Paralel polisler TERÖR mahkemesinde yargılanacak
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, Emniyetteki "Paralel Yapı" iddialarına ilişkin 54 kişi hakkında açılan davanın dosyasının, görevsizlik gerekçesiyle "terör ve devlete karşı suçlara" bakan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi kararına sanık avukatlarının itirazı reddedildi.
Dosya, bu durumda Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine gidecek ancak bu mahkemenin de karşı görevsizlik kararı verme hakkı bulunuyor. Görevsizlik kararı verilirse davaya hangi mahkemenin bakacağını Yargıtay kararlaştıracak.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu Cumhuriyet Savcısı Halil Maçkaya, usulsüz dinlemelere ilişkin polis ve TİB görevlisi 54 kişi hakkında Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesine dava açmıştı.
Mahkeme, suçlamaların, Terörle Mücadele Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nun "devlete karşı suçlara" ilişkin maddeleri kapsamındaki davalara bakmakla yetkili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına girdiğine karar vermişti.
Bazı sanık avukatlarının itirazı üzerine Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, konuyu ele almıştı.
İDDİANAME
İddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığının soruşturmalarında, Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesince 2009-2013 döneminde "usulsüz dinlemeler" yapıldığının belirlendiği aktarılarak, Emniyet Müdürleri Hüseyin Aşkın, Ahmet Sula, Cihat Şerolar, İbrahim Hakkı Seydioğulları, Abdurrahman Akünal, Koray Öner, Beyti Kalaycı ve Cem Akgün hakkında, farklı isimlerle ve çıkar amaçlı suç örgütleriyle irtibatlandırmak suretiyle dinleme kararı alındığı, bu dinlemelerin, arşiv kayıtlarına veri girişlerinin yapılmadığı kaydedildi.
İddianamede, birçok polis memuru ile eski Anadolu Ajansı Haber Yayın Daire Başkanı Muzaffer Şahin, eski TGRT ve İHA Ankara Temsilcisi Nuri Elibol, Milliyet gazetesi yazarı Tolga Şardan, eski ÖSYM Genel Sekreteri Mehmet Altunay, eski Bilgi İşlem Şube Müdürü Mustafa Tütüncü, eski Ankara Ticaret Odası Başkan Vekili Cihangir Dursun, eski Genel Sekreter Dücane Ergezen, eski Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Yılmaz, eski Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Altan Raşit Civan, Astsubay Aziz Albayrak, Devlet Planlama Teşkilatı Uzmanı Ertuğrul Boza, subaylar Aykut Tümer ve Mehmet Zeki Güleç, TBMM Genel Sekreterliği Personel ve Muhasebe Müdürlüğü çalışanı Erhan Kocabaş, TBMM Dış İlişkiler ve Protokol Daire Başkan Yardımcısı Erdoğan Sakal, eski MHP Milletvekili Ali Güngör, eski BBP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Bozok, eski AK Parti Ankara İl Yönetim Kurulu Üyesi Cevdet Bayrak ile bir MİT görevlisinin de farklı adlar için alınan kararlarla usulsüz dinlendikleri belirtildi.
"SİYASETE YÖN VERME FAALİYETİ"
Usulsüz dinlemelerin, demokratik siyasete müdahale ve yön verme faaliyeti olduğu, usulsüz dinlemelere yönelik, birçok ilin Emniyet teşkilatının istihbarat şube müdürlüklerinde müfettişlerin araştırmalar yaptığı aktarılan iddianamede, "Araştırma konusu olayların bu özellikleri nazarıitibara alındığında, usulsüz dinleme eylemlerinin sistematik, planlı ve organize görünüm arz ettiği ve belirli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik olduğu tespit edilmiştir" değerlendirmesinde bulunuldu.
Sanıkların, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'na göre "yasal dinleme" yaptıklarını savunduklarına işaret edilen iddianamede, somut olaylarda bu hükme uymadıkları vurgulandı.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
"Usulsüz dinleme eylemlerinin faili Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinin, siyasi şahsiyet, kamu yöneticisi, asker ve polis, sivil toplum örgütü yöneticisi ve üyesi, basın-yayın mensupları, serbest meslek erbabı vs. çok sayıda kişinin 'Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine ve genel güvenliğine, emniyet ve asayişe aykırı faaliyette bulundukları' kabulüne dayandıkları anlaşılmaktadır. Hiç şüphesiz böyle bir uygulama yapılabilmesi için somut olgulara dayalı makul ve haklı gerekçelerin mevcut olması lazımdır. Makul ve haklı gerekçeler bulunmadığı takdirde, anılan kanun hükmüne göre işlem ve uygulama yapılmayacağı açıktır."
"BASKI VE SİNDİRME YÖNTEMLERİ KULLANDIĞI ARTIK BİLİNMEKTEDİR"
İddianamede, "usulsüz dinlemelerin, Paralel Devlet Yapılanması'nın Emniyet içindeki uzantılarınca organize şekilde gerçekleştirilen yasa dışı eylem olduğu" vurgulanarak, "Yasa dışı dinlemelerin, kendilerinden görmedikleri kamu personeli, siyasiler, medya ve sivil toplum kuruluşu çalışanları, emniyet mensupları, TSK, MİT mensupları ve iş adamlarına karşı baskı ve sindirme yöntemleri olarak kullanıldığı artık bilinmektedir" ifadesine yer verildi.
Sanıkların, görevleri döneminde usulsüz dinlemelerle özel hayata müdahale ettikleri, sahte istihbarat raporu, iletişime müdahale talep formu ve mahkemeden talep yazısı hazırlamak suretiyle sahte resmi belge düzenledikleri ve bunları örgüt olarak yaptıkları savunulan iddianamede, sanıkların, usulsüz dinlemelerden elde ettikleri bilgiyi, dinledikleri kişilerin aleyhine kullanmak istedikleri, kişilere iftira attıkları, rakip gördükleri kişilerin önlerini kestikleri ve görevlerini kötüye kullandıkları bildirildi.
İstihbarat şubesini ele geçirebilmek için uzun yıllar gizli faaliyette bulunan sanıkların, düşüncelerine uygun kişileri yetiştirip, kendi birimlerinde görevlendirdikleri, bu suretle örgütlenmelerini tamamladıklarına yer verilen iddianamede, sanıkların, kamuoyunda "Paralel Yapı" olarak tanımlanan çatı örgütün suç işlemek için oluşturulmuş alt örgütü olarak faaliyet gösterdikleri aktarıldı.
İddianamede sanıklardan, istihbarattan sorumlu eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Muharrem Durmaz, eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Hami Güney ile eski İstihbarat Şube Müdürü Zeki Güven'e "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme", emniyet mensubu 48 kişiye de "suç örgütüne üye olma" suçlamaları yöneltildi.
Sanıkların tamamının "resmi belgede sahtecilik", "haberleşmenin gizliliğini ihlal", "özel hayatın gizliliğini ihlal", "kişisel verilerin kaydedilmesi" ve "iftira" suçlarından da cezalandırılmaları istenen iddianamede, TİB görevlileri Fikret ?Özdemir, Adem Altındağ ve Yaşar Yılmaz'ın da "suç örgütüne üye olmak" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.