Gündem
  • 2.9.2003 12:50

NECİP HABLEMİTOĞLU'NUN EŞİ, RADİKAL'İN YAYIN YÖNETMENİ BERKAN'I BİLDİKLERİNİ AÇIKLAMAYA ÇAĞIRDI...

BİA (İstanbul) - “Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği Yönetmeliği ile hukuksuzluğun, insan hakları ihlallerinin gizli bir örgütle yürütüldüğü açığa çıkarıldı” diyen Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Akın Birdal, yönetmelik uyarınca gerçekleştirilen eylemlerin açığa çıkarılması için Cumhuriyet Savcılarını görev başına çağırıyor. SDP Genel Başkan Yardımcısı Veysi Sarısözen, gizli operasyonlar ve hukuk dışı uygulamaların açıklanması çağrısı yapıyor. “Toplumsal İlişkiler Başkanlığı’nda görev yapan insanlar, karşımıza bazen gazeteci bazen akademisyen olarak çıkıyor. Ayrıca, MGK’nın doğrudan ilişkide olduğu dernek, vakıf ve kuruluşlar da var” diyen İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Hüsnü Öndül ise, MGK Genel Sekreterliği bünyesinde görev yapan gizli kadroların açıklanmasını istiyor. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’ndan Tayfun Mater’e göre, Türkiye’de “psikolojik harekat” daha çok eğitim ve medya alanlarında sürdürülüyor. Mater, Harp Akademilerine bağlı MGK Akademisi’nin varlığına işaret ediyor; bütün devlet dairelerinden üst düzey görevlilerin bu akademide ders gördüklerini, MGK’nin sivillerle ilişkisini bu yolla sürdürdüklerini hatırlatıyor. “MGK’nin etkinliği azalsa da Akademinin faaliyetleri muhtemelen sürecektir” diyen Mater, Milli Güvenli konsepti içinde hazırlanan tüm bilgi ve belgelerin ortadan kaldırılmasını istiyor. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun eşi, Ankara Üniversitesi (AÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şengül Hablemitoğlu ise, Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan’ın “Acaba Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı ve hatta Necip Hablemitoğlu cinayetleri de birer psikolojik harekat mıydı?” şeklindeki sorusunu hatırlatarak, “Berkan’ın elinde yeni bilgiler mi var?” diyor. Öndül, Birdal, Sarısözen, Mater ve Hablemitoğlu, MGK Genel Sekreterliği Yönetmeliğini bianet’e değerlendirdiler: Birdal: Sorumlular yargılanmalı * MGK Genel Sekreterliği Yönetmeliği ile, 12 Eylül askeri darbesiyle getirilen hukuk anlayışının günümüzde de sürdüğü anlaşıldı. * Hukuksuzluğun, insan hakları ihlallerinin gizli bir örgütle yürütüldüğü açığa çıkarıldı. Andıçla yapılan cinayetler, suikastler ve benzeri olaylar var. Cumhuriyet Savcıları hukuksuzluğun, eylemlerin açığa çıkarılması ve sorumluların yargılanması için görev başına geçmeli. * Avrupa Birliği’ne (AB) uyum yasalarını düzenleyen hükümetin, uyum yasalarına bağlı hükümleri yerine getirmesi gerekiyor. 7. Uyum Paketi’nde MGK Genel Sekreterliği başbakanlığa bağlandığına göre, Başbakanlık harekete geçmeli. * Demokratik kamuoyu, hukuk dışı icraatların açığa çıkarılması için demokratik tepkisini göstermeli. Demokratik güçlerin birliği, bu belgenin ve sonuçlarının unutturulmaması için de önemli. Öndül: Gizli kadrolar açıklanmalı * MGK Genel Sekreterliği’nin bu çok tepki çeken yönetmeliğinde anılan işler aslında MGK veMGK Genel Sekreterliği Kanunu’nda, genel sekreterliğin görev ve yetkilerini düzenleyen maddelerde de yer alıyordu. Bu maddeler, 7. Uyum Paketi’nde büyük ölçüde ayıklandı. * Yasada hâlâ MGK Genel Sekreterliği’nin kadroları gizli tutuluyor. Son zamanlarda yapılan açıklamalarda, “MGK Genel Sekreterliği yüzde üç asker kökenlidir” deniyor. Bize oranlar bildiriliyor ama, oranların değil, isimlerin açıklanması gerekiyor. Çünkü, Toplumsal İlişkiler Başkanlığı’nda görev yapan insanlar, günlük yaşamımızda karşımıza bazen gazeteci bazen akademisyen olarak çıkıyor. Bu kadrolar MGK Genel Sekreterliği’nden ücret alıyor ve MGK Genel Sekreterliği’nin bütçesi belli değil. * MGK Genel Sekreterliği’nin ilişkide olduğu bazı sivil toplum kuruluşları var. Peki hangi dernekler, sendikalar ya da oluşumlar MGK Genel Sekreterliği’nin toplantılarına katılmış, ne tür talimatlar almış olabilir? Bu kuruluşların isimlerinin açıklanması gerekiyor. * MGK Genel Kurulu, bütünüyle anti-demokratik bir organdır. MGK’nın kendisinin anayasal organ olmaktan çıkarılması gerekir. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’ndeki her yurttaşın konuyla ilgili sorularını seçilmiş siyasilere sorması; tüm gizli düzenlemelerin, MGK Genel Sekreterliği kadrolarının, bütçesinin, faaliyette bulunduğu kuruluşların isimlerinin açıklanmasını talep etmesi gerekiyor. Sarısözen: Gizli operasyonlar ve kararlar açıklanmalı * MGK Genel Sekreterliği’ni hedef alan haberlerin basında yer alması ve ordu içindeki farklı görüşlerin açık bir şekilde dile getirilmesi büyük bir önem taşıyor. * Derin devletin bu aygıtına yönelik eleştiriler, Türkiye’de belli demokratikleşme ihtimallerine itiraz eden subay ve emekli subayların ağır şekilde eleştirilmesi olumlu gelişmeler. * Derin devletin bu şekilde ortaya çıkarılmasından sonra herhangi bir duraklama, bütün bu olumlulukları bir çırpıda ortadan kaldırabilir. Çünkü aygıt henüz ayakta, hiçbir taş yerinden oynamış değil. * İsmet Berkan’ın Radikal gazetesinin Cuma günkü sayısında köşesinde dile getirdiği “Acaba Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, AhmetTaner Kışlalı ve hatta Necip Hablemitoğlu cinayetleri de birer ‘psikolojik harekat’ mıydı” sorusu çok yerinde ve önemli bir sorudur. Eğer bizim bilmediğimiz güvenceleri yoksa, Berkan kritik bir iş yapıyor. * Türkiye’deki hemen tüm derneklerde, resmi ve özel kuruluşlarda ve bütün gizli örgütlerde MGK Genel Sekreterliği’nin kontrolünde olan olağanüstü bir istihbarat ağı var. Bu ağa rağmen şu ana dek failleri ortaya çıkarılamamış bütün cinayetlerle ilgili Berkan’ın böyle bir adres göstermesi doğal. Çünkü, gizli olan işi gizli olan yapar. Dolayısıyla, bütün bu gizlilik perdesinin kaldırılması, Türkiye’de demokratikleşmenin en temel koşullarından biridir. * Mevcut hükümet MGK Genel Sekreterliği’nin 12 Eylül askeri darbesinden bu yana almış olduğu bütün kararları, yapmış olduğu bütün operasyonları açıklamak zorundadır. Bu yapılmadıkça, 12 Eylül rejiminin devam ettiği apaçık bir gerçek olarak önümüzde durur. Bu yapılmadığı zaman, bütün değişim iddiaları boşlukta kalır. Mater: Harekatın esası eğitim ve medya * “Psikolojik harekat” terimi her şeyi kapsayabilir. Türkiye’de o kadar örgütlü yürütüldüğünü sanmıyorum. Ancak, küçüklüğümüzden beri hepimize kabul ettirilmiş olan bir takım genel geçer yargılar vardır. Eğitim, bu psikolojik harekata uygun verilir. Ders kitaplarının yazımı, üniversitelere kadar eğitimdeki yaklaşımlar hep bu harekatın parçaları olarak değerlendirilebilir. Sonuçta, resmi görüş insanların beyinlerine çıkmamak kaydıyla yazılır. * Psikolojik harekatın etkilerini eğitimin yanı sıra iletişimde hissedebiliriz. Medya ve yayın organları vasıtasıyla bazı kalıplar çokfazla hissetmeden zihnimize yerleşir. Üstelik, medya çalışanları bile böyle bir harekatın parçası olduklarını fark etmeyebilirler. Çünkü, onlar da yetişme biçimleri nedeniyle haberlerini sorgulamaktan uzak durum kendilerine bir otosansür uygularlar. * Bunun en yaygın uygulaması “sözde” kavramıyla karşımıza çıkar. Sözde Ermeni Soykırımı, Sözde aydınlar, sözde PKK Başkanlık Konseyi gibi.... Sözde lafı öylesine yaygın bir kullanıma sahip ki, bütün editörler medyada bunu söyle yazmak, televizyonda böyle söylemek zorunda. * Türkiye’de ve dünyada alternatif medya kanalları çok zayıf olduğu için de bu tutum zamanla fabrikasyon, yalan haber üretmeye dönüşür. Öyle bir üretilir ki, sonunda siz de ona inanırsınız. Örnek vermek gerekirse, Çanakkale’de 250 bin şehit verdiğimiz iddiası. Çanakkale’de aslında 50 bin şehit verdik. Ancak herkes öyle bir yetiştiriliyor ki, 250 bin şehit verdiğimiz inanışı yerleşiyor. * Bu kişiler kadrolu mu çalışıyorlar? Hayır öyle olması gerekmez… Devletin her kurumunda böyle insanlar vardır. Devlet dairelerinde çalışan direkt MGK’ya bağımlı kadrolar da vardır. * En önemlisi, Harp Akademisi’ne bağlı bir MGK Akademisi var. Bütün devlet dairelerinden üst düzey insanlar gidip orada 6 ay-1 sene ders görüyor, mezun oluyorlar. Böylece, devlet memurları ile MGK arasında doğal bir ilişki kurulmuş oluyor. MGK Genel Sekreterliği’nin yetki ve etkinliği azalsa da Akademi muhtemelen devam edecek. Askerler sivillerle ilişkilerini bu şekilde sürdürecekler. * Milli Güvenlik Konsepti içinde halka karşı yapılan tüm yazılı belgelerin imha edilmesi gerekiyor. MGK diye bir kurula gerek olmadığını vurgulamalı, bu kurulun kaldırılmasını istemeliyiz. Hablemitoğlu: Gizli yönetmelikler MGK ile sınırlı değil * Gizli yönetmelik ve kararnamelerin varlığı önceden de biliniyordu. Üstelik, gizli yönetmelikler MGK Genel Sekreterliğininki ile sınırlı da değil. Radikal gazetesinin bu belgeleri neden şimdi açıklamayı seçtiği önemli. Ayrıca, İsmet Berkan’ın Cuma günkü yazısında sorduğu sorular da çok anlamlı. Berkan’ın eline yeni bilgiler mi geçti, bu tür yorumları neye dayanarak yapıyor? (BB) (www.bianet.org) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:37

İLGİLİ HABERLER