KAYNAK : Haber Vitrini
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, İstanbul Yaklaşımı'nın yılan hikayesine döndüğünü ifade ederek, Haziran ayında bilançoların açıklanmasının ardından BDDK ve ekonomi yönetiminin birtakım ayarlamalar yapacağını söyledi.
Özilhan, İstanbul Yaklaşımı'nın bazı şirketlerde çalışmaya başladığını, bazı bankaların değer yaratabilecek, faizlerini, borçlarını ödeyebilecek güçte olacaklarına inandıkları şirketlere bunu uyguladıklarını ifade etti.
Bankaların şirketlerin batarak tasfiye olmalarını istemediklerini kaydeden Özilhan, ''İstanbul yaklaşımı zaten bunun bir ayağı... Burada bir iki yasa noksanı da var. İcra İflas Yasası'nın muhakkak değişmesi lazım. Zira bir tasfiye yıllar sürüyor. Mahkemeye bir konu düştüğü zaman hep borçlu lehine çalışıyor. Dolayısıyla onların düzeltilmesi lazım'' diye konuştu.
''Çok söyleyip iş yapmıyoruz'' diyen Özilhan, şöyle devam etti:
''Temennim, bunun bir an evvel çözülmesidir. Çünkü ödeme gücü olanlar da, İstanbul Yaklaşımı var diye ödemiyorlar. Dolayısıyla beklenti içindeler. Ne olacaksa olsun. Reel sektör de ona göre tavrını koyacak, bankacılar da ona göre tavır koyacaklardır. İş ortada kaldığı zaman sahipsiz oluyor ve problemler daha çok artıyor.'' Tuncay Özilhan, bu konuda biraz geç kalındığını ifade ederek, ''İstanbul yaklaşımı yılan hikayesi oldu. Burada önemli olan, Haziran sonunda bilançolar açıklanacak. Bununla birlikte Karşılık Kararnamesi'ne göre karşılıklar ayırt edilecek. Ondan sonraki aşamada BDDK ve ekonomi yönetimi, tahmin ediyorum, oturup bu bankaların sermayeleşme yapılarını gözönüne alıp birtakım ayarlamalar yapacak'' şeklinde konuştu.
"YABANCI SERMAYEDE BU YIL ÇOK FAZLA BEKLENTİMİZ YOK"
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Özilhan, enflasyonun düşüş trendine girmesinin bundan sonraki aşamada devam edeceğine inandıklarını söyledi.
Yazın bazı aylarda sıfıra yakın, negatif beklentilerinin olabileceğine işaret eden Özilhan, ''Bu sene bir büyüme olacak.
Gördüğümüz, bu sene büyümenin yüzde 2'ler civarında olacağıdır.
Türkiye'nin, bu kadar kriz ortamından sonra bir büyüme trendine girmesi 2003 için önemli'' diye konuştu.
Özilhan, ''Bu yıl yabancı sermayeyle ilgili çok beklentimiz yok.
Türkiye bu konuda daha gereklerini yerine getirmedi'' dedi.
Yabancı sermaye için ortamın güvenli olması gerektiğine dikkati çeken Özilhan, şöyle konuştu:
''Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu çalışmalarını sürdürüyor. Bürokrasi çok ağır, müteşebbisi caydırmak için ne lazımsa görüyoruz. Diğer taraftan vergi oranları çok yüksek. Kurumlar ve gelir vergisi oranları, KDV oranları yüksek. Türkiye yabancı sermayeyi almak için yüzlerce ülkeyle rekabet ediyor. Verginin bu kadar yüksek oranlarda olduğu bir ortama yabancı sermayenin gelmesi zor.
Diğer taraftan enflasyon muhasebesi uygulanmıyor. Türkiye tedbirleri ve iyileştirmeleri yaptıktan sonra bu kadar potansiyeli, genç nüfusuyla, etrafındaki komşularıyla iyi bir iklim sağlandığı takdirde yatırım yapılabilecek bir ülke. Geçmişte bunu gördük, gelecekte de bu iyileşme sağlandığı takdirde yabancı sermayenin önemli boyutlarda geleceğine inanıyoruz.''
"HUKUK SİSTEMİNDE BOZUKLUKLAR VAR"
Tuncay Özilhan, yabancı sermaye konusunda en önemli etkenin Avrupa Birliği (AB) olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Biz bu sene müzakerelere başlamak için pazarlıkla AB'den bir takvim alabilirsek, bunun Türkiye'ye büyük getirisi olacak.
Türkiye'nin iyi yönetildiği takdirde çok önemli yabancı sermaye akacağına inanıyorum. Bunun dönüm noktası, milat yılı AB ile müzakerelerin başlamasıdır.'' Yabancı sermaye açısından Türkiye'nin hukuk sisteminde güvenilirliği sarsan bozukluklar, noktalar bulunduğunu ifade eden Özilhan, ''Türkiye'yi baştan sona revizyona tabi tutup ortamı iyileştirdikten sonra yabancı sermayenin geleceğine inanıyorum'' dedi.
18 Temmuz'da İstanbul'da yapılacak Uluslararası Yatırım Konseyi
Toplantısı'na da değinen Özilhan, bu toplantıda Türkiye'nin yabancı sermaye konusundaki niyetini göstermesi gerektiğini söyledi.
Toplantıya katılacak yabancı temsilciler ve yöneticilerin Türkiye'deki niyet ve zihniyetin değiştiğine inanması gerektiğini belirten Özilhan, ''O inanç oluştuktan sonra getirsin sermayesini ülkenize yatırsın. Bu sadece yabancı için değil, yerli yabancı bütün sermaye için geçerli'' dedi.
"HERKES DAHA UZLAŞMACI OLMALI"
Özilhan, finans ve reel sektör arasındaki ilişkilere hakkında da şunları kaydetti:
''Reel sektörün açık ve dürüst davranması lazım. O yapı içinde zaten en büyük sıkıntıyı çeken finans sektörü oldu. Mali yapıları çok bozuldu. Bankacılık sektörünün reel sektörü sıktığına dair söylemler ortalığı geriyor. Bankalar reel sektörün boğazını sıkmıyor. Zaten reel sektör ile mali ve finans sektörü, geçmiş senelere göre mukayese edildiği zaman çok yakın. Birbirlerinin derdini çok iyi biliyorlar. Ve mali sektör olmadan da reel sektörün olmayacağını bu dönemde herkes gördü. Herkes daha uzlaşmacı tavır içinde problemin çözümünde çaba sarfetmelidir.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:44