Gündem
  • 27.2.2011 02:06

SİYASAL SİSTEMİN KODLARI DEĞİŞMELİDİR

Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) tarafından İstanbul'da Akgün İstanbul Hotel'de düzenlenen Anayasa Sempozyumu büyük bir katılımla gerçekleşti. Sempozyum öncesinde bir konuşma yapan Has Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde mutlaka yeni bir anayasa yapması gerektiğini belirtti. Türkiye'de yeni bir döneme girildiğini belirten Kurtulmuş mutlaka siyasal sistemin kodlarının değişmesi gerektiğine işaret ederek bunun için de yeni bir siyasi ve hukuki reformun gerekli olduğunu belirtti.
Anayasa konusunda HAS Parti'nin önemli çalışmalar yaptığına işaret eden Kurtulmuş, 12 haziran seçimlerinde halkın önüne iki sandık birden konulmasını istedi. Seçimlerde konulacak ikinci sandığın anayasa meclisini belirleyeceğini ve toplumun bütün kesimlerinden oluşan bu meclisin yeni, sivil, katılımcı ve özgürlükçü bir anayasayı yapacağını söyledi. Kurtulmuş, "2011 seçimlerinde milletin önüne iki sandık birden koyun. Birisinde milletvekili seçimi, diğerinde de anayasa meclisi için oy kullanılsın'' dedi.

Türkiye çok kapsamlı bir anayasa değişikliği yapmadığı sürece de bu anayasa tartışmalarının devam edeceğini belirten Kurtulmuş, "Türkiye'nin bütün anayasal ve yasal bütün sorunlarının temeli Türkiye'nin siyasal sisteminin yapısıdır. Türkiye'nin siyasal sistemini kısaca en temel şekilde özetlemek gerekirse, sistem demokrasi gibi görünse de aslında niteliği itibariyle bürokratik oligarşidir. Sistem tam manasıyla demokratik hale gelmediği sürece bu tartışmalar devam edecektir" dedi.

"TBMM VESAYET ALTINDADIR"
Kurtulmuş, "TBMM, yasama yetkisi bakımından vesayet altındadır. TBMM istediği anayasa değişikliğini yapar ama özellikle 411 milletvekilinin yaptığı anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'nde iptalinden bu yana TBMM hem şeklen hem de içerik bakımından Anayasa Mahkemesi'nin denetimine açık haldedir. Bunun ortadan bütünüyle kaldırılması gerekir. Yürütme yetkisi de TBMM'nin vesayeti altındadır. Kısaca bakmak gerekirse askeri tayin ve terfiler Yüksek Askeri Şura'nın yetkisindedir. Dış güvenlikle ilgili ana kararlarının tespit ve tayini Milli Güvenlik Kurulu'nun işidir. Yargı bürokrasisi ile ilgili bütün atamalar son değişikliğe rağmen Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun elindedir. Yüksek Öğrenim ile ilgili bütün kararlar YÖK tarafından alınmaktadır. Para Politikalarının tayin ve tespiti Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın elindedir. Ekonomiyle ve sektörlerle ilgili stratejik bütün kararlar bağımsız üst kurulların elindedir. Ekonomiden askeri kararlara kadar, Güvenlik kararlarından yargı kararlarına kadar
yürütme TBMM açık bir vesayet sisteminin içindedir" diye konuştu.
Kurtulmuş, şöyle konuştu: ''Bu anlamda da yeni anayasa tartışmalarıyla milleti yoruyorlar. Yapılması gereken geniş kitlelerin katıldığı süreçlerde bütün toplumsal kesimlerin bire bir temsilcilerinin yer aldığı bir anayasadır. Biz bunu başından beri söylüyoruz. Anayasayı anayasacılar değil, millet yapar. Hocaların, toplumun anayasa ile ilgili fikirleri olur ama milletin, halkın anayasası olur. Demokratik bir tartışma sürecinde kararı millet verir.''

SİYASETİN VAZİFESİ
HAS Parti lideri Kurtulmuş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye'de bu siyasal yapının kodları değişmeden siyasal yapının demokratikleşmesi mümkün değildir. Siyaseti bu alana kaydırmak siyasetin vazifesidir ve HAS Parti'nin öncelikli olarak programına koyduğu konulardan birisi de budur. Yoksa tartışma millet egemenliğinin hangi kurum ve kuruluşlar arasında paylaştırılacağı değildir sorun. O tartışma 1950'ler tartışmasıydı. 2011'lerin tartışması artık o sistemin nasıl bütünüyle ortadan kaldırılıp yeni bir sistemin konulacağıdır. Ayrıca Türkiye'de 1982 Anayasası'na göre sadece bir askeri vesayetten söz etmek değil, bunun çok ötesinde mevcut sistem tamamıyla sivil alandan bağımsız bir askeri yapının varlığını ortaya koymaktadır. Bu anlamda denebilir ki, askeri yapı bütünüyle özerk bir yapı içerisindedir."

"DOKUNULMAZLIKLAR BİREYLER İÇİN DE OLMALI"
Laiklik kavramının, izaha muhtaç olmayacak biçimde, düzenlenmesinin gerekliliğine vurgu yapan Kurtulmuş, ''Yargı konusunda bizim teklifimiz şudur: Askeri bütün mahkemelerin kaldırılarak, Yargıtay'ın bünyesinde bir askeri suçlarla ilgili ihtisas dairesinin oluşması ve o dairenin askeri suçlara bakmasıdır. Türkiye siyasetinin demokratikleşmesi konusunda önemli gördüğümüz diğer bir konu da dokunulmazlıklardır. Siyaset fikri anlamda hiçbir şekilde dokunulmaması gereken alandır. Kim kimin hangi fikrine niçin dokunacaktır? Kimin haddinedir birisinin söylediği bir fikri yasaklamak? Demokrasinin esas kuralı bu olmalıdır. Parti olarak fikrimiz, sokaktaki hiçbir vatandaşa fikrinden dolayı kimse dokunmayacaktır. Bireysel suçlarda dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır.'' dedi.

ANAYASANIN İÇERİĞİ NASIL OLMALI?
Son olarak anayasanın içeriğinin nasıl olması gerektiği ile ilgili örnekler veren Kurtulmuş, "Anayasanın içeriği nasıl olmalıdır? Yeni anayasa hak ve özgürlükleri gerçekten genişleten bir anayasa olmalıdır. Vatandaşlık meselesini özgür ve eşit vatandaşlık temelinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanıyla, sokaktaki ayakkabı boyacısının vatandaşlık bakımından eşit hale getirecek bir anayasa olmalıdır. Vesayetçi sistemin bütün kodlarını kıran bir anayasa olmalıdır. Politik katılımın tam manasıyla sağlandığı ve adil bir sistemin esas alındığı bir anayasa ortaya konulmalıdır. Ekonomik refahın toplumun bütün kesimlerine paylaşılması esas alınmalı, ekonomide hakkaniyetçi ve adaletçi perspektif hakim olmalıdır" diye konuştu.
Millet egemenliğini esas alacak ve bunu kurumlaştıracak bir anayasa ortaya konulması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "'Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü'' şeklindeki ifadelerin değiştirilmesi gerektiğine işaret etti . Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlılığın ''etnik'' bir tanımlamadan çıkartılarak 'hukuki' bir tanımlamaya döndürülmesinin şart olduğunu söyleyerek vatandaşlık bağı üzerinden yeni tanımlamalar yapılması gerektiğini ifade etti.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 20:52

İLGİLİ HABERLER