Öcalan'ı neden avukatlarıyla görüştürmediklerini açıkladı
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'de buluştuğu sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden, Türkiye'nin terör sorununu çözmek için kendilerine inanmalarını ve destek vermelerini istedi. Çözüm sürecine değinen Erdoğan, "Buradan eğer bir çıkış olacaksa biz bu çıkış yolunu deniyoruz, deneriz ve bundan da yılmayız. Birilerine rağmen de bunu erteleyemeyiz. Biz bu adımı attıysak burada bir çözüm yolu olduğu için" dedi. Genel af çıkmayacağının altını da çizen Erdoğan, "Genel affın olmayacağını defaatle ifade ettik. Ben bizzat ifade ettim ve bunu çok daha ilerilere taşıdım. 'Bir insanı öldüreni af yetkisini ben kendimde bulamam' dedim" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki gündür devam eden Balıkesir programı kapsamında bu sabah Asya Termal Otel'de sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile bir araya geldi. İçeri basın mensupları alınmadan gerçekleştirilen, ancak uydu aracığıyla canlı olarak yayınlanan buluşmada konuşan Başbakan Erdoğan, sözlerine yaşamını yitiren Müslüm Gürses'e Allah'tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileyerek başladı. Başbakan Erdoğan, ardından Balıkesir'e yapılan yatırım ve sunulan hizmetlerle ilgili bilgi verdi. İlin güçlü yanlarını sıralayıp, Türkiye ekonomisi için önemini vurguladı. Başbakan Erdoğan, iktidarları döneminde Türkiye'nin geldiği noktaya da değinerek, daha iyi olması için çalıştıklarını söyledi.
BARIŞ SÜRECİ
Terörün önlenmesi için başlattıkları barış sürecine de değinen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin sorunlarını erteleyerek, çözümsüzlüğe terk ederek istediği hedeflere ulaşamayacağını belirtti. Türkiye'nin sorunlarını çözdükçe atılım yapabileceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Sorunların üzerini örtmek, sorunları ertelemek ya da görmezden gelmek, Türkiye'yi bir süre idare etse bile, daha sonra tedavisi zor yaralara yol açar. Sorunları çözmek için cesaret gösteremeyenler, sorunlar karşısında tedirgin, ürkek, korkak olanlar bir süre milleti kandırsalar bile bu sahte imajı sonsuza kadar sürdüremezler. Cesaret, samimiyet ve kararlılık, en zor meselelerin en çetin sorunların bile üstesinden gelir. Biz şuna yürekten inanıyoruz; karşınızdaki sorun ne kadar büyük olursa olsun, sırtınızı Allah'a, sırtınızı millete dayadığınızda, milletin hayır duasını arkasına aldığınızda, o sorunu siz ezer geçersiniz."
KARARLILIKLA ÜZERİNE GİDİLMEDİ
Siyasetin, kendilerinden acıları dindiremediğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bizden önce terörün Türkiye'nin üzerine karabasan gibi çöktüğü 20 yıl boyunca maalesef bu meselenin üzerine cesaretle, kararlılıkla ve en önemlisi de samimiyetle gidilmedi. Hiçbir hükümet risk almak istemedi. Muhalefette olan partiler sorumluluk almak istemedi. 'Seçim' denildi, 'oy oranları' denildi, 'tahrik' denildi, 'provokasyon' denildi ve süreç sadece idare edildi" dedi.
Anadolu'da, Trakya'da ocaklara ateş düşerken, siyasetin bu acıları dindirmek için kararlı, dirayetli adımlar atamadığı ileri süren Erdoğan, şunları söyledi:
"Bakın 10 yıldır milletimizin takdiriyle, milletimizin tercihiyle ülkemize hizmet ediyoruz. Partimizi kurarken, programımızı yazarken, terör meselesini çözme konusunda tam bir irade sergiledik ve bu iradeyi hükümete taşıdık. Ama ne oldu biliyor musunuz; 10 yıl içinde terör meselesine çözmek için her adım attığımızda karşımıza engeller çıktı. Ne zaman adım atsak, karşımızda duvarlar bulduk. Ne zaman bir girişimde bulunsak karşımızda hendekler bulduk. Ne zaman harekete geçsek karşımıza provokasyonlar, tahrikler, sabotajlar bulduk. Bunları bir mazeret, bahane olarak söylemiyorum. Bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Biz bu işi inşallah çözeceğiz dedik. Samimiyetle üzerine gittik. Bu meseleye biz yüreğimizi koyduk. Ve Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle bu yolda yürüyoruz."
'CHP HALA BİZE DÖNECEK'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha önce bu konuları çözüme kavuşturmak için kendilerinden randevu talebinde bulunduğunu, üç arkadaşıyla geldiklerini, kendisinin de üç arkadaşıyla görüşmeye katıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, bu üçer kişinin oturup birlikte çalışma yapmalarını istediğini dile getirdi. CHP'li Akif Hamzaçebi'nin bu işin bir iki ayda olamayacağını, daha uzun süre gerektiğini söylediğini aktaran Erdoğan, "Hala bize dönecekler" dedi.
"MHP RANDEVU VERMEDİ"
MHP'nin de çözüme katkı adına hiçbir şey yapmadığını, küfür ve hakaret ettiklerini öne süren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"CHP randevu ister vermez. Ak Parti randevu ister vermez. Arkadaş sen neyin partisinin? Bir araya gelip oturmaktan bu kadar kaçınan çekinen siyasi parti bu ülkede niye var? Konuşmayacaksak niye var? Adam birbirini öldürüyor, daha sonra girip kucaklaşıyorlar, barışıyorlar. Burada böyle bir şey yok. Böyle bir anlayış böyle bir mantık olabilir mi? Üç kez ben randevu istedim, vermedi. Sen bulunmayan Hint kumaşı mısın ya? Ben milletim adına istiyorum, şahsım adına değil. Böyle bir tablo var. Ben iktidar partisinin başıyım, bu ülkenin başbakanıyım, senden randevu istiyorum ya. Sen ise hala ipe un seriyorsun."
"BEBEK KATİLİ İLE BİR ARAYA GELMEK"
Görüşme sırasında, toplantıya katılanlardan birinin "Bebek katili ile bir araya gelmek" dediğini aktaran Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sevgili kardeşim bakın bu aynı mantıktır. İade ettiğim mantığın ta kendisidir. Dünyada hangi ülkeye giderseniz gidin, o ülkenin iktidarları istihbarat mensupları ile sadece terör suçlularıyla değil, her türlü suçluyla giderler görüşmeler yaparlar. Onlardan belli şeyleri almanın gayreti içine girerler ve çözümü böyle getirirler. Bunlar olmazsa zaten çözüm olamaz. Şu anda benim istihbarat teşkilatım bu görüşmeleri yapıyorsa niçin rahatsız oluyorsunuz. Orada bir çözüm umudu varsa biz bunu ararız arkadaşlar. Biz akan kan dursun istiyoruz. Bunun için bu adımları atıyoruz. Aksi takdirde bunu durduramazsınız. Şu anda bu işin kanatları belli. İmralı'ya ben getirip koymadım onu. İmralı'ya da geçmişte sol, MHP, biliyorsunuz liberal, bunların ortaklaşa hükümetinde geldi, yerleştirildi. İsabetli de olmuştur. Belki bir F tipi cezaevinde olsa oralarda binlerce insan belki gelip gösteri yapacaktı. Şu anda 'İmralı ile niye görüşme yapılıyor, birileri ile niye görüştürülüyor?' deniyor. Biz şu anda avukatlarıyla görüştürmüyoruz. Niye? Yalan yanlış haber getirip taşıdıkları için. Ancak ailesiyle hakkı olan görüşmeleri yaptırıyoruz. Buradan eğer bir çıkış olacaksa biz bu çıkış yolunu deniyoruz, deneriz ve bundan da yılmayız. Birilerine rağmen de bunu erteleyemeyiz. Eğer biz bu adımı attıysak burada bir çözüm yolu olduğu için."
"GAZİLİĞİ İSTİSMAR ETMEYİN"
Başbakan Erdoğan, zaman zaman gaziliğin bazı çevrelerce istismar edildiği görüşünü savunarak, "Gazi olabilirsin, eyvallah, bu bir şereftir bununa övün, ama istismar etmeyin" dedi.
Kendi iktidarlarında şehit yakınları ve gazilere bugüne kadar olmayan imkanları sağladıklarını anlatan Erdoğan, "Önüne gelen şehit gazi dernekleri kuruyor. Bu da olmaz. Bir yere kadar saygı getirir, bir yerden sonra bakarsınız o kaybolur. Vatandaş, millet burada bir istismarın olduğunu anladığında saygısı kaybolur. Ama biz gerçek anlamda şehidimizin, gazimizin başımızın üstünde yeri olduğunu bildik ve onun için de bu adımları attık, bundan sonra da atarız" diye konuştu.
'GENEL AF YOK'
Toplantıda genel af konusuna tepki gösterenlerin olması üzerine buna da değinen Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
"Bir diğer konu; 'Genel af çıkacak mı?' Biz genel affın olmayacağını defaatle ifade ettik. Ben bizzat ifade ettim ve bunu çok daha ilerilere taşıdım. 'Bir insanı öldüreni af yetkisini ben kendimde bulamam' dedim. Ben bu ifadeyi kullandım diye ana muhalefetin mensupları kalktılar 'Şeriat getirmek istiyor' dediler. Bunu yine söylüyorum. Devlet kendisine karşı işlenen suçlarda bu tür af yetkisini kullanabilir. Ancak maktul başkası, affeden başkası. O af yetkisi maktulün yakınlarınındır. Geçenlerde bir bayanı 8 yerinden bıçaklıyor, sonra öbür kapıdan serbest bırakılıyor. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum. 'Bu nasıl bir adalettir?' sorusunu ben de kendime soruyorum. Ama erklerin bağımsızlığından hareketle, bizim orada yapacak bir şeyimiz yok. Ben Adalet Bakanıma da onu söyledim. Dedim, 'Bu işin üzerine nasıl gideceksek gidelim.' Artık biz bunları görmek istemiyoruz."
BALIKESİRLİLER'DEN DESTEK İSTEDİ
Konuşmasında Balıkesir'in bir şehitler diyarı olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Balıkesir Sultanisi 1914 döneminde hiç mezun vermedi. Tüm öğrencileri Çanakkale'de şehit oldu. Kurtuluş Savaşı'nda da Balıkesir Anadolu'nun öncüsü oldu. Biz bağımsızlığımızda, özgürlüğümüzden, vatan toprağımızdan asla taviz vermeyiz. Eğer taviz verirsek, Balıkesirli Seyit Onbaşı'nın yüzüne bakamayız" dedi.
Kanı, gözyaşını, acıları dindirmek istedikleri dile getiren, şehadet üzerinden, anneler üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, diğer siyasi partileri de eleştirerek, "Siz bir öneride bulunun; 'Hayır', destek olun; 'Hayır', öyleyse kenarda durun; ona da 'Hayır' diyorlar. Ne istiyorsunuz, projeyle gelin. İktidara geldiklerinde projelerini sunacaklarını söylüyorlar. Ya iktidara gelemezsen ne olacak? 30 yıl böyle seyrettiler, engel oldular. Hayal dünyalarında türlü türlü tehditler, senaryolar üretiyorlar. Biz vatanına olan sevgisini sloganlarla değil arkasındaki eserlerle anlatan bir iktidarız. Dünyanın her yerine gidin ecdadımızdan kalma eserlere nasıl sahip çıktığımızı göreceksiniz. Bizim vatan sevgimizi bunlar anlatır" dedi.
Başbakan Erdoğan sözlerini, ünlü şair Mehmet Akif Ersoy'un Balıkesir'de bir cuma namazında yaptığı konuşmadan alıntılarla tamamlarken, "Balıkesir'e güveniyor, Balıkesir'e inanıyor, kardeşlik sürecinde de Balıkesir'in en önde diğer vilayetlere örnek olacağını umuyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, Edremit İlçesi'nde halka seslenmek üzere Balıkesir'den ayrıldı.
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 17:33