SOHBET -41...BÜYÜKLERİN KORUMASI
SOHBET -41
BÜYÜKLERİN KORUMASI
Allahü teala dostlarına merhametli, düşmanlarına gazaplıdır.
Düşman evinizdedir, ocağınızdadır, kendi içinizdedir. Başka düşman aramayın.
Kişinin en büyük düşmanı kendi nefsidir.
Nefsine uyan, Allahü teala’ya düşman olur. Allahü teala’ya düşman olan büyük felakete uğrar.
Ne yapın edin; içinizdeki düşmana uymayın. O düşman sizin helak olmanıza neden olur.
Nefsin ve şeytanın şerrinden kurtulmak için MUTLAK doğru bir yola ve doğru bir büyüğe bağlı olmanız gerekir.
Kişi bir büyüğe bağlı olmadan şeytan ve nefsiyle başa çıkamaz.
Onlarla tek başına mücadele veremez.
Büyüklerin olduğu yere şeytan musallat olamaz. Bu ezelden yasaklanmıştır.
İşte doğru bir yola ve o yolun büyüğüne bağlı olan kullar, hocaları sayesinde bu büyük düşmandan emin olurlar. Hocaları sayesinde onun şerrinden uzak dururlar.
Sadece yaşarken mı?
Büyükler talebelerini yaşarken şeytandan korudukları gibi, ölüm anında da onu bu şerden korurlar.
Bir büyük; gerçek anlamda kendine talebe olan kişinin son nefesinde imdadına yetişir.
Bu görülmedik bir lütuftur. Tarifsiz bir nasiptir.
O büyük; o talebesinin son nefesinde imdadına yetiştiğinde, şeytanı oradan kovar. Şeytan olmayınca kişinin şahadet getirmesi çok kolay olur.
O talebe son nefesini imanlı verir.
Son nefesini imanlı vermekle kalmaz, canı çıkarken daha az sıkıntı çeker.
İmanlı olarak canı çıktığında ise tarifsiz bir rahatlık olur. Dünyanın bütün yükü üstünden inmiş gibi hafifler.
İşte bu hallere uğrayanların vefat hallerinde gülümser gibi olmalarının nedeni budur.
Bu yolun büyükleri sadece şeytandan korumaz.
Talebenin kalbini parlatıp bakımı yaptığı için nefs mücadelesini yapmasını kolaylaştırır.
Her kişi, kendi nefs savaşını kendi yapar.
Büyükler talebeleri adına nefs mücadelesi vermez.
Onlar, talebelerinin bu mücadeleyi rahat vermesi için ortamı hazırlar. Savaşa güçlü girmesini sağlar.
Bunun için de talebelerinin kalplerine nazar ederler.
Bu nazarla kalpler güçlenir. Kalp güçlenince nefs güçsüzleşir.
Kalp ile nefs bir terazi kabı gibidir. Hangisi güçlüyse diğeri zayıflar. Hangisi zayıflarsa diğeri güçlenir.
Ruh güçlü olanın arkasından gideceğinden; kalbini güçlendiren saadete, nefsini güçlendiren azaba gider.
Kısaca bütün ölçü budur.
İşte büyükler talebelerine böyle bir lütufta bulunurlar.
Talebelerini iki büyük düşmana karşı korurlar.
Peki, bir büyük vefat ettiğinde talebesini terk eder mi?
Asla terk etmez.
Her büyük, dünyada kalan son hakiki talebesini kazasız belasız yanına alana kadar onu bırakmaz.
O yüzden büyükler vefat ettiklerinde bile feyzi o talebelerinin kalbine akar. Hatta sağlığından daha şiddetli akar.
İçindeki nefs engelinden kurtulan büyüklerin mübarek ruhları, talebelerine daha güçlü sinyaller gönderir.
Alıcısı sağlam olan talebeler için hocasının vefat etmiş olmasının bir önemi yoktur.
O talebe yerin dibine de inse o feyzi alır.
Çünkü kalpten kalbe açılan yol engel tanımaz.
Bu feyz son talebesini yanına alana kadar eksiksiz ve kesintisiz sürdürür.
Bu bakımdan vefat etmiş büyükleri anmaya devam ediniz.
Onların kabirlerini ziyaret ediniz.
Onlarla kalbiniz arasında bir yol bir hat açmaya çalışınız.
Bir kişi mübarek bir yere kendi rızasıyla giderse bir alır.
Hocasının rızasıyla giderse bin alır.
Peygamber efendimizi, İmamı Rabbani hazretlerini, Efendi hazretlerini ve ehlisünnet büyüklerini ziyarette de bu oran geçerlidir.
Böylesi mübarek yerlere imkân varsa izinle gidenler, bundan “peki” deme sevabı alırlar.
Bir yere hocasının izniyle gitmeye verilen 1000 sevabın 999’u hocasına ‘PEKİ’ demesinden kaynaklanır.
Talebenin hocasına ‘Peki’ demesinin böyle büyük bir mükâfatı vardır.
Binden kasıt nedir?
1- İzinliyse o ziyaretten elde edilen sevabın bin katıdır.
2- Gittiğin zât bin kat dua eder.
3- Bir şey isterse, hocasının rızasıyla geldiği için Allahü teala bin katını verir.
Efendi hazretlerini ziyaret için de izin almak gerekir mi?
Aynı şehirde bir büyüğü ziyaret, o şehirde olanlara vazifedir. Dolayısıyla izne gerek yoktur. Ancak böyle bir ziyarete niyet eden hocasından dua almak için dua yoluyla büyüğüne haber verirse, işte o zaman yukarıdaki nimetlere kavuşur.
Başında hocası yokken, yani hocası vefat etmiş talebelerin yaptıkları kabir ziyaretleri çok kıymetlidir.
Böyle talebelere çok büyük sevaplar verilir. Sevapla kalmaz hocasının feyzi kalbine akar.
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ