'Seçim barajının düşürülmesini biz istedik'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ege Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ESİAD) onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı. Hilton Oteli'nde yemeğin ardından yapılan toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, ekonomideki büyümenin Türkiye'ye yakışmadığını, katma değeri yüksek ürünlerin üretimi ile kalkınmanın sağlanabileceğini belirterek, şunları söyledi:
“Büyüme trendimiz Türkiye'nin büyüklüğüne yakışmayacak durumda. Büyümeye nitelik kazandırmamız gerekiyor. Üreteceğiz ama neyi üreteceğiz? Üreteceğimiz ürünün geleceğe güçlü bakacaksak niteliğini düşünmemiz gerekiyor. Bir sanayicimiz bana sormuştu, 'çip üretimi için 1 milyar dolar istersem verir misiniz'. Ben başbakan olsam verirdim. Vermezseniz Samsung gibi bir marka yaratamazsınız. Katma değeri yüksek ürün üretemezseniz, bilgi toplumu olamazsınız. Bilgiyi kim üretecek? Bilgiyi üniversiteler üretecek. Üniversitelere yeterli kaynak ayrılmıyorsa hangi üniversiteye hangi bilgiyi üretecek? Üniversitenin bilgi üretmesi için birinci sınıf demokrasiye ihtiyaç var. Demokrasi ile sıcak siyasetin müdahale edemediği alanların genişletilmesi lazım. Örneğin ESİAD özgür düşünecek, sorunları özgür dile getirecek. Sıcak siyaset oraya müdahale ederse olmaz. Demokrasi, en çok oyu alan istediğini yapar demek değil. Demokrasi bu değil demokraside iş dünyası çıkıp düşüncelerini özgürce ifade edebilmeli. TÜSİAD birkaç ay önce açıklama yaparak hukukun üstünlüğünü hatırlattı. Hemen karşı görüş geldi. 'Bunu söylemek vatana ihanettir' dendi. Siz hukukun üstünlüğünü seslendirdiğinizde bile vatana ihanetle suçlanıyorsanız kabul edilemez."
“HÜKÜMET VERGİ AFİŞİNİ YASAKLADI"
Kılıçdaroğlu, vergiyi vermek kadar nereye harcandığını da sormak gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Bir ülkede çocuk doğduğu andan itibaren vergi veriyoruz. Mama, bez, biberonla başlıyor. Vergisiz hayat yoktur. Ancak sadece vergi dairesine kaydolup vergi vermek değil görevimiz. Bu vergilerin nerelere harcandığını sorgulamamız gerekir. Kamu harcamalarını denetleyen Sayıştay'ın mali raporu meclise geldi. Paraların nereye harcandığını kimse bilmeden bütçe onaylandı. Gönülde yatan şudur. Vergi verenler nereye harcandığını sormalıdır. Bir yurttaş ödediği verginin kaynağını sormuyorsa demokrasi olmaz. CHP Genel Merkezi olarak üzerinde 'Vergimi veriyorsam hesabını soracağım' yazılı afişler hazırladık. Kendi paramızla bilboardlarla verginin nereye harcadığını soruyoruz ama Hükümet bunu yasakladı. Üretim yapabilirsiniz ama bu sizi mutlu etmez. Mutluluğun kaynağı özgürlüktür. Bazı üniversitelerin fizik bölümlerinin kapandığını biliyor musunuz? Amerikalılar, Mars'a gönderdikleri uzay aracına merak dediler. Biz merak etmiyoruz. Karamsar bir tablo çizdiğimi biliyorum ama gerçekler acıdır. Sadece düşünün Türkiye buna layık mı değil mi?"
“SEÇİM BARAJININ DÜŞÜRÜLMESİNİ BİZ İSTEDİK"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, işadamlarının “Seçim barajının düşürülmesi konusundaki görüşünüz nedir?" yönündeki soruyu şöyle yanıtladı:
“Seçim barajının yüksek olduğunu defalarca söyledik. Bu barajla ülkede sağlıklı bir demokrasi olmadığını ifade ettik. Ben de talimat verdim. Seçim barajı konusunda iki teklif verdik, yüzde 3 ve yüzde 5'e düşürülmesini istedik. İktidar hangisini kabul ediyorsa seçim barajını indirelim. Seçim barajını indirdiğimiz zaman adaletli seçimi sağlamış oluruz. Yüzde 10 seçim barajını getiren 12 Eylül askeri yönetimidir. Anayasa Mahkemesi iptal kararı alırsa saygı duyacağız."
“KADINLAR DİRENÇLİ VE KARARLI OLMALI"
Kılıçdaroğlu, kadınlardan siyasette dirençli ve kararlı olmalarını isteyerek, “Kadınlar çalışma hayatında daha çok yer almalı. Cinsiyet kotasının en yüksek uygulandığı bir partiyiz. Yüzde 33. Kadınlar siyasette dirençli ve kararlı olmalı. Bu kotayı sıkı sıkı takip etmeleri gerek. Kadınların çalışma hayatında yer almaları okumaları ve eğitimine bağlı. Anneler kendi kız çocuklarının kendilerinden daha iyi yetişmelerini istiyor" dedi.
“İZMİR'DE ÜYEYLE ÖNSEÇİM YAPILACAK"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir işadamının “CHP neden İzmir'de önseçim yapmıyor? İçinde demokrasi olmayan bir parti ülkeye demokrasiyi nasıl getirecek?" yönündeki sorusuna şu yanıtı verdi:
“Önseçim yapmak için tüzüğümüzü değiştirdik. İzmir'de önseçim olacak. Milletvekili adaylarının yüzde 85'ini önseçimle belirleyeceğiz. Seçimi delegelerle değil üyelerle yapacağız. Her üye oyunu kullanırken seçeceği milletvekili adayının bilgisine birikimine konuşmasına olayları nasıl kavrayıp kavramadığına bakacak ve ona göre oyunu verecek. Parti olarak internet üzerinden üyelik getirdik. CHP içinde demokrasi sorgulanıyor ama CHP dışındaki hangi partide demokrasi var? Biz belediye başkan adaylarını belirlerken eğilim yoklaması ve önseçim yapan tek partiyiz. Grup başkan vekillerini belirlerken bizim dışımızda seçim yapan parti yok. Milletvekillerimizi 27 ilde önseçimle belirledik. Bazı yerlerde belediye başkan adayı belirlerken parti üyesi olmayanların da oy vermesini istedik. Önseçim için üye yapılanmasının sağlıklı olması lazım. Yığma üye olmaması lazım."
“KADINLAR HER EVE GİRECEK"
Seçim stratejisini soran işadamlarına bu stratejiyi kadınlar üzerine kurduklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Kadın kollarımızın her eve girmesini isteyeceğiz. Üç ayrı merkezde özel eğitimlerimiz var. Kadınlar her eve girecek. Klasik propaganda yöntemleri olacak esnaf ziyareti ve bildiri dağıtmak gibi. Ancak seçim stratejimiz kadınlar üzerine kurulu olacak. Yeni projelerimiz olacak. Vatandaşı içine girdiği borç batağından nasıl kurtaracağız bununla ilgili projelerimiz var. Çok fazla projemiz olmayacak az ama toplumun geniş kesimlerine hitap eden projelerle ortaya çıkacağız" dedi.
ESİAD Başkanı Mustafa Güçlü, konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu'na “İzmir 1900" isimli kitap hediye etti.
Elif DEMİRCİ- Mücahit BEKTAŞ-İZMİR/DHA