MUMCU, KÜLTÜR BAKANLIĞI GÖREVİNE GETİRİLMESİNDE YEK-YÖK TARTIŞMALARININ NEDEN OLDUĞU İDDİALARINA CEVAP VERDİ

BİLGİN ŞAŞMAZ ANKARA - Kültür Bakanı Erkan Mumcu, Kültür Bakanlığı görevine getirilmesinde, turizmde beklenen krizin ve kendisinin kriz yönetimi konusundaki tecrübesinin rol oynamış olabileceğini belirterek, ''Siyaset mücadele işidir. Mücadele azmi olmayanlar ve gerektiğinde gerekli kararlılığı gösteremeyenler tarihin çöplüğüne gömülürler'' dedi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise yaşanan YEK-YÖK tartışmalarının, Bakan Mumcu'nun işsizliğinden ortaya attığı bir konudan kaynaklanmadığını, yüksek öğretimde reform konusunun Acil Eylem Planı ve 58. Hükümet Planı'nda yer aldığını söyledi. Çelik, eğitim konusunda akılcı ve rasyonel adımlar atacaklarını da kaydetti. 58. Hükümet'in Kültür Bakanı Hüseyin Çelik, bugün Kültür Bakanlığı'nda düzenlenen törenle görevini 58. Hükümet'in Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'ya devretti. Çelik, devir teslim töreninde getirildiği Milli Eğitim Bakanlığı görevini de Mumcu'dan devraldı. Bakan Çelik, kendisinin Kültür Bakanlığı'nda artık bir misafir sayılmasına rağmen, Mumcu'yu misafir ederek ilk sözü Mumcu'ya verdi. Kültür Bakan Erkan Mumcu, törende yaptığı konuşmada, devir teslim törenlerinin seramonik bir botunun olduğuna işaret ederek, Kültür Bakanlığı'ndaki törenin bir nöbet değişimi olarak kabul edilebileceğini vurguladı. Bakan Çelik ile 4 ay önce, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıklarının ortak hareket etmeleri halinde üzerlerindeki yükün hafifleyeceği konusunda ortak görüş bildirdiklerini ve geçen süre zarfında bu doğruytuda işbirliği yaptıklarını bildiren Mumcu, ''Ne benim ne de Çelik'in gözümüzün arkada kalacağını düşünmüyorum. Mahkeme kadıya mülk değil, önemli olan devletin kurumlarınn yaşaması. Gönül rahatlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı görevini devrediyorum. Hayırlı olsun'' diye konuştu. Bakan Çelik de kendisinin yaşça Mumcu'dan büyük olmasına rağmen Erkan Mumcu'nun siyaseten kendisinden tecrübeli olduğunu belirterek, ''Gönül rahatlığı ile görevimi bırakıyorum. Mumcu'ya sadece Kültür Bakanlığı değil, Turizm Bakanlığı da emanet ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı dönemde ilgi odağı oldu, başarılı çalışmalara imza attı, önemli projelere start verdi'' şeklinde konuştu. AK Parti'li bakanların bireysel politika yapmadıklarının altını çizen Çelik, yapılan icraatların AK Parti Hükümetine ait olduğunu, dolayısıyla AK Parti'nin olduğunu ifade etti. Türkiye'nin çok büyük bir kültürel mirasa sahip olduğuna ve önemli bir öğrenci kitlesine sahip olduğuna değinen Çelik, Kültür ve Milli Eğitim Bakanlıklarının ortak hareket etmelerinin işlerin yoğunluğunu azaltacağını, Sponsorluk Yasası'yla da özel sektörün söz konusu alanlara katkısını artıracağına inandığını bildirdi. GAZETECİLER MUMCU'NUN ATAMASINI YEK-YÖK TARTIŞMASINA BAĞLADI Bakanlar daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladılar. Mumcu, bir gazetecinin, 'Milli Eğitim Bakanlığı görevinden Kültür Bakanlığı'na getirilmeniz de YEK-YÖK tartışmalarının etkisi oldu mu?' sorusunu şöyle yanıtladı: ''Etkili olduğunu zannetmiyorum. Eğitimde reform yapılması sadece 58. Hükümet'in politikası değil. Türkiye'de ilk ve orta öğetimdeki sorunlar çözülmedikçe, Türk eğitimi sağlıklı bir yapıya kavuşamaz. Türk eğitiminin sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesi için de ilk ve orta eğitimdeki geçişi sağlayacak bir yüksek öğretim yapısına kavuşması gerekmektedir. Göreve getirilmemede; Turizm ve Kültür Bakanlıklarının birleşiyor olması, turizmde bir kriz bekleniyor olması ve benim kriz yönetimindeki tecrübemin olmasıdır. Hükümet bir takım oyunudur. Bugün buradasınız, yarın başka bir yerde, olmanız gereken yerde olursunuz. Bu tür şeylerin farklı yorumlanmasını doğru bulmuyorum''. Mumcu bir başka soru üzerine de, ''Siyaset bir mücadele işidir. Mücadele azmi olmayan ve gerektiğinde gereken kararlılığı gösteremeyenler tarihin çöplüğüne gömülürler'' açıklamasında bulundu. Bakan Çelik de, YEK-YÖK tartışmaları konusunda Mumcu'nun izlediği politikayı benimseyip benimsemeyeceği yönündeki bir soru üzerine şunları söyledi: ''Ben siyasetçi olmadan önce bir üniversite hocasıydım. Hocalık vasfımın çok daha kalıcı olduğunu düşünüyorum. Akademisyen, bilimadamı olmakla her zaman gurur duydum. Dolayısıyla üniversiteyi, Türkiye'deki yüksek öğretimi en iyi bilenlerden biri olduğumu düşünüyorum. Sayın Mumcu, işsizlikten, canı sıkıldığı için böyle bir meseleyi gündeme getirmemiştir. Bu Türkiye'nin ihtiyacıdır. Türkiye'de bir anket yeptiğiniz zaman yüzde 90'ın üzerinde insan yüksek öğretim programında değişiklik yapılmasını istediklerini söylüyor. Elbette biz bu değişikliği yaparken, katılımcı demokrasinin gereği neyse, ortak aklın gereği neyse bunu yapacağız. Amacımız üzüm yemektir, bağcı dövmek değildir kesinlikle. Bütün amaç, daha kaliteli daha çağdaş bir yüksek öğretimin temin edilmesidir. Sorumluluk durumunda olmadığınız zaman biraz duygusal olabilirsiniz ancak, devleti yönetenlerden biri olduğunuz zaman, devlet yönetimi kesinlikle duygusallık götürmez. Bazı kurumların başındaki insanlarla birlirinizi sevmeyebilirsiniz. Ama kesinlikle birbirinizi saymak zorundasınız. Devletin tepesinde kavga olmaz olmamalıdır. Akılcı ve rasyonel adımlar atacağız. Üniversitelerle, bilimadamlarımızla, Türkiye'de bu konuda söyleyecek sözü olan herkesle biraraya gelerek ortak adımlar atacağız. Katılımcı politikanın gereği yapılacaktır. Amerika yeniden keşfedilmeyecektir. Türkiye'nin menfeatleri neyi gerektiriyorsa o yapılacaktır. Bu konu, Acil Eylem Planı ve Hükümet Programında da olan bir konudur. Bunlar nöbet değişti diye rafa kalkacak meseleler değildir. Bireysel politika yapmıyorum. Bir takını oyuncularıysak, birimizin forfet, birimizin santrafor olması o takımın stratejisi değiştirmez''. Açıklamaların son bölümünde iki bakanın elele tutuştukları gözlendi. Bakan Çelik, taşıdığı altın Kültür Bakanlığı rozetini Mumcu'ya taktı. Çelik'in, ''Altın rozet takıyorum'' ifadesi üzerine Mumcu da Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarından aldığı rozeti Mumcu'ya takarken ''Bu normal bir milyon 250 bin liraya satılan rozet'' diye espri yaptı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:34