Gündem
  • 1.10.2004 22:02

SEZER: ''ILIMLI İSLAM GİBİ ANLAMSIZ MODEL KABUL EDİLEMEZ''

ANKARA - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ''Büyük Orta Doğu Tasarımı bahanesiyle Türkiye'yi model ülke olarak göstermek, Türkiye için (İslam Cumhuriyeti) tanımlamasını getirmek ya da (Ilımlı İslam) gibi anlamsız bir modeli önce Türkiye için öngörmek yersizdir ve asla kabul edilemez'' dedi.
     Sezer, ''ister 'ılımlı', ister 'köktenci' olsun, din devleti ile demokrasinin bağdaşmasının olanaksız olduğunu ve bu iki rejimin yan yana getirilmesinin tarihe ve bilime ters düştüğünü'' söyledi.
     TBMM'nin 22. Dönem 3. Yasama Yılı'nın açılışında konuşan Sezer, Filistin-İsrail uzlaşmazlığı, Irak ve Afganistan gibi kriz bölgelerinin Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendirdiğini vurguladı.
     Dünyada demokrasiyi daha geniş alanlara yaymak amacından hareket edildiği belirtilerek ''Geniş Orta Doğu ve Kuzey Afrika'' ya da ''Büyük Orta Doğu Tasarımı'' adı altında, uzun dönemde bölgeye demokrasi ve özgürlük götüreceği öne sürülen girişimlerin tartışmaya açıldığını hatırlatan Sezer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     ''Tasarım bahanesiyle Türkiye'yi model ülke olarak göstermek, Türkiye için (İslam Cumhuriyeti) tanımlamasını getirmek ya da (Ilımlı İslam) gibi anlamsız bir modeli önce Türkiye için öngörmek yersizdir ve asla kabul edilemez.
     Türkiye, Cumhuriyet'in kuruluşuyla birlikte 81 yıl önce siyasal rejimini seçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin rejimi, Atatürk ilke ve devrimleriyle Atatürk milliyetçiliğine bağlı, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti temelinde yapılanan, aydınlanmacı ve çağdaş bir içeriğe sahiptir. İster 'ılımlı', ister 'köktenci' olsun, din devleti ile demokrasinin bağdaşması olanaksızdır ve bu iki rejimin yan yana getirilmesi tarihe ve bilime ters düşmektedir.''
     Sezer, ulusal güvenliğin sağlanmasına ilişkin görüşlerini de şöyle dile getirdi:
     ''Bugüne kadar toprak bütünlüğüne, anayasal düzenine, tekil devlet yapısına, istikrar, birlik ve beraberliğine yönelik iç ve dış tehditlere karşı savaşımını başarıyla sürdüren Türkiye'nin bunu sonsuza kadar etkin biçimde yürüteceğine olan inancımız sonsuzdur. Ulusal güvenliğimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin tekil yapısının ve devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün temel taşlarını oluşturan 'laiklik' ve 'Atatürk milliyetçiliği' ile doğrudan bağlantılıdır.
     Din sömürüsünü temel araç olarak kullanan ve Türk toplumunun Cumhuriyet döneminde elde ettiği tüm çağdaş kazanımları yok etmeyi hedefleyen irticai hareket, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletini öngören anayasal düzenimiz için öncelikli tehdit olma niteliğini sürdürmektedir.
     Din istismarcılığı, bir yandan anayasal düzenimize ve demokratik gelişimimize, diğer yandan İslam dinine büyük zarar vermektedir. Çağdaş bir ulus olmanın bilinci içinde, irticanın ülke gündeminden çıkarılması için savaşım kararlılıkla sürdürülmelidir.''
    
     Sezer'in konuşmasından başlıklar şöyle:
    
     - Ekonomik alanda elde edilen sonuçlar umut verici olmakla birlikte, tümüyle iyimserliğe kapılmak için yeterli değildir.
     - Yılın ilk yarısında gayrisafi ulusal gelirdeki büyüme; dış ticaret açığı, cari işlemler açığı ve tarım sektöründeki daralma ile birlikte yorumlanmalı, dışalım vergileri ve özel tüketim giderlerindeki artışın etkisi gözardı edilmemelidir.
     - Yılın ilk yarısı itibariyle dışsatımın dışalımı karşılama oranı, kritik eşiğin altında gerçekleşmiştir. Cari işlemler açığının finansman kaynaklarındaki olası değişiklik, kırılganlığı yeniden artırabilecektir.
     - Ekonomik büyümeye ilişkin gelişmeleri; bölüşüm, istihdam, kamu hizmetleri ve dış ticarete konu yapısal ögeler ve borç stokundaki artışla birlikte düşünmekten ve halkın gönencini gerçekten artıracak durumda olup olmadığını sorgulamaktan kaçınılmamalıdır.
     - Türkiye'nin çağdaşlaşma hedefi, gelir dağılımında bugün görülen en alttaki gelir dilimi ile en üstteki gelir dilimi arasındaki 10 katı bulan farkın ortadan kaldırılmasını gerekli kılmaktadır.
     - Ülke kalkınmasının temel gereklerinin başında, çağa uygun eğitim-öğretim gelmektedir.
     - Eğitim-öğretim sürecindeki temel ilkemiz, dogmalardan arınmış, evreni aklın öncülüğünde ve bilimin araçlarıyla algılayan, bilim ve teknoloji ile barışık, sorumluluk bilinci gelişmiş, ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması için çaba gösteren, Cumhuriyet'in temel ilkelerinin değerini bilen ve korumaya kararlı kuşaklar yetiştirmek olmalıdır.
     - Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda, AB üyesi ülkelerin içtenliklerini sınamamız gerekirken, kendi yanlışlarımızı düzeltmek için zaman kaybedip bedeller ödememeli, Türkiye'nin AB dışında tutulmasını isteyenlerin ellerini güçlendirmemeliyiz.
     - Türkiye'nin AB üyeliği, Orta Doğu bölgesine ve geniş anlamda, İslam dünyasına verilebilecek en önemli iletidir.
     - Irak'ın kuzeyinde silahlı varlığını sürdüren bölücü örgüte karşı ABD'nin ve Irak'taki Çok Uluslu Gücün harekete geçmemesi, hem Türk-ABD dostluğu ve müttefikliği hem de terörle uluslararası savaşım yükümlülükleri yönünden çelişki oluşturmaktadır.
     - Terör örgütü PKK'nın Irak'ta herhangi bir biçimde sığınak bularak sınırlarımıza sızmasını görmezlikten gelemeyiz. Irak'taki gelişmelerden yararlanılarak, Türkiye'ye yönelik terör eylemlerinin yeniden başlatılmasına izin vermeyeceğimiz açıktır.
     - Stratejik ortağımız ve müttefikimiz ABD'nin bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz.
     - Kerkük'ün herhangi bir etnik gruba maledilmesi çabalarının yaratabileceği huzursuzluklar, yalnızca bu ille sınırlı kalmayacak, Irak'ın geneline yayılan bir iç kargaşayı ve sonuçları önceden kestirilemeyecek bölgesel istikrarsızlığı tetikleyebilecektir

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:00

İLGİLİ HABERLER