
''ÖCALAN ZEHİRLENMEDİ''
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın zehirlendiği yolundaki iddiaların asılsız olduğunu açıkladı.
Terör örgütü yandaşları, terör örgütü başının tutukluluk durumunu gündemde tutulabilmek için zehirlenme iddiasını gündeme getirmişlerdi.
İşkenceyi Önleme Komitesi, bağımsız uzmanlardan oluşan heyetlerle, Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerdeki cezaevi ve karakolları izin almadan denetleme hakkına sahip.
ADALET BAKANLIĞI RAPORU OLUMLU BULDU
Adalet Bakanlığı, terör örgütü elebaşı
Abdullah Öcalan'ın sağlık durumu hakkında Avrupa İşkencenin Önlenmesi
Komitesi'nin (AİÖK) hazırladığı raporda, hükümlüde hiçbir zehirlenme
bulgusunun olmadığını açıkça ortaya koyduğunu bildirdi.
Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan
yazılı açıklamada, Avrupa AİÖK'nın, Türkiye'nin kurucu üyelerinden
olduğu Avrupa Konseyi'nin bir denetim organı olduğu hatırlatıldı.
AİÖK'nun, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi'ne taraf ülkelerde,
hürriyetinden mahrum edilmiş kişilerin tümüyle, hiçbir kısıtlama
olmaksızın görüşmek hakkına sahip olduğu belirtilen açıklamada,
kuruluşun üye ülkelerin hepsine planlı ya da önceden bilgi vermeksizin
ziyaretler gerçekleştirerek, bulgularını ilgili hükümete ilettiği ifade
edildi.
AİÖK'nın raporlarının ve hükümetlerin bu raporlara yanıtlarının ilke
itibariyle gizli olduğu, ilgili hükümetin izni ile yayımlanabildiği
anımsatılan açıklamada, şöyle denildi:
"Bilindiği üzere, İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda
hükümlü bulunan, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın zehirlendiği
yolunda 2007 Mart ayında adı geçenin avukatlarınca ortaya atılan
iddialar üzerine, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlüden
numuneler alınarak İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda tahliller yapılmış ve
tahliller sonucunda Kurumun zehirlenme iddialarının asılsız olduğu
yönündeki tespiti, 12 Mart 2007 tarihinde anılan Cumhuriyet
Başsavcılığımızca kamuya açıklanmıştı."
Açıklamada, daha sonra AİÖK'nın 19-22 Mayıs 2007 tarihlerinde İmralı
Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ni ziyareti sırasında, "hükümlü Öcalan'dan
saç ve göğüs kılı örnekleri alındığı" ve söz konusu numunelerin
tahlillerinin AİÖK'nin belirlediği uzmanların da katılımıyla 29 Ekim-6
Kasım 2007 tarihlerinde Türkiye'de, TÜBİTAK'ta yapıldığı belirtildi.
AİÖK'nin 19-22 Mayıs 2007 tarihinde adaya yaptığı ziyarete ilişkin
raporun, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin zamanında vermiş olduğu
yanıtın ve AİÖK'nin zehirlenme iddiaları konusundaki bulgularını içeren
ek raporun, anılan belgelerin gizliliğinin kaldırılmasına yönelik iznin
hükümetçe verilmesinin ardından, 6 Mart 2008 tarihinde AİÖK
tarafından yayımlandığı ifade edilen açıklamada, anılan belgelere
AİÖK'nın "www.cpt.coe.int" adresinden ulaşılabildiği bildirildi. Açıklamada,
şunlar kaydedildi:
"Türkiye'de gerçekleştirilen son derece ayrıntılı ağır metal tahlilleri
sonuçlarına ilişkin analiz ve değerlendirmeler, AİÖK tarafından bağımsız
uzmanlara yaptırılmıştır. Bahse konu uzmanların analiz ve
değerlendirmeleri sonucunda AİÖK'nın hazırladığı rapor, hükümlüde hiçbir
zehirlenme bulgusu olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. AİÖK'nin
yorumunda, 'AİÖK tarafından görevlendirilen uzmanların bulguları,
hükümlünün ağır metal zehirlenmesine maruz kalmadığını göstermektedir.
Kıl numunelerinde görülen yüksek değerlerdeki baryum, magnezyum ve
stronsiyuma ilişkin olarak, uzmanlar bunların muhtemelen çevresel
faktörlere bağlı olduğunu değerlendirmiştir' ifadelerine yer
verilmektedir. Yorumda, her halükarda, toksik olmayan bu maddelerle
ilgili olarak tespit edilen değerlerin hükümlünün sağlığı için tehlike
teşkil etmediği görüşü belirtilmektedir.
Öte yandan, AİÖK'nın yukarıda belirtilen İmralı ziyareti sırasında
hükümlü Öcalan'ın sağlık sorunları hakkında gündeme getirdiği hususlar
çerçevesinde, mutat sağlık kontrollerine ek olarak, gerekli muayene ve
tahlilleri yaptırılmış ve sonuçları AİÖK'ya iletilmişti. Bu konuda,
AİÖK'nın raporunda vardığı sonuç, hükümlünün röntgenlerinde endişe
edilecek bir bulguya rastlanmadığı, burnundaki geniz akıntısı gibi
sıkıntıların ise Türkiye'deki mahkumiyetinden yıllar önce geçirdiği bir
cerrahi operasyondan kaynaklandığı şeklindedir.
AİÖK'nın raporu ve raporun ekindeki belgeler, PKK terör örgütü elebaşı
Abdullah Öcalan'ın ve PKK yandaşlarının uluslararası kamuoyunu
yanıltmaya yönelik çabalarının ve iddialarının ne derece yanıltıcı ve
gerçek dışı olduğunu bir kez daha göstermiştir."