Gündem
  • 7.2.2025 11:19

PKK/YPG 50 bin IŞİD'li mahkum ve ailesini teslim etmeyi reddediyor

SDG, IŞİD unsurlarını teslim etmeyi reddediyor

Türk yazarın makalesine göre , Suriye Demokratik Güçleri'nin kontrolündeki El Hol kampı ve hapishanelerindeki tecrit kamplarda 50 bin kadın ve çocuk ile 7-8 bin civarında tutuklu bulunuyor.

Furat, bunların yaklaşık 20 bininin Iraklı, bunların arasında çok sayıda Suriyelinin de bulunduğunu, 200-300 kadarının da Türkiye vatandaşı olduğunu, bunların arasında da 4-5 bin kadarının Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinden gelen IŞİD üyeleri olduğunu söyledi.

Türk yazar Handa Fırat, Irak ve Suriye'deki yeni hükümetlerin, kamplarda ve cezaevlerinde bulunan vatandaşlarının geri verilmesini talep ettiğini, Türkiye'nin de aynı şeyi talep ettiğini belirterek şöyle devam etti: IŞİD vatandaşlarının ABD üzerinden kendi hapishanelerine nakledilmesidir. 

AncTrump, ilk döneminde ABD güçlerini Suriye'den çekmek istiyordu/Reutersk SDG, IŞİD mensuplarını bu üç ülkeye teslim etmedi; Çünkü onları koz olarak saklamayı tercih ediyor.

Furat, Türkiye'nin yeni önerisinin, Türkiye, Suriye, Irak ve Ürdün olmak üzere dört ülkenin bu görevi ortaklaşa üstlenmesini içerdiğini, aynı zamanda yeni Suriye hükümetinin, özellikle uluslararası hukuka rağmen Avrupa ülkelerinin vatandaşlarını almamakta ısrar etmesi nedeniyle, Avrupalı ​​DEAŞ mensuplarını hapishanelerinde tutmasını istediğini aktardı.

Ankara ayrıca bölgedeki aktörlere bu konuda gerekli lojistik desteği sağlayacağını bildirdi.

ABD'nin Suriye'deki varlığı

ABD Başkanı Donald Trump, 31 Ocak 2025 Cuma sabahı yaptığı açıklamada, Suriye'deki ABD güçlerinin varlığına ilişkin kararını yakında vereceğini söyledi. 

Washington'un Suriye'den Amerikan güçlerini çekme niyeti ve Tel Aviv'in bu adımdan duyduğu korkular konusunda İsrail medyasında yayınlananlara ilişkin bir soruya yanıt olarak; Trump, "Suriye'nin kendine has sorunları var, orada zaten yeterince kaos var, oraya karışmamıza gerek yok" dedi. 

İsrail'in resmi yayın kuruluşu "Kan", Beyaz Saray'dan ismi açıklanmayan üst düzey yetkililerin, Washington'ın önümüzdeki dönemde Suriye'nin kuzeydoğusunda konuşlu Amerikan güçlerini çekme niyetine ilişkin İsrail hükümetine bir mesaj ilettiklerini söylediklerini aktardı. 

"Washington SDG'yi terk ediyor"

2014 yılından bu yana Suriye sahasında ABD ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında yakın işbirliği ortaya çıktı; IŞİD'le mücadele bahanesiyle.

Washington, SDG ile bu işbirliğini sonlandırmayı ve Suriye'nin kuzeyindeki doğu bölgesinde kontrol ettiği alanı terk etmeyi reddediyor.

Türkiye, SDG'yi "terörist" örgüt olarak niteliyor ve onu, PKK'nın Türkiye'deki Suriye kolu olarak görüyor.

Türkiye'nin bu işbirliğine karşı sert ve sürekli tepki göstermesine rağmen; ABD, SDG güçlerine askeri ve siyasi desteğini kesmeyi reddediyor. 

Suriye ile 911 kilometrelik kara sınırı bulunan Türkiye, 2019 yılında Kürt Halk Koruma Birlikleri'ne (YPG) karşı sınır ötesi askeri harekât düzenledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu hafta başında düzenlenen Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Suriye'nin parçalanmasını önlemek için gerekirse harekete geçebileceklerini ima ederek, SDG'nin Suriye geçiş hükümetinde yer almayacağını belirtmişti. 

"Suriye'nin parçalanmasına, bağımsızlığının bozulmasına asla razı olmayacağız" diyen Erdoğan, "Bu konuda bir tehlike görürsek gerekli adımları süratle atacağız" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu hafta yaptığı açıklamada, "Suriye'deki PKK/YPG sorununun ortadan kalkması an meselesidir" dedi.

Fidan, "IŞİD'i bahane edip PKK'yı güçlendirerek başka bir politikaya hizmet etmek istiyorlarsa bunun imkânı yok, her türlü oyunu görecek durumdayız" dedi.

"Sadece görmekle kalmıyoruz, aynı zamanda yok etmek durumundayız," diye tehditkar bir şekilde devam etti.

Hakan Fidan da SDG'nin Ankara'nın taleplerine yanıt vermemesi halinde Türkiye'nin sınır ötesi operasyon düzenleyeceğini duyurdu.

Yetkili, "Suriye'nin yeni yöneticilerinin bu sorunu çözmesi gerektiğine" dikkat çekti: "Suriye'deki yeni yönetimin bu sorunu benimsemesi ve ülkesinin ulusal güvenliğini ve bölgesel bütünlüğünü sağlamak için gerekli adımları atması gerektiği açıktır."

Tersine; Ankara'dan yapılan diğer açıklamalarda da "IŞİD'le mücadele ve Kürt güçlerinin elindeki mevcut IŞİD tutuklularının izlenmesi konusunda yeni önerilerin masada olduğu" belirtiliyor. 

Bu öneriler, Türkiye'nin Suriye'deki yeni yönetimle birlikte bu unsurları kontrol altına alma ve bölgedeki iddia edilen hücreleriyle mücadele etme sorumluluğunu üstlenmesi etrafında dönüyor.

"Talimatları Erdoğan verdi"

Ankara, Esad rejiminin devrilmesiyle başlayan yeni süreci bu konuda bir adım atmak için fırsat olarak görürken, Türkiye'deki üst düzey yetkililer de Batılı ülkelerin endişelerini gidermek adına IŞİD'e karşı savaşın durmaması için süreci yönetmeye hazır olduklarını teyit ediyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7 Ocak 2025 tarihli bir röportajında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e, Türkiye'nin IŞİD'le mücadele konusunda neler yapabileceğini araştırmaları talimatını verdiğini belirtmişti.

Milli Savunma Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlarla gerekli çalışmaların yürütüldüğünü kaydeden Fidan, "Ankara, DEAŞ'a karşı mücadelede rol oynamaya, mevcut cezaevleri ve kampları denetlemeye hazırdır." dedi.

Türk Bakan, bu bağlamda Şam'daki yeni yönetimin de bunda rol oynayabileceğini vurguladı; "Esad'ın devrilmesinin ardından Suriye'de iktidara gelen yeni yönetimin, Suriye'de IŞİD'le mücadelede önemli rol oynadığını" hatırlatan Prof. Dr.

Geçtiğimiz Aralık ayında yaptığı açıklamada, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin IŞİD'i ortadan kaldırmak için tüm müttefiklerle iş birliğine hazır olduğunu söyledi.

"ABD'ye dedik ki, terör örgütü PKK/YPG ile çalışmayı bırakın ve birlikte IŞİD'e karşı savaşalım, üç komando tugayıyla, bunları bunun için tahsis edeceğiz, hatta binlerce IŞİD teröristi ve ailelerinin tutulduğu Hol kampını da kontrol altına alabiliriz."

Ancak Bakan Güler, ABD'nin Ankara'nın önerisine karşı sessiz kaldığını ve "SDG" ile çalışmayı sürdürmeyi tercih ettiğini belirtti.

Washington yanıt verecek mi?

Türk gazeteci Sedat Ergin, Arabi Post'un Türkiye'nin IŞİD'e karşı attığı adımlara ilişkin sorularına, "Suriye konusunda Türkiye'nin doğrudan dahil olduğu bir dizi kader belirleyici gelişmeye tanık oluyoruz" yanıtını verdi.

Ergin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın "dörtlü ittifak" önerisinin öneminin, ABD'nin Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) desteğin sürdürülmesi yönündeki argümanlarını çürütmesinden kaynaklandığını söyledi. SDG'nin omurgasını, PKK'nın Suriye kolu olan Halk Koruma Birlikleri (YPG) oluşturuyor. 

Türk yazara göre, Türkiye'nin önerisi aynı zamanda "Suriye Demokratik Güçleri'nin IŞİD'e karşı savaşta vazgeçilmez olduğu" varsayımını geçersiz kılmayı amaçlıyor.

Ergin, "Bilindiği üzere Ahmed eş-Şara başkanlığındaki Şam'daki yeni yönetim, Suriye Demokratik Güçleri'nin kendisini feshetmesini ve üyelerinin yeni kurulan Suriye ordusuna katılmasını istemişti" dedi. 

Oysa ABD makamları, Washington'daki iki yönetim arasındaki geçiş dönemine denk gelen haftalarda Şam'dan gelen bu tür çağrılara her seferinde aynı yanıtı verdi.

ABD'li yetkililer, SDG güçlerinin Suriye'de binlerce IŞİD militanının tutulduğu hapishaneleri güvence altına aldığını, bu nedenle bu örgütün dağıtılmasının IŞİD'e karşı mücadeleyi önemli ölçüde zayıflatacağını ve örgütün yeniden yayılmasına yol açacağını  doğruladı .

Trump'ın kararına etkisi

Türk yazar, Ankara'nın Trump'ın kararını etkilemeye çalıştığını belirterek, Fidan'ın Bağdat'taki muhataplarına bu öneriyi sunmadan önce, dörtlü ittifak konusunu yeni Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile önceden koordine ettiği varsayımının yapılabileceğini ifade etti.

Son dönemde Türkiye ve Ürdün makamları arasında yoğun istişarelerde ittifak konusunun da ele alınmış olması gerekir; bu istişarelerin ön saflarında terör sorunu yer almıştır.

Ergin, Fidan'ın Türkiye, Irak, Ürdün ve Suriye'deki yeni yönetim arasında IŞİD'e karşı dörtlü işbirliği platformu oluşturma çabalarının da zamanlaması itibarıyla önemli bir boyut kazandığını söyledi.

Önerinin, ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 Ocak'ta göreve başlamasının hemen ardından geldiğini belirten Türk yazar, "Öneri, Trump'a ve yönetimindeki yeni atanan güvenlik ekibine, ABD'nin Suriye'deki güçlerini çekmesi gerektiği tezini desteklemek için güçlü bir argüman sunuyor" dedi.

Trump, 2017-2021 yılları arasındaki ilk başkanlık döneminde Suriye'deki ABD güçlerini çekmek istemiş, özellikle ABD Savunma Bakanlığı ve Kongre'den gelen itirazlar sonucu her defasında geri adım atmak zorunda kalmış, böyle bir kararın Ortadoğu'daki barış sürecini ve IŞİD'le mücadeleyi sekteye uğratacağı belirtilmişti.

Türk yazar, Türkiye'nin önerisinin, Washington'daki yeni yönetimin Suriye'ye yönelik gelecekteki ABD politikasını gözden geçirdiği kritik bir zamanda, açıkça bu kararı etkilemeyi amaçladığını belirtti.

"Başkan Trump'ın son sözü söyleyeceğini, zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerikan Başkanı ile yapacağı ilk görüşmede Suriye konusunda bu öneriyi masaya getireceğini tahmin etmek zor değil."

"bölgesel mülkiyet"

Dışişleri Bakanı Hakan Erdoğan, bölge ülkelerinin bulundukları coğrafyadaki sorunları kendi ellerine alarak çözmeleri, böylece bölge dışındaki aktörlerin bu sorunlara müdahale etmesinin önüne geçmeleri anlamına gelen “bölgesel sahiplenme” kavramını ortaya attı.

Fidan, 24 Temmuz 2024'te Sky News Arabia'ya verdiği röportajda Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkiler hakkında şunları söyledi: "Herkesin güvenlik ihtiyacı var ve herkesin kalkınma yolunda atması gereken adımlar var ve biz Türkiye olarak özellikle Arap ülkeleriyle bir ittifak kurarak bu güvenlik ihtiyacını karşılamak suretiyle bölgedeki güvenlik sorununu kökten çözecek bir vizyona sahibiz."

Benzer şekilde 15 Mayıs 2024'te NTV'ye verdiği röportajda Türk dış politikasının hedeflerini anlatırken, Türkiye'nin hedefleri arasında "Yapacağımız yeni ittifaklarla bölgede kurumsal bir yapıya kavuşmak ve küresel gelişmeleri etkilemek" de yer alıyor.

SDG alternatif arıyor 

SDG'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda hakimiyetini kaybetme riskinden endişe ettiği sırada, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani, Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinden bir hafta sonra Irak'ta Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile bir araya geldi.

Milliyet gazetesinin haberine göre, toplantı, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Lideri Pavel Talabani'nin ev sahipliğinde, Irak'ın kuzeyindeki Süleymaniye bölgesindeki konutunda gerçekleşti. 

Türk gazetesine göre Talabani ailesinin 1980'lerden beri İran ile yakın ve bilinen bağları var. Kürdistan İşçi Partisi'ni destekleyen Pavel Talabani'nin son yıllarda Türk istihbaratının izlediği İran ile güçlü bağları var, aynı gazeteye göre SDF'nin İran'ı Amerikan desteğine potansiyel bir alternatif olarak gördüğü belirtiliyor.

Güncellenme Tarihi : 7.2.2025 11:28

İLGİLİ HABERLER