Oxford Üniversitesi’ne göre insanların 33 duyusu var
Oxford ve Glasgow Üniversitesi’nden araştırmacılar, yıllardır kabul edilen ve Yunan filozof Aristo'dan miras kalan "beş duyu" (görme, duyma, koklama, tatma, dokunma) bilgisinin modern bilim tarafından geçersiz kılındığını açıkladı. Bilim insanları insan vücudunda 33 farklı duyu sistemi olduğunu belirtti.
Görme, duyma, koklama, tatma, dokunma... Bu beşli, binlerce yıldır kabul edilen ve Aristo'dan bu yana tekrarlanan bir gerçeklikti. Ancak yeni çalışmalar bu ezberi bozdu. Bilişsel bilimciler ve nörobilimciler, insanların aslında onlarca farklı duyuya sahip olabileceğini, bu sayının 33'e kadar çıkabileceğini açıkladı.
İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi'nde yürütülen "Duyuları Yeniden Düşünme" projesindeki araştırmacılar, geleneksel duyu listesinin yaşanmış deneyimin çok büyük bir kısmını göz ardı ettiğini belirtiyor. Onların bulgularına göre denge, vücut pozisyonu (propriosepsiyon), iç organ farkındalığı (interosepsiyon), sıcaklık, ağrı ve hatta bir uzvun size ait olduğu hissi bile ayrı birer duyusal sistem olarak işliyor.
OXFORD: İNSAN VÜCUDUNDA 33 DUYU VAR
İngiltere’deki Oxford Üniversitesi Çaprazmodal Araştırma Laboratuvarı Direktörü nörobilimci Charles Spence, insanlarda muhtemelen 22 ile 33 arasında duyu bulunduğunu belirtti. Spence ve meslektaşları, algının "düzenli şeritler" halinde gelmediğini, duyusal bilgilerin sürekli olarak birbirine karıştığını ve yiyeceklerden duygulara kadar her şeyi deneyimleme biçimimizi şekillendirdiğini açıkladı.

Spence, bu duyu karışımının en net örneğinin ise tat alma esnasında meydana geldiğini ifade etti. Spence, “Dilimiz sadece tatlı, tuzlu, ekşi, acı ve umami algılayabilir. Çilek, mango veya kahve gibi karmaşık lezzetler dilin kendisinde var olmaz.Bu lezzetler, çiğneme sırasında koku moleküllerinin ağızdan burun boşluğuna gitmesiyle ortaya çıkar. Dokunma duyusu da yiyeceğin kremsi, yoğun veya gevrek hissedilmesini etkiler. Yani ‘lezzet’ dediğimiz şey, koku, dokunma ve temel tat almanın karmaşık bir işbirliğidir” açıklamasını yaptı
İNSAN DUYULARI SANILANDAN ÇOK DAHA ESNEK
Araştırmacılar, aynı duyu ve algı karşımının vücudun her yerinde gerçekleştiğini vurguladı.
Spence, “Propriosepsiyon, insanların bakmadan uzuvlarının nerede olduğunu bilmelerini sağlar. İç kulaktaki vestibüler sistem, denge ve yönelimi korumaya yardımcı olur. İnterosepsiyon, kalp atış hızı, açlık ve tokluk gibi iç sinyalleri takip eder. Bazı araştırmacılar ayrıca, inme geçiren ve duyuları sağlam olmasına rağmen kendi uzuvlarından kopuk hisseden hastalarda bozulabilen bir eylemlilik ve sahiplik duygusuna da işaret ediyor” dedi. Spence son deneylerin, bu sistemlerin ne kadar esnek olabileceğini gösterdiğini belirtti.

Diğer taraftan, Oxford Üniversitesi’nin yaptığı çalışmada, ayak seslerinin değiştirilmesi, katılımcıların yürürken kendilerini daha hafif veya daha ağır hissetmelerine neden oldu. Başka bir çalışmada ise, arka plandaki uçak gürültüsü yiyeceklerin tadını değiştirdi. Tuzlu ve tatlı tatlar azalırken, lezzetli tatlar daha belirgin hale geldi. Bu tuhaflık, domates suyunun havada neden daha lezzetli geldiğini açıklıyor.
Sonuç olarak, araştırmacılar algıyı koordineli bir süreç olarak tanımladı. Yani görme, dengeyle birlikte değişiyor, koku, dokuyu değiştiriyor. Ses ise tadı değiştiriyor.
Spence, “Beş duyu teorisi güzel, ama vücudun her saniye yaptığı şeylerin çoğunu göz ardı ediyor. İnsanlar dünyayı tek bir duyuyla deneyimlemezler. Dünyayı, asla durmayan yoğun bir sinyal ağı aracılığıyla deneyimlerler” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Güncellenme Tarihi : 28.12.2025 14:11