
PKK neden silah bıraktı.. Fesih kararının ardında yatan 6 gerekçe
PKK neden silah bıraktı?
PKK onlarca yıl boyunca silaha sarıldı ve bir Kürt devleti kurulmasını talep etti, ancak liderliğinin önerileri daha sonra değişti
Tarihi bir adımla, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Pazartesi günü resmen feshedildiğini ve Türk devletiyle silahlı çatışmanın sona erdiğini duyurdu. Bu açıklama, kırk yıldan fazla süredir devam eden ve geride 40 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiği tahmin edilen insani trajedinin yanı sıra geniş çaplı yıkım ve her alanda büyük maliyetler bırakan acımasız bir çatışmaya son veriyor.
Peki, onlarca yıldır gerilla savaşı deneyimi olan, köklü bir silahlı hareketi, kendini feshetme ve silah bırakma gibi radikal bir karar almaya iten ne olabilir?
Peki, tarihi lideri Abdullah Öcalan'ın bunda rolü neydi ? Bir mahkûm gerçekten tarih yazabilir mi?
Fesih kararının gerekçeleri
Silahlı bir partinin, özellikle on yıllardır süren şiddetli çatışmaların ardından kendini feshetme kararı alması sıradan bir olay değildir. Aksine, içinde faaliyet gösterdiği siyasi, askeri ve entelektüel çevredeki derin ve radikal değişimleri yansıtır. Bu önemli kararın arkasındaki olası sebepleri, birbiriyle bağlantılı birkaç faktörün analiziyle anlamak mümkündür:
1. Jeopolitik izolasyon ve müttefik kaybı: PKK, son yıllarda bölgesel ve uluslararası destekte önemli bir düşüş yaşıyor. Türk diplomasisi, etkili uluslararası güçler (Rusya ve ABD gibi) ve komşu ülkelerle ittifaklar kurmayı ve mutabakat sağlamayı başarmış, bu da partinin etrafındaki çemberin daha da sıkılaşmasına ve eylemlerine düşmanca bir ortam yaratılmasına yol açmıştır. Buna paralel olarak, özellikle "Teröre Karşı Savaş" sonrası dönemde uluslararası iklim, devlet dışı silahlı hareketlere karşı genel olarak daha az hoşgörülü hale gelmiş ve partinin daha da yalnızlaşmasına yol açmıştır.
2. Silah zoruyla devlet kurma ya da özyönetim hayalinin sönmesi: Parti, onlarca yıllık silahlı mücadeleye ve muazzam fedakarlıklara rağmen, bağımsız bir Kürt devleti kurma ya da Türkiye içinde tanınan ve sürdürülebilir bir özyönetim biçimi dayatma gibi nihai hedeflerine ulaşamadı. Zamanla, Kürtlerin isteklerine ulaşmanın tek yolunun silahlı mücadele olduğu inancı, hem partinin liderliğinde hem de tabanında aşınmaya başladı.
Kürt ortamı artık onlarca yıl önceki gibi değil. Türkiye'deki ve hatta Suriye ve Irak'taki Kürt toplulukları toplumsal ve entelektüel dönüşümlere tanık oldu (Fransızca)
3. Liderlik düşüncesinin evrimi... "demokratik konfederalizm"e doğru: Tarihi parti lideri Abdullah Öcalan'ın siyasi fikirleri, açık ayrılıkçı yaklaşımdan, mevcut devletlerin sınırları içinde demokratik özyönetimi sağlamaya odaklanan ve ayrılık arayışından uzak bir model olan "demokratik konfederalizm" kavramını benimsemeye doğru ilerlerken, yıllar içinde önemli bir gelişme kaydetti. Bu derin ideolojik değişimin parti liderliğine nüfuz ettiğine, stratejik yönelimlerini etkilediğine ve savaş ve mücadele mantığının alternatif siyasi vizyonlar lehine gerilemesine katkıda bulunduğuna şüphe yoktur.
4. Çatışmanın ve toplumsal tükenmişliğin yüksek maliyeti: Kırk yıldır devam eden çatışma, göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir insani ve ahlaki kan kaybına yol açtı. Binlerce savaşçı hayatını kaybederken, çatışma bölgelerindeki Kürt toplulukları baskı, dışlanma, yerinden edilme ve yıkımın tahribatına maruz kaldı. Bu birikmiş tükenmişlik ve telafisi mümkün olmayan kayıplar, Kürt toplumunun geniş kesimlerinde, özellikle de genç kuşaklarda, barış ve şiddet döngüsüne son verme yönünde giderek artan bir istek yaratmıştır.
5. Siyasi yola geçiş stratejisi: Askeri kanadın dağıtılması kararı, bazı silahlı hareketlerin belirli aşamalarda siyasi meşruiyet kazanma ve tanınmış bir siyasi parti olarak demokratik sürece entegre olma arayışında olmaları nedeniyle, barışçıl siyasi eyleme tam geçişi hedefleyen stratejik bir adım olabilir. PKK'nın Türkiye'de halihazırda Halkların Demokratik Partisi (HDP) veya halefleri tarafından temsil edilen önemli bir siyasi müttefiki var ve bu hamle, askeri eylemden ziyade tüm çaba ve enerjiyi bu siyasi yolun tanıtımına odaklamanın habercisi olabilir.
6. Tabandan gelen baskılar ve değişen öncelikler: Kürtlerin iç ortamı artık onlarca yıl önceki gibi değil. Türkiye'deki, hatta Suriye ve Irak'taki Kürt toplumları toplumsal ve entelektüel dönüşümlere tanıklık ediyor ve içlerinden silahlı çatışmaların sona erdirilmesini ve kültürel ve siyasal hakların elde edilmesi için barışçıl ve demokratik mekanizmaların aranmasını talep eden etkili sesler yükseliyor. Belki tabandan gelecek bu tür bir iç baskı, liderliği bugün tanık olduğumuz radikal kararlar almaya itmede belirleyici bir rol oynayabilir.
Kararın Suriye ve Irak'taki Kürtler üzerindeki etkisi
PKK'nın kendini feshederek silah bırakma kararı, Türk devletiyle olan ilişkisinin ötesinde bir şeydir. Özellikle Suriye ve Irak'taki diğer Kürt oluşumları açısından da derin etkileri var. Parti, yaşadığı tüm olaylara rağmen ulusötesi "Tek Kürdistan" fikrinin omurgasını oluşturmaya devam etmiş, paralel oluşumların örgütsel ve ideolojik esin kaynağı, hatta askeri koruyucusu olmuştur.
PKK'nın silah bırakma kararı, özellikle Suriye ve Irak'taki diğer Kürt oluşumlarının haritası üzerinde derin etkilere sahip (sosyal medya)
Suriye'de, ülkenin kuzeydoğusundaki Kürt "özerk yönetimi" her zamankinden daha fazla yalnızlaşabilir. PKK'nın Suriye uzantısı olarak kabul edilen Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG), sembolik ve askeri meşruiyetinin büyük bölümünü Kandil ile olan ideolojik ve örgütsel ilişkisinden alıyor . Ana partinin yokluğunda bu birimler, kendilerini siyasi olarak yeniden tanımlamak zorunda kalabilirler; bunun için ya Suriye rejimine yakınlaşmaları ya da ayrılıkçı bir hareket olarak değil, devlet inşası ve istikrar mücadelesinde yerel bir ortak olarak kendilerini göstermeleri gerekebilir. Her iki durumda da Türkiye ve ABD'nin, söylemini ve yapısını değiştirmesi yönündeki baskısı artacaktır.
Irak'ta, özellikle de Kürdistan Bölgesi'nde PKK'nın denklemden çekilmesi, Kürt evindeki dengelerin yeniden belirlenmesine yol açacaktır. Uzun süredir PKK ile kavgalı olan Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) , özellikle sınır bölgelerinde siyasi ve güvenlik alanındaki hakimiyetini pekiştirme fırsatı yakalayacaktır. Ancak Kürt sorununun kaderinin Ankara ile yakın bağları olan tek bir partinin eline bırakılmasından korkan sivil ve aşiret güçlerinin varlığı göz önüne alındığında, bu hegemonyanın içeride direnişle karşılaşmadan geçmesi mümkün olmayabilir.
Dolayısıyla PKK’nın tasfiyesi sadece silahlı mücadelenin sonu değil, siyasal Kürdistan fikrinin de bir çatlamasıdır. Siyasi ittifakların ve insanların hayallerinin değiştiği bir dünyada, sembolik merkez kaybolacak ve dallar varoluşlarına yeni bir anlam aramaya devam edecekler.
Güncellenme Tarihi : 13.5.2025 14:11