Spor
  • 13.6.2013 14:34

'Şike senaryosu oskarlık bir film'

TRABZONSPOR eski başkanlarından Özkan Sümer, "Şike senaryosu, siyasetin, Futbol Federasyonu’nun, Kulüpler Birliği’nin, Tahkim Kurulu’nun büyük bir oyunu, kabiliyetiyle mükemmel 'Oscar' almaya layık bir film oldu. Futbol Federasyonu özerkliğini kaybetti, özel federasyon oldu" dedi.

Sümer, görevine son verilmesinden dolayı asla bir hesaplaşma içerisinde olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Gereksiz ve yetersiz bulmuş olacaklar ki görevimize son verdiler. Yoksa Trabzonspor’a zarar verme doğrultusunda bir duygu ile davranıldığına ihtimal vermiyorum. Asıl vurgulamak istediğim; ne yazık ki Trabzonspor üzerinden hesaplaşma, camia olarak bir standart haline geldi. Oysa camia olarak en önemli konu zorlukları beraber aşmak olmalı."

Özkan Sümer, 2001 yılında kulübe başkanlık yaptığını da hatırlatırken, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başkanlık yapmış bir adam nasıl altyapıda görev yapar' diye çok eleştirildim. Başkanlar, görev süresi ardından tekrar işlerini döner. Benim işim antrenörlük ve tek işim bu. Ben başkanlık yaptıktan sonra yurt dışından da teklif aldım. Ama 'Başkanlık yapan adam teknik direktörlük yapmaz' prensibi ile kabul etmedim. Para kazandığım tek iş antrenörlük ama bunu bile Trabzonspor için elimin tersiyle kenara ittim. Bunu da Trabzonspor’a hizmet etmek için yaptım."

"BENİ GÖNDEREN YÖNETİMDEN PLAKET ALMAM"

Mevcut yönetimin kendisine plaket vermek istediğini ancak, bunu kabul etmediğini anlatan Sümer, geçen hafta Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ile bir araya geldiklerini belirterek, şunları söyledi:

"Konuşmamda altyapıya dokunmamalarını rica ettim, 'Bunun devamını sağlayın' dedim. O da olumlu düşündü, 'İyi çalışıyorlarsa dokunmayız' dedi. Basın toplantısını kulüpte yapmamı istedi. Cuma akşamı bir takım sıkıntılar oldu, ben de basın toplantısını iptal ettim. Pazar günü kulüpten bir sorumlu aradı, yöneticilerin plaket vermek istediğini söyledi. Plaket almayacağımı söyledim, 'Beni göndermek isteyen insanlardan nasıl plaket alırım?' dedim. Yönetim kurulu da bu ifademe dayanarak o gün görevden alındığımı medya kanalı ile duyurdu."

"YENİ TEKNİK KADROYA SABIR GÖSTERMELİYİZ"

Özkan Sümer, bir gazetecinin, "Sizce, yeni getirilen teknik ekip başarılı olur mu?" sorusuna yanıt verirken, yeni teknik kadronun Trabzonspor’un bünyesinden oluştuğunu hatırlattı. Sümer, şöyle devam etti:

"Çoğu 'deneyimsiz' diyor. Elbette Süper Lig deneyimleri yok. Geçmişten de hatırlatmak istiyorum. Ben 38 yaşında genç takım çalıştırıcısı iken o zaman profesyonel takımı çalıştırdım ve şampiyon olduk. 40 yaşında ulusal takım, 41 yaşında Galatasaray'ı çalıştırdım. Bu arkadaşların deneyim yetersizliği noktasında ön yargı yanlış. Kulübün bu konudaki değerlerini iyi biliyorlar. Bunları kullanma kabiliyetini de göstereceklerine inanıyorum. Arkadaşların iyi bir iş çıkarması için yalnızca oyuncuların iyi olması, kendilerinin çok yetenekli olması yetmiyor. Gerekli desteğin ve gerekli ortamın sağlanması da işlerini iyi yapmaları doğrultusunda önemli ihtiyaçlardandır. Bu arkadaşlara güvenmeyi bilmeliyiz. Desteklemeyi bilmeliyiz. 'Pat' diye gelip Trabzonspor’u uçuracak beklentisi içinde olmamalıyız. Biraz sabır gösterip zaman tanıdığımız takdirde arkadaşlar önemli işler başaracaktır. Ayrıca altyapıdan gelen oyuncuların oynaması için yabancı oyuncu sayısının azalması lazım."

"FUTBOL FEDERASYONU ÖZERK DEĞİL, ÖZEL OLDU"

Sümer, UEFA’nın Fenerbahçe’yi disiplin kuruluna sevk etmesiyle ilgili olarak şöyle konuştu:

"Bu şike senaryosu, siyasetin, Futbol Federasyonu’nun, Kulüpler Birliği’nin, Tahkim Kurulu'nun büyük oyunu, kabiliyetiyle mükemmel bir film, adeta Oscarlık film haline geldi. Yani gerçekten Oscar almaya layık bir film bu. UEFA'nın yeni çıkışını biliyorsunuz. Göreceğiz. Yalnız UEFA'nın Fenerbahçe'yi mahkum etmesi, Beşiktaş'ı mahkum etmesi, Türk futbolunun ahlakını iade etme şansını yaratmıyor. Siyaset, TFF ve Kulüpler Birliği nasıl aklanacak? Çok ciddi bir rahatsızlık. Türk futbolu FIFA sıralamasında 10 basamak geriledi. Bu gerileme değil, bir felaket. Futbol Federasyonu özerkliğini kaybetti, özel bir Federasyon oldu. Gördüğünüz, bildiğiniz etkilerden ötürü buna özerk Federasyon denir mi? Bu kadar işi bilmeyen bir insan tayinle iş başına gelip de devasa bir olayı nasıl kotarabilir? Önemli işlerin başına önemsiz insanı getirdiğinde o işi önemleştiremezsin, yok edersin."

"KULÜPTEN 29 AY MAAŞ ALMADIM"

Sümer, basın toplantısında kulüpten maaş aldığı iddialarına da tepki gösterdi. Sümer, 2006 yılında göreve gelirken Trabzonspor'un kendisine 600 bin dolar ve çeşitli şartlar önerdiğini, bunların çoğunu kabul ettiğini ancak, "600 bin doları almam" dediğini anlattı. Özkan Sümer, 29 ay ücret almadan çalıştığı halde şimdi "Trabzonspor’dan çıkar sağlayan Özkan Sümer" olarak nitelendirildiğini kaydetti. Sümer, şöyle konuştu:

"Şimdi bir gününü Trabzonspor’a veren insanlar gelsin. Antrenörlük benim tek işim ve tek maddi kaynağım. Ama para istemedim. Bu suçlamaları ne kadar hak ettiğime toplum karar versin. Böyle bir özverinin böyle bir suçlamaya dönüşmesi camia olarak nasıl utandırıcı bir durumdur. Yönetimin bana vefasızlık yaptığı yorumunu kabul etmiyor ve bunu bir kenara itiyorum.''

"GEREKİRSE GÖĞÜS GÖĞÜSE SAVAŞIRIM"

Sümer, bir gazetecinin, ''Bundan sonra nasıl bir yol haritası çizeceksiniz?'' sorusunu yanıtlarken basın toplantısını yaptığı Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde 1999 yılında açıklama yaptığını hatırlattı, şöyle dedi:

"Kırgınlın hırslı olduğum, bazı şeylere baş kaldırdığım dönemde yine bir gazeteci arkadaş, ‘Başkanlığa aday olur musunuz?’ diye sordu. 'Trabzonspor'un bana ihtiyaç duyduğu her yerde varım' dedim. Bana ihtiyaç duyduğu her yerde de olmaya özen gösterdim. Her yerde, başkanlıkta da oldum. Üstelik çıkara dönük değil, hizmete dönük. Şimdi parçalandım. Ama emin olun o parçalarımı toplarım, daha etkin daha yetkin bir Özkan Sümer oluştururum. Bu kulüple ilgili elbette ki imkan olursa hizmet, gerekirse uyarı, gerekirse göğüs göğüse savaşırız.''

Trabzonspor Koleji’ni kurmak için çok çalıştıklarını da vurgulayan Sümer, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kolej konusunda 1999 yılında toplantı yaptık. Trabzon’da koleji kurarsak diğer okulları karşımıza alacağımızı düşündük. İstanbul'da kolej ve üniversiteyi kurmaya karar verdik. O dönem yönetim değişiklikleri yaşandı. Sonra biz başkan olduk. Ardından yeniden bu araştırmayı yürüttük. İstanbul’da Beşiktaş tesislerinin yanında bir arazi bulduk ve araziyi almak adına çok da önemli adımlar attık. Ancak bizim işimizi o dönemin Orman Bakanı Trabzonlu Osman Pepe yıktı. Pepe, 'Başka kulüplerde bizden ister' diye bize arsayı bize vermedi.''

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 14:29

İLGİLİ HABERLER