Medya
  • 2.10.2004 13:33

REHA MUHTAR SERDAR TURGUT'A AKIL VERDİ!...

HEMEN BIRAK SEVGİLİ SERDAR Haberi duyduğumda inanılmaz mutlu oldum... Dayanamadım telefon ettim... Kutladım, başarılar diledim... Serdar Turgut, Akşam'a Genel Yayın Yönetmeni olmuştu... Niye bu derece mutlu olmuştum söyleyeyim mi?.. Çünkü Serdar renkli bir kişilikti... Yaşamdan zevk alırdı... Kompleks tutmazdı içinde... Kendisini hicvedebilecek düzeyde gelişmiş bir kişiliği vardı... Vasatlar dünyasının ender yaratıcılardan biriydi... Yazıları rengarenkti... Ömürleri boyu üç beş siyasi klişenin arkasından yazı yazan, ne tat ne tuz veren onlarca meslektaşına hiç benzemiyordu... Hep bir farklılık hep bir yaratıcılık peşindeydi... Müthiş bir mizah anlayışı vardı... İnsan eşinden bir mizah karakteri yaratabilir mi?.. Serdar yaratmıştı... Telefonu kapattıktan sonra düşündüm... Serdar'ı niye bu kadar seviyorum diye... Çünkü içindeki temiz çocuğu hiç öldürmemişti Serdar... Yazılarında o çocuk hep çıkıveriyordu... Çıktıkça da yazı güzelleşiyor, lezzetleniyordu... İşte o an fark ettim ki aslında dostuma başarılar dilerken egoistçe davranmışım... Sevdiğim bir kişinin basının iktidar koltuklarından birinde oturmasından kendimce keyif almışım... Önceki gün stres ve gerginliğe bağlı beyin kanaması geçirdiğinde, hiç de uzak olmadığım gerçekleri birer birer yakınlarından öğrendim... Yaratıcı çocuk, kendine uygun bir gazete yapmak için kolları sıvamıştı... Basında kendi gibi yaratıcı olduğuna inandığı adamlara teker teker teklif götürmüştü... Onlara teklif götürürken de bazılarının işine son vermek zorunda kalmıştı... Ağır tartışmalar ve suçlamalar yaşamıştı... Türkiye'de bir Genel Yayın Yönetmeni'nde olması gereken ilk özellik sinirlerini aldırmış olmaktır... Hiçbir şeyden etkilenmeyeceksin... Üzerine gelecekler yine etkilenmeyeceksin... Bir adama iyi çalışmıyor fazla şey üretmiyor, onunla çalışmayayım dersen adın, emekçi düşmanına çıkacak... Internet sitelerinde işten attıklarından bol bol küfür yiyeceksin... Sevgili Serdar, Şimdiden seni uyarmak boynumun borcu... Yoğun bakımdan kalkıp, Akşam'ın Genel Yayın Yönetmenliği'ne döndüğünde bak neler olacak söyleyeyim... Şimdi sadece işinden olan ve olacak olanların tepkisini çekmiş durumdasın... Yarın gazeteyi kendine göre iyi yapmaya çalışacaksın... Tiraj alamadıysan ne ala... Ama tiraj almaya, bir de okunan bir gazete yapmaya kalkarsan vay haline... Bu sefer, sadece işinden olanlar değil, rakiplerin girecek devreye... Yıllarca Ankara'da ekonomi muhabirliği yaptığın, Amerika'da siyaset sosyolojisini okuduğun değil, ''penis yazarı'' olduğundan dem vurulacak... Yazdığın o müthiş yemek yazıları sana, ''Gazetecilikten anlamaz... Yer, içer... Zaten alkoliktir...'' biçiminde geri dönecek... Onlar da geçti mi, halen gazeten tiraj almaya devam mı ediyor?.. Bu sefer mutlaka etik tartışmalar gelecektir gündeme... İlkeli tetikçilik ve gerekirse gazeteciliği kullanıp banka kurtarma peşinde koşmak yerine, okuyucuya yönelik gazete mi yapacaksın yoksa?.. Sen zaten gazete değil, pornografik yayın yapıyor olacaksın... Biliyorum, senin gazeteciliği kullanarak banka kurtarma ya da ilkeli tetikçilik yapma özelliklerin mevcut değil... Daha çok yazı, çizi gibi gereksiz işlerle iştigal ediyor ve tiraj almaya çalışıyorsun sevgili dostum... Oysa, seni eleştirenlerin isteyeceği, tetik pardon etik gazetecilikte okuyucunun pek bir önemi yok Serdar'cığım... Önemli olan tetik -pardon yine hata yaptım- etik değerlere uygun bir yayın politikası izlemek... Kısacası, tiraj alsan, etik ve tetik değerlere uygun olmayacaksın... Almasan, almaya çalışmayacaksan, okuyucuya daha okunur bir gazete yapamayacaksan sen niye Genel Yayın Yönetmeni olacaksın?.. Değer mi beyin kanaması geçirmeye sevgili dostum... Değer mi bunca vasatı kendine düşman etmeye?... Yaz yazılarını, çiz çiziktirdiklerini... Bak keyfine sevgili dostum... Bak keyfine... Reha Muhtar Sabah Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:01

İLGİLİ HABERLER