Ekonomik durumları iyi olmadığı için teyzesinin isteği ile vize alarak gittiği Almanya'da, amcasının oğlu tarafından çocuk yaşta PKK mitinglerine götürüldüğünü, yaşadığı aşağılık kompleksinin etkisi ve içinde bulunduğu boşluğu doldurmak, çevresindekiler tarafından sahiplenmek, kendisini daha güçlü hissetmek amacıyla örgüt kampına girdiğini belirten Hüseyin Ç., güvenlik güçlerine şu itiraflarda bulundu:

"Hollanda'da eğitim kampında 3 aylık askeri eğitim bitmek üzereyken yanlış yaptığımı anladım. Örgütün gerçek yüzünü artık anlamıştım. Bize gösterilen videolarda öldürülen örgüt mensuplarını, evleri basılan aileleri gördükçe daha önce anlatılanlarla çeliştiğine şahit oldum. Kamp bitiminde yapılan törende bize 5 bin kişinin önünde namus şeref ve onurumuz üzerine yemin ettirildi. 5 bin kişinin huzurunda yaptırılan yeminle dağlara çıkıp, Türkiye'ye karşı savaşmaya mecbur bırakıldık."

Almanya'dan İran'a gitmek üzere uçağa binmeden önce ailesini telefonla arayıp durumu anlattığını ifade eden Hüseyin Ç., "Onlar bu işe karşı çıktılar. Uçak İran'a indiğinde hava alanından kaçıp, Türkiye'ye gelmek istedim ama İran istihbaratı tarafından yakalanıp örgüt elemanlarına teslim edildim. Kısa zamanda çatışmalarda ölenleri, eli ayağı kopanları, gözleri çıkanları gördükten sonra insanın hayatta kalabilmenin mücadelesini verdiğini ve hiç kimsenin başkasının umurunda olmadığını fark ettim" dedi.

Osman Öcalan'ın örgüte katılan bayanların hemen hemen hepsi ile ilişkiye girdiğini kaydeden Hüseyin Ç., şunları söyledi:

"Dağlara çıktığımızda bayanlar bunu çok iyi anlıyorlardı. Şemdin Sakık ise genç erkeklerle birlikte oluyordu. Kan, gözyaşı, sakat insanlar, can derdine düşmüş olanlar, açlık, bezginlik her yerde silah. İnsan gibi yaşamanın hiç uğramadığı, o kültürün havasının bile esmediği, bir akşam bir tepede, diğer akşam karşı tepede; aç, susuz perişan, can derdine düşmüş gözleri korku ve her an saldırı bekleyen insanlar olarak yaşadık. Halen de yaşanıyor."
3 metrelik bir ipi almayı unuttuğu için ibret olsun diye asılan arkadaşını unutamadığını vurgulayan Hüseyin Ç., "Hayatının en güzel çağındaki bir insanın verilen emrin eksiksiz olarak bir daha yerine getirilmesine örnek olsun diye yüzlerce kişinin önünde asılması. Yine kampta bir erkekle bir bayanın el ele tutuştuğunun görülmesi üzerine her ikisine meydan dayağı atılması beni düşünceye sevk etti.

Murat Karayılan bir gece örgütte bir bayanla ilişkiye girdiğini gören korumasını kurşuna dizdi.

Hem de 'Cebimdeki 25 bin doları çaldı' diyerek. 2005 yılının haziran ayında Diyarbakır Akdağ bölgesinde bir gece gruptaki örgüt mensupları ile yiyecek temini için bölgeye yakın bir köye indik. Evlerden zorla yiyecek malzemesi alıyorduk. Girdiğim bir evde yaşlı bir kadın kapıyı açıp, 'Evladım ben de senin gibi geçimimi sağlamak için dileniyorum' deyince, örgütten kaçmaya karar verdim" dedi.