Asayiş
  • 2.9.2002 08:33

RAMSEY’İN PATRONU REMZİ GÜR HAKKINDA YAKALAMA EMRİ ÇIKARILDI !

KAYNAK : Haber Vitrini AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çocukları Esra, Sümeyye ve Bilal’in ABD’deki eğitim masraflarını karşılayan işadamı Remzi Gür hakkında Almanya’da "yakalama" emri bulunduğu ortaya çıktı. Hechingen Savcılığı, 20 Ağustos’ta tüm sınır kapılarına bir yazı yazarak, Gür’ün "adam yaralamak" ve "tehdit etmeköten arandığını bildirdi. Yakalama emrinin, Stuttgart’ta yaşayan Ümit Kartal’ın açtığı dava sonucu verildiği anlaşıldı. Stuttgart’ta kendisine ait bir telefon dükkanı bulunan Ümit Kartal ile Remzi Gür’ü karşı karşıya getiren olayın nedeni bir aşk hikayesi. SOKAKLARDA KOVALAMIŞ Ümit Kartal ile Gür’ün kızı Tuğba, 3 yıl önce Kastamonu’da tanıştı, arkadaşlıkları kısa sürede aşka dönüştü. Ancak iki genç, ilişkilerini baba Gür’e kabul ettirmeyi başaramadı. "Tuğba ile 1999’da Kastamonu’nun Abana ilçesinde tanıştık. Sonra o İngiltere’ye, ben Almanya’ya döndük. Telefonla görüşüyorduk. 3 ay böyle sürdü. Sonra beni Londra’ya çağırdı. Londra’da bir hafta kaldım, birlikte gezdik, tozduk. Yine telefonlaşıyorduk" sözleriyle yaşadığı aşkı anlatan Kartal, baba Gür’ün kendisini Londra sokaklarında kovaladığını ve ölümle tehdit ettiğini söyledi. Kartal, baba Gür’le karşılaştığı gün yaşadığı dehşeti ise şöyle özetledi: ‘KAMERADA GÖRÜNTÜSÜ VAR’ "1 yıl sonra tekrar Londra’ya gitmiştim. Tuğba ile yemek yiyorduk. Sırtım kapıya dönüktü. Birden kafamda bir şişe patladı. Kan revan içinde yere düştüm. 50 - 55 yaşlarında bir adam, elinde kırık şişeyle duruyordu. Tuğba ‘Baba yapma ne olur’ diye bağırıyordu. O da bir yandan küfrediyor, bir yandan beni tekmeliyordu. Tuğba’ya da vurmaya başladı. Sokağa fırladım. O da peşimden koşuyor, ‘Seni öldüreceğim’ diye bağırıyordu. Bir sokağa girdim. Yanımda bir İngiliz askeri durdu, beni Barnet Hospital adlı hastaneye getirdi. Hastane yetkililerine peşimde bir adam olduğunu anlattım. Polis çağırdılar. Gür peşimden gelmiş, üstünü kanlı görünce yakalamak istemişler, kaçmış. Daha sonra bana kamera kayıtlarından görüntüsünü gösterip, o olup olmadığını sordular. Tuğba’yı düşündüğüm için yalan söyledim. O sırada Tuğba, ablasıyla geldi. Babasıyla görüşmek istedim. Remzi Gür’ün kardeşi Bilal Gür de oradaydı. ‘Bir daha İngiltere’ye girersen seni öldürürüz’ dedi. Otele döndüm. Tuğba arayıp, ‘Babam seni öldürecek, kaç’ dedi." ‘BİRBİRİMİZDEN KOPAMADIK’ Stutgart’a dönünce bir hafta hastanede yattığını anlatan Kartal, "Tuğba’yla telefonla konuşuyorduk. Babasının benimle olmasını istemediğini anlattı" dedi. Kartal, ev ve işyeri adreslerini öğrenen Remzi Gür’ün daha sonra kendisine telefon açarak "Seni evinin önünde astıracağım" dediğini de ileri sürdü. Her şeye rağmen birbirinden kopamayan iki genç, gizlice görüşmeye devam etti. Tuğba, babasının insafa geleceğini düşündü. Ancak olayların istedikleri gibi gelişmediğini söyleyen Kartal bundan sonrasını şöyle anlattı: "Tuğba gizlice Almanya’ya gelip bir hafta kaldı. Babasına ‘Ümit’i seviyorum. Evleneceğiz’ dedi. Ancak babası, ‘Olmaz, o çocuk ölecek’ demiş. Sonra araya ablası girdi ve Tuğba Londra’ya döndü. Eylül 2001’de yine geldi. Tekrar ablası araya girdi. ‘Babamı razı edeceğim, söz’ dedi. Tuğba yine döndü. Fakat sözlerini tutmadılar. Ocak’ta Tuğba geri gelince imam nikahı yaptık. Çünkü resmi nikah işlemleri 3 ay sürüyordu. O İngiliz, ben Alman vatandaşıyım. Durumu ailesine bildirdik. Yine tehditler başladı. Polise gittik. Bu arada Remzi Gür Almanya’da yaşayan Fuat Ünlü adlı bir akrabasını ‘aracı’ olarak gönderdi. ‘KABUL ETTİ, SONRA CAYDI’ Polisin yanında konuştuk. Evlenmemize izin vereceklerdi. Ancak Ünlü, Tuğba’yı kendi evine götürmek istedi. Polis, Almanya dışına kaçırılmaması için Tuğba’nın pasaportuna el koydu. Birkaç gün sonra Tuğba’nın amcası geldi. Remzi Bey’in evliliğimizi kabul ettiğini, namus sözü verdiğini söyledi. İnandık. Tuğba döndü. Yine Remzi Bey’in vazgeçtiğini söylediler. Şok oldum. Tuğba telefonda ağlıyor, arkadan babasının ‘Sen bu çocuktan ayrılacaksın. Yoksa seni öldüreceğim’ diye bağırışları geliyordu. Sonra Tuğba’yı Türkiye’ye kaçırdılar." Almanya’da açtığı davanın, Gür’ün ikametgahı İngiltere’de olduğu için askıya alındığını, ancak savcılığın tüm sınır kapılarına "yakalama" emri gönderdiğini belirten Kartal şöyle devam etti: "Bana çok acı çektirdi. Dükkanımı kapatmak zorunda kaldım. Aile düzenim bozuldu, sinir hastası oldum. Tuğba’yı seviyorum. Parasında gözüm yok." (Milliyet) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:00

İLGİLİ HABERLER