KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Türkiye’de, türkücü İbrahim Tatlıses’in eski hayat arkadaşı Derya Tuna’nın, gazino çıkışında kurşunlanması tartışılırken, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Şenkal Atasagun’un ‘televole’ diye bilinen magazin programları ile ilgili gazete yöneticilerini ikinci kez uyardığı ortaya çıktı.
Bundan yaklaşık iki yıl önce yaptığı bir açıklama ile televizyonlardaki magazin programları hakkında, “Bu televoleler insanı komünist yapar.” diyen Atasagun, bu uyarısını gazetecilerle kısa süre önce yaptığı bir görüşmede tekrarladı. Atasagun’un yaptığı uyarının hemen ardından, onlarca televizyon kamerasının önünde Derya Tuna’nın kurşunlanması, dikkatleri yeniden özel televizyonlardaki magazin programlarına çevirdi. Magazin yapımları değerlendiren sosyolog ve sosyal psikiyatristler Şenkal Atasagun’un kaygılarına hak verdi.Batman intiharları üzerine bilimsel çalışmalar yapan ve genç kız intiharlarında televizyonlardan yansıyan renkli hayatlara olan özentinin de rol oynadığını vurgulayan Sosyolog Doç. Dr. Yasin Aktay’a göre Türkiye’de en az denetlenen alanlardan birisi medyanın magazin bölümleri. Medyadaki magazinin bir standardı ve etik temeli olmadığı tespitini yapan Aktay, “Yapılan haberlerin toplumsal etkilerinin ne olacağı konusunda ticari pragmatizmden başka hiçbir standart yok. Her şey tutar mı, reyting alır mı mantığına kurban ediliyor. Sunulan modeller kötü olunca sonuçları da kötü oluyor. Bu açıdan müsteşarın kaygılarına katılıyorum.” dedi.
Sosyal psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Kemal Sayar da televolelerin insanları artık sadece bir diğerinin bakışı için yaşamaya teşvik ettiğini kaydetti. Sayar, “Bu programların topluma yaptığı en büyük kötülüklerden birisi, hayatta insanlığa yararlı olacak hiçbir değer üretmeyen insanları bize değer ve numune olarak takdim etmesidir. Televole bu ülkenin afyonudur. Bize insanların düşünmemesi ve hissetmemesi için fantazi hayatlar sunuyor.” diye konuştu.
İletişim bilimci ve gazeteci Ragıp Duran ise bütün Batılı ülkelerde televole tarzı yapımların olduğunu; ancak bunlar için ayrı yayın organları bulunduğunu ve meraklısına hitap ettiğini dile getirdi. Bizde en ciddi yayın organlarında bile magazinleşme yaşandığı tespitinde bulunan Duran, Batı’nın farkı ciddiyet ile magazini birbirinden ayırması. Örneğin bir Le Monde’da bu tür haberler bulamazsınız. Ama meraklısı da gider o haberlerin bulunduğu yayın organlarını alır.” yorumunu yaptı.
‘Asıl yozlaşma haber bültenlerinde’
Show Tv’de yayınlanan Televole ve Pazar Keyfi programlarının Genel Koordinatörü Can Tanrıyar eleştirilere cevap vererek, televole isminin bir marka olmasından dolayı günah keçisi haline getirildiğini söyledi. Atasagun’un sadece kendi programlarını hedef göstererek bir açıklama yapmadığını belirten Tanrıyar, “Bir haftada 168 saat var, bunun toplam bir saati televole. Nasıl bu kadar yıkıcı olabilir? Bahsi geçen MİT raporları asıl ana haber bültenlerindeki yozlaşma ile ilgili.” dedi.
Televolelerde hiçbir zaman bazı ana haber bültenlerinde yayınlanan travesti ve fuhuş haberlerinin olmadığını ifade eden Tanrıyar, “Televole kültürü diye bir olay yok. Asıl çivisi çıkan bazı haber bültenleri. Bizim de bir ahlak anlayışımız var, ahlaklı olmak kimsenin tekelinde değil.” yorumunu yaptı. Tanrıyar, bugüne kadar televizyon kanallarının televole yüzünden değil, ana haber bültenleri gerekçe gösterilerek kapatılmasına da dikkat çekti.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:25