Medya
  • 26.3.2004 16:03

SERDAR TURGUT'TAN MÜTHİŞ BİR KOMPLO TEORİSİ...

SERDAR TURGUT/AKŞAM BÜYÜK KAOS BEKLENTİSİ VAR İki gündür dünyaya hakim olan güçlerin başlatmış olduğu Büyük Savaşa giden sürecin anlamını çözümlemeye çalışıyorum. Önceki yazılarımda akla ilk gelen rasyonel nedenlerin de bu gelişmede rol olabileceğini ancak olan biteni anlamamızda yeterli kalamayacağını göstermeye çalıştım. Çünkü güç sahipleri bu gibi yeniden paylaşım savaşlarında daha önce görülmedik bir aceleyle, neredeyse panik içinde hareket ediyorlar ve rasyonel düşünce sınırlarını zorlayan bir acımasızlıkla bir yerlere varmaya çalışıyorlar. Bu davranış biçiminin iki türlü açıklaması olabilir. 1- Bilim adamları bugüne kadar görülenlerden boyutu hayli farklı olan bir doğal afet olacağını tespit ettiler. Dünyadaki siyasi güç dengelerini de değiştirecek boyutta olacak bu doğal afet, örneğin bir büyük kuraklık öncesinde güç sahipleri pozisyon alarak kendi hakimiyetlerinin devamlılığını garanti altına almaya çalışıyorlar. Ya da, ki bu da aynı sonuca bağlanmaktadır, şöyle bir gelişme var: 2- Çok eski dönemlerden bu yana bilinen, çok az sayıda insanın bilgisi dahilinde olan, dünyanın tümünü etkileyeceği bilinen bir Büyük Kaosun zamanı yaklaşıyor. 1984 yılında ilk kez resmen tespit edilmiş yaklaşan tehlike son yıllarda bilimsel açıdan daha da netlik kazandı. Bu yüzden de büyük afet döneminde dünyanın düzeninin tamamen kontrol altından çıkmaması içim hakim güçler şimdiden harekete geçtiler. Büyük Kaos vakti gelmeden şimdiden kontrollü stratejik kaoslar çıkararak alt üst oluş döneminde kontrol altından çıkması beklenen dünya bölgelerinde hakimiyetlerini zorla kurarak, vakit geldiğinde dünya düzen hiyerarşisinde büyük bir değişiklik olması riskini azaltmaya çalışıyorlar. Aceleleri, panikleri ve şiddet içeren saldırganlıkları da bundan kaynaklanıyor. * * * Şimdi size bir hikaye anlatacağım. Hikaye diyorsam da masalla karıştırmayın bunu çünkü bu konu dünyada çok parlak beyinlerin üzerinde yıllardır çalıştıkları bir mesele. Güneş sistemimizde 10'uncu bir gezegenin daha olduğu konusunda çok uzun yıllardır ciddi bir bilimsel şüphe vardı. Ne gariptir ki bilimde ve aletlerde büyük gelişmeye, hatta uzayın derinliklerine gidilmesine rağmen hala daha net olarak varlığı ispatlanamamış olduğu söylenen ve bence de yalanla geçiştirilmeye çalışılan bu gezegeni İ.Ö binlerce yıl önce Mayalar, Sümerler ve Babilliler son derece modern matematik teknikleriyle ve gök inceleme metotlarıyla tespit etmişler, onun hem tarihini hem de gelecekteki hareket biçimini yazmışlardır. Sümerler ona geçiş gezegeni anlamına gelen Nİ.Bİ.RU diyorlardı. Babil bilim adamları ona güçlü tanrıları Marduk'un adını verdiler Mısır medeniyetinde ise bu gezegen 'Milyonlarca Yılın Gezegeni' olarak adlandırıldı. Bilim adamları tarafından eliptik bir yörüngeye sahip olduğu tespit edilmiş olan ve 1930'lu yıllardan bu yana yapılan araştırmalarda 'Gezegen X' olarak adlandırılan bu gezegen en son olarak İ.Ö 1649 yılında dünya yakınından yörünge geçişini yapmıştı. Bu gezegen geçişi büyük afetlere neden olmuş, Doğu Akdeniz'den başlayarak 30'uncu paralel ile ekvator arasında kalan bölgelerde kısa aralıklı şiddetli depremler yaşanmış, yanardağları örneğin Ege'deki Santorini adasındaki dağ patlamış, tsunamiler kıyı kentlerini yok etmiş, Yakındoğu'dan Uzak Asya'ya kadar olan bölgede radikal iklim değişiklikleri olmuştu. Dünyada alt üst oluş o kadar büyüktü ki insanoğlu yemiş olduğu büyük darbe ile manevi açıdan baş edebilmek için başına gelenleri bir şekilde anlaşılır kılacak, o koşullarda bile geleceğe umutla bakmasını sağlayacak bir yeni düşünce sistematiğine ihtiyaç duydu. Yeni bir dinin temeli atıldı. Tevrat'ta anlatılan afetler o günlerde yaşananlardan kaynaklanmıştır büyük ölçüde. * * * Yapılan hesaplamalar her 3661 yılda dünyanın yakınından geçmesi beklenen 'Gezegen X'in 2012 yılında tekrar dünyamızın yakınından geçeceğini gösteriyor Kurumlaşmış dinlerin üst düzey ve az sayıda yetkilileri bu bilgiyi sıradan insanlardan saklıyorlar. Onlar gibi 1984 yılında Pluton civarında gözledikleri ve sistemimize girmekte olan büyük gök cismini tespit etmiş olan NASA üst yönetimi ve ABD'de çok az sayıda insan da bu bilgiyi saklıyorlar. Bu gezegen dünyanın iki ile beş misli büyüklükte, bu da biliniyor. Bilgi gizleniyor çünkü son gelişinde yeni dinlerin ortaya çıkmasına neden olacak kadar vahim sonuçlar doğuran bu gezegenin tekrar dünyadan geçeceğinin ortaya çıkması durumunda olayların kontrolden çıkacağını düşünen güç sahipleri, gerçek kaçınılmaz olarak ortaya çıkacağı günden önce (bu kaçınılmaz çünkü güneyden yaklaşacak bu gezegeni 2012 Aralık ayında çıplak gözle görebileceğiz) kontrollü kaos stratejilerinden sonuç alıp, büyük kaosta kontrolü bir öncekinde olduğu gibi kaybetme riskini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Ne kadar şanslıyız ki dünyada Zecheria Sitchin gibi büyük alimlerle ortaya çıkarılan bu unutturulmak istenen gerçeğin tüm literatürünü takip eden ciddi bir uzmana da sahibiz. Burak Eldem'in '2001 Marduk'la Randevu' kitabını mutlaka okuyun herkese tavsiye ediyorum. * * * Çok lafı edilen 'Yeni Dünya Düzeni' aslında budur. Büyük Kaos'tan önce kurulmaya başlanan ve Büyük Kaos'la bile yıkılmayacağı düşünülen yeni dünyaya o ad verilmektedir aslında. Amerika'da sıradan insanlar Evangelist Hıristiyanlar'ın ve Yahudiler'in 'kötülüğe ve büyük felaketlere' karşı omuz omuza savaş verdikleri dinci filmler ve kitaplarla yeni döneme hazırlandırılıyorlar, bir anlamda eğitiliyorlar. Yine din temalı olan ve Babil'e atıfta bulunulan İkiz Kuleler'in yıkılmasıyla başlatılan düzen kurma operasyonunun daha birinci gününde Başkan Bush 'Bu bir haçlı hareketi' demiştir. Orada söylenen Crusade lafı 'Haç taşıyan evangelist' anlamındadır. Başını Amerika'nın çektiği dünya güçleri büyük karışıklık çıkmadan önce bu kez de başkaldırının olacağını tahmin ettikleri bölgelerde yerleşip bir an önce enerji ve su kaynaklarını tam kontrolleri altına almak istemektedirler. Türkiye bu açıdan çok önemlidir dolayısıyla da Irak savaşı öncesinde Amerikan askerlerinin neden bir anda ülkemizin savaş ile görünürde hiç alakasız gibi olan bölgelerinde konuşlanmaya başladıkları da bu açıklamalara bakılarak anlaşılabilir. Irak'ın işgalinin stratejik olmak dışında sembolik bir yanı da vardır çünkü Irak'ta Sümerler'den kalmış olan bazı gizli bilgilerin mirası niteliğinde olan bilgi kaynakları da vardı. Dolayısıyla Irak'taki müze soygunları medeniyetlerin temelindeki gizli bilgilerin saklanmakta olduğu İskenderiye Kütüphanesi yangını kadar önemlidir. Irak'ta her gün öldürülen insanlar arasında bilgileri rivayet düzeyinde de olsa bilen din adamlarının çok sayıda olması da bu yüzden tesadüf değildir. Bu yüzden de İsrail 'bela olması beklenilenlere', 'Potansiyel Hiksoslara' karşı infazlara başlamıştır ve durmayacaklarını açıklamaktadırlar. Hiksoslar 3661 yıl önce darbe yiyen medeniyetlere karşı ayaklanan ve ortalığı yakıp yıkan kavime verilen addır. Büyük savaş çoktan çıkmıştır bile ve zamana karşı yarışılmaktadır. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:54

İLGİLİ HABERLER