Ayakkabı boyacılığı yapan Şeracettin Zengin (43) 26 yıl önce ev hanımı olan Şenay Zengin ile evlendi. Bu evlilikten Zengin çiftinin 2'si erkek 5 çocukları oldu. Ayakkabı boyacılığı yapan Zengin, 1990'lı yıllarda devlet ücretsiz kitap veremediği ve okul yardımı yapmadığı için 2 kızını ve 1 oğlunu okutamadı.
Eşi ve kendisi de okumayıp bu nedenle zor günler geçiren Zengin, 2000'li yıllarda devletin ücretsiz kitap vermesi ve eğitim masraflarını karşılamasıyla 1 kızını bir de oğlunu okutmak için kendi kendine söz verdi. Bu arada, okutmayı çok istediği Serap (21) ismini verdiği kızında doğuştan kafatası büyümesinden kaynaklanan görme, duyma ve burnunda sorunlar olduğunu öğrendi. Bunun üzerine baba Zengin, yeşil kart çıkartarak kızının hastane masraflarını karşılamaya başladı. Serap Zengin sık sık rahatsızlandığı için okuluna da bir süre ara vermek zorunda kaldı. Kafatası büyümesinden dolayı Serap Zengin'in sol gözü tamamen göremez, sağ gözünde ise yüzde 85 görme kaybı meydana geldi. Serap Zengin tam 10 kez ameliyat oldu. Ancak buna rağmen hem babası hem de Serap Zengin okuma azminden hiçbir şey kaybetmeyerek okula devam etti. Serap Zengin bu yıl Çobanoğlu Ticaret Meslek Lisesi'ni 'takdir' alarak bitirdi. Zengin girdiği üniversite sınavında da Çukurova Üniversitesi Ceyhan Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Bölümünü kazandı. Ancak baba 2 liraya ayakkabı boyayarak ailesini geçindirdiği için kızını üniversiteye nasıl göndereceğini kara kara düşünmeye başladı. Baba kızına "Kızım seni okula gönderemeyeceğim, ben senin yol paranı bile karşılayamam" dedi. Bütün sağlık sorunlarına rağmen azmedip liseyi başarıyla bitiren Serap Zengin babasının bu tutumu karşısında üzüldü. Ancak yine savaşı bırakmayarak Adana Valisi Mustafa Büyük'e "Sayın Valim ben Serap Zengin 21 yaşındayım bu yıl liseyi takdirle bitirdim. Yüzde 46 engelliyim bu yıl 2 yıllık üniversiteyi kazandım. Ağustos ayında kayıtlar başlıyor. Biz 5 kardeşiz kardeşimin biri imam hatip lisesinde okuyor. Benden büyük 2 ablamı babam maddi durumumuz olmadığı için okula göndermedi. Babam ayakkabı boyacılığı yapmakta gerçekten durumumuz çok kötü. Benim harç param, yurt, kitap ve defter masraflarımı karşılayamayacağını söyleyerek beni okula göndermiyor. Sayın valim ben okumayı çok istiyorum size yalvarıyorum, beni okutun. Ben de sizler gibi devletime, milletime faydalı biri olmak istiyorum. 3-7 Ağustos tarihleri arasında kaydımı yaptırmak zorundayım biz yeşil kartlıyız. Sayın valim okuma konusunda ne kadar titiz olduğunuzu biliyorum, bana yardım etmek için elinizden geleni yapacağınıza eminim. Türkiye Cumhuriyeti çok büyüktür ellerinizden öperim" yazılı bir mektup yazarak mahalledeki bir iş yerinden rica edip faks çekti. Zengin, şimdi okuyabilmek için validen gelecek mutlu bir haberi bekliyor.
Serap Zengin, üniversiteyi kazandığını, babasının ayakkabı boyacılığı yaptığını, maddi durumlarının iyi olmadığını bu nedenle valiye dilekçe yazdığını belirterek, "Harç, kitap ve yurt parasını babam ödeyemediği için beni okula göndermeyecek. Ben de bu nedenle bir dilekçe yazıp Vali Mustafa Büyük yardım etsin diye ona bir iş yerinden rica ederek faks çektim. İnşallah cevabı gelir. Dilekçede babamın ayakkabı boyacılığı yaptığını, yeşil kartlı olduklarından maddi durumu olmadığı için okula göndermediğini, okumak istediğimi yazdım. Sol gözüm hiç görmüyor sağ gözümün yüzde 85'i görmüyor buna rağmen okulu bitirdim. Okulu başarıyla bitirdim devam ettirebilir miyim bilmiyorum. Ben okumayı çok istiyorum babam da çok istiyor ama maddi gücümüz yok. Okuyamasam çok üzülürüm. Bu kadar emeğim var. Liseyi bitirdim üniversiteyi kazandım okuyamazsam çok üzülürüm. Vali beyin yardım etmesini istiyorum en azından yurt çıksa benim için çok iyi olur" dedi.
Baba Şeracettin Zengin ise maddi imkansızlık nedeniyle üniversiteyi kazanan kızını okula gönderemediğini belirterek şunları kaydetti:
"Ben ayakkabı boyacılığı yapıp 2 liraya ayakkabı boyuyorum. Benim eve alacak ekmek param yok. Kızımın bütün masraflarını karşılayamam. Sağolsun Türkiye Cumhuriyeti devleti çok büyük. İlkokul, ortaokul, lisede kitap yardımı yaptığı için kızımı okutabildim ama üniversitede bu tür yardımlar yok. Yardım olmazsa kızımı üniversiteye gönderemeyeceğim. Serap'ın iki ablası daha önce ders kitapları verilmediği için hiç okula gidemedi. Onları ben okutamadım cahil kaldılar. Serap şimdi Ceyhan'a gidiş geliş yapacak, yurt parası, kitap parası ben bunları karşılayamam. Çünkü 2 liraya ayakkabı boyacılığı yapan bir adamım. Okumasını tabii ki isterim, üniversiteyi bitirip adam olmasını isterim. Ben okuyup adam olamadım 2 kızım okuyup adam olamadı. Onun okuyup iyi yerlere gelmesini tabii ki isterim. Serap inşallah okuyup vatana, millete hayırlı bir evlat olur bundan daha gururlu bir şey var mı?"
FATİH KEÇE