Medya
  • 19.12.2003 13:08

SERDAR TURGUT'TAN ERTUĞRUL ÖZKÖK'E AĞIR YAZI...

SERDAR TURGUT/ AKŞAM ERTUĞRUL'U TAKDİR ETMEMEK MÜMKÜN DEĞİL Dikkatli okuyucuların gözünden kaçmamıştır, benim içinde bulunduğum şirketler grubu kendi geleceği ile ilgili ne zaman bir karar almaya çalışsa, Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök işe dışarıdan müdahale etmek için elinden geleni yapmaya başlıyor. Hangi kritik konuda karar alınacaksa, sonunda yüzlerce, binlerce Türk vatandaşının iş yaşamını, geleceğini ilgilendirecek adım atılmak isteniyorsa Özkök, buna görünürde son derece samimi olduğu izlenimi vermeyi her zaman olduğu gibi başardığı ilkelerle köşe yazıları yazıyor. Aslında yaptığı işin görüntüsünün öyle pek de iyi olmadığının gayet tabii ki kendisi de farkında olmalı, çünkü dünkü 'acil müdahaleci' yazısına 'Bu yazıyı okurken, 'Bana ne, onların meselesi' diyebilirsiniz. Hiç de öyle demeyin' diye başlamış. Öyle ya sana ne sen kendi işine bak diyebilirsiniz çoğunluğunuz ama bu doğru olmaz. Çünkü hepimizin bildiği gibi kendisinin içinde çalıştığı şirket grubunun çok büyük hesapları, çok büyük çıkarları mevcut ve başkası bu hesaplara uymayan bir adım atmaya, var olmaya, kendi çalışanları ve sonuçta Türkiye için iyi bir şey yapmaya çalıştığı zaman Ertuğrul'un işe dışarıdan müdahil olmama şansı hiç yok... * * * Bazen düşünüyorum da bu ülkede ve hatta dünyada en şanslı şirket Doğan Grubu olmalı. Çünkü Özkök gibi bir çalışanı bu dünyada kolay bulabilmek mümkün değil. Bunu gerçekten, çok samimi olarak söylüyorum, espri filan yapmıyorum. Onun gibi kendisini bütün kalbiyle, vicdanıyla, fiziğiyle bir şirkete adamış olarak yaşamayı kabul edebilecek bu dünyada başka ikinci bir insan bulabilmek bence mümkün değil. Dahası çok da yetenekli olduğu için başka şirketlerin işine dışardan müdahalesini onun kadar objektif görünümlü hale getirmeyi başka bir insan da başaramaz, bunu da samimi söylüyorum. Doğan Grubu ona ne kadar teşekkür etse azdır ve bu da espri olsun diye söylediğim bir şey değil. * * * Peki ama biz okuyucuların Özkök'ün bu başka şirketlerin işlerine müdahaleci tavrının samimi ilkelerden kaynaklandığına inanmamız mümkün mü? Değil tabii ve bunun nedeni de Özkök'ün kendisi. Biliyorsunuz kendisi hem gazeteci hem de büyük bir iş adamı. Kendisini öyle tanımladı, gazeteci kalmak onu kesmedi, bir de iş adamı olmak için elinden geleni yaptı ve sonunda da onun bu ısrarı karşısında herkes pes etti ve o da muradına erdi!. TÜSİAD'a üye bile oldu. Ama bakın, işte kendi tanımladığı kişiliğin kendisine zarar vereceği gün de gelip çattı işte. Detaylarını gerçekten bilmiyorum ama bizim patron geleceğe yönelik bazı planlar yapmış, bazı adımlar atmaya çalışıyor, genelde makul gözüken ve detaylarını bildiğim takdirde daha da bilimsel olarak destekleyeceğimden emin olduğum bir gelişme yaratmak istiyor. Peki ama iş adamı Ertuğrul Özkök'ün bu konuda tuhaf göründüğünü kendisinin de bildiği müdahalesinin kendi iş yaşamı, iş planları, geleceğe yönelik yatırım kararlarıyla hiçbir bağlantısı olmadığını söylemek mümkün mü? Bir insan iş adamıysa hatta üye olduğu kuruluşa bakılırsa 'Büyük patron'sa o zaman bir iş konusunda aldığı tavrın objektif ilkelerle filan değil de sadece kendi iş kararlarıyla, çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu düşünmekten daha doğal bir şey olabilir mi? Olamaz tabii ki ve sırf bu nedenle iş adamı Özkök'ün başka iş adamlarının işleriyle ilgili yazılarının sıfır anlamı vardır. * * * Konu üzerinde fazla laf etmeye gerek yok, sonuçta bugün gazeteleri çıkaranlar halkın uzun yıllardır yaşananlardan sonra gerçekleri artık kesin olarak gördüklerinin farkında değiller. Özkök'ün bu tür 'iş yazıları' birçok insanda yakın geçmişte yaşananların hatıralarının canlanmasına yol açıyor ve en azından benim çevremde bu tür yazılar mideler kabararak okunuyor. Son olarak sizin bu yazıdan yola çıkarak haklı bir şekilde sorabileceğiniz bir soruya açıklık getirmeye çalışarak yazımı bitireyim. 'Detaylarını bileydim daha da bilimsel olarak destekleyeceğime emin olduğum gelişme' dedim ya bunu böyle olacağına nasıl da emin olduğumu sorabilirsiniz bana. Kendi şirketimin yöneticileriyle yaptığım konuşmalardan edindiğim bir izlenim sanmayın bunu. Onlarla konuşmadım bu meseleyi. Bu konudaki bilgim gazeteci Metin Münir'in birkaç ay önce yazmış olduğu, her zaman olduğu gibi kendisinin son derece objektif araştırarak yazdığı birkaç yazıya dayanıyor. O yazılarda Münir, Turkcell ile Digitürk arasında varılmasına çalışılan anlaşmanın gelecek açısından nasıl da olumlu gelişmelere yol açabileceğini anlatıyordu. Ve onun dedikleri Özkök'ün dedikleriyle yüzde 100 ters şeylerdi. Bu konuda iş adamının mı yoksa gerçek gazetecinin mi dediği arasında seçim yapacaksam ben gazetecinin yanında yer alırım, bu da bilinsin. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:17

İLGİLİ HABERLER