
Pfizer eşi benzeri görülmemiş bir hukuk fırtınasıyla karşı karşıya!
Pfizer, ABD'de 1.300'den fazla kadının doğum kontrol iğneleri nedeniyle şirkete karşı toplu dava açmasının ardından eşi benzeri görülmemiş bir hukuk fırtınasıyla karşı karşıya.
Kadınlar, doğum kontrol iğnesi Depo-Provera'nın beyin tümörlerine neden olduğunu iddia ediyor.
Sadece geçen mayıs ayından bu yana bu davaların sayısı üç katına çıktı ve toplam sayının 5.000 ila 10.000 arasına ulaşması, milyarlarca dolarlık zarara yol açması bekleniyor.
Dava, Pazartesi günü Florida, Pensacola'daki federal mahkemede yapılacak tarihi duruşmayla kritik bir dönemece ulaşacak. Duruşma, binlerce benzer davanın hukuki yolunu belirleyecek beş "pilot" davaya odaklanacak.
Hukuki tartışma, Pfizer'ın "devlet onayı" argümanını kullanarak sorumluluktan kaçma girişimine odaklanıyor. Şirket, FDA'nın ilacın ambalajına beyin tümörü uyarısı eklemesini engellediğini ve böylece kendisini hukuki sorumluluktan muaf tuttuğunu iddia ediyor.
Ancak etkilenen kadınları temsil eden avukat Virginia Buchanan, bu iddiayı çürüterek, "Pfizer, hükümet onayı bahanesinin arkasına saklanıyor, ancak gerçekte yetkililere tüm bilgileri sağlamadı." diyor. Şirketin genel ve yanlış bir başvuruda bulunduğunu, yüksek dozlu Depo-Provera'yı kasıtlı olarak diğer, daha az riskli ilaçlarla birleştirdiğini ve bunun da yetkililerin başvuruyu reddetmesine yol açtığını açıklıyor.
Bu iddialar bilimsel kanıtlara dayanıyor; en dikkat çekeni ise Mart 2024'te British Medical Journal'da yayınlanan kapsamlı bir Fransız araştırması. Araştırma, Depo-Provera'nın bir yıldan uzun süre sürekli kullanımının kafa içi menenjiyom geliştirme riskini şok edici bir şekilde 5,6 kat artırdığını ortaya koydu.
1960'lı yıllardan bu yana piyasada bulunan Depo-Provera'nın dünya çapında 74 milyon kadın tarafından kullanıldığı tahmin ediliyor.
Bu tümörler "iyi huylu" olarak sınıflandırılsa da, hastalar üzerindeki etkileri ciddi olup görme veya işitme kaybına, epileptik nöbetlere ve bilişsel bozukluğa neden olur ve çoğu zaman ciddi ve riskli ameliyatlar gerektirir.
Dünya çapındaki düzenleyiciler bu kanıtlara yanıt vermeye başladı; Birleşik Krallık, Kanada ve Avrupa Birliği, ilaç etiketlerini menenjiyom riski hakkında açık bir uyarı içerecek şekilde güncelledi.
Bu davanın etkileri yalnızca doğrudan açılan davalarla sınırlı değil. Pfizer yönetim kurulunun emanet yükümlülüklerini ihlal edip etmediğine dair bağımsız soruşturmaları da kapsıyor. Benzer davalar, yerel bir hukuk firmasının 2.000 kadından delil topladığı Avustralya'da da gündemde. Bu dava, ilaç şirketlerinden daha fazla şeffaflık taleplerinin arttığı bir dönemde, ilaç sektöründe hesap verebilirliğin ve tıbbi inovasyon ile kamu güvenliği arasındaki hassas dengenin kritik bir sınavını temsil ediyor.
Kaynak: The Guardian
Güncellenme Tarihi : 18.10.2025 19:52