkanı Sezer, gözlüklerini takıp büyük bir itina ile Atilla Koç’un dosyasını okudu. Sezer okumasını tamamladıktan sonra kararnameyi imzaladı. Bütün bu işlemlerde yaklaşık 2 saat sürdü. Erdoğan önceden telefonla Atilla Koç hakkında bilgi verseydi, bu görüşme 15-20 dakikada tamamlanacaktı. Bu bilgi verilmeyince görüşme uzadı. İşin aslı, yani sizin anlayacağınız kelimelerle “perde arkası” budur. Sazanlara duyurulur!.. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:10

İLGİLİ HABERLER