ŞOK DETAY!.. BÜLENT ERSOY VE DENİZ BAYKAL'I BULUŞTURAN KONSER...
TAMER KORKMAZ'IN ZAMAN'DAKİ YAZISI:
Yapıştır!
Baykal, kendisine rakip olduğu ilk günlerde Mustafa Sarıgül’le ilgili sorulara “Magazin konuşmak istemiyorum!” diyerek müstehzi bir cevap vermişti, hatırlarsanız...
Kaderin cilvesi, şu sıralar “Magazin Ahtapotu”nun kolları Deniz Bey’i sarmış durumda!
Bülent Ersoy, geçen hafta ekranlarda “Bir siyasetçi 12 Eylül döneminde sahne yasağımın kaldırılmasını sağlamak için benden servet sayılabilecek bir rüşvet istedi” şeklinde bir açıklama yapmıştı...
Açıklama basında yer aldığında, Bülent Ersoy Fabrikası’nda üretilen bu “Yapıştır” antetli mamulün içinden Baykal isminin çıkacağından emindim...
Herhangi bir bilgiye sahip olduğumdan değil, hafızamda canlılığını koruyan komik bir hadise nedeniyle: 1991’in son ayında bir pazar günü o vakitler oturduğum Demetevler’deki evin balkonuna çıktığımda karşı cephede kurulmuş platformun üstünde Bülent Ersoy’un sahne aldığını gördüm!
Yenimahalle’nin SHP’li Belediyesi, Cemre Parkı’nın büyük bir kalabalığın eşlik ettiği temel atma törenine Ersoy’u şarkı söylemesi için getirmişti.
Konserin misafirleri arasında Baykal’ın da bulunduğunu mikrofondaki Bülent Hanım’ın o kendine has ağdalı anonslarından öğreniyorduk: Bülent Ersoy “Saygıdeğer Deniz Baykal Beyefendi de buradalar, efendim” diyerek bir dizi övgü sıraladı, Deniz Bey için...
O vakitler Ata Demirer henüz ortalarda olmadığından bizler mizah gıdamızın bir kısmını “Ablan Kurban Olsun Sana”nın orijinalini dinleyerek alıyorduk!
Deniz Bey, Bülent Ersoy’un isim vermeden yönelttiği ithamlar karşısında sessizliğini önceki gün bozdu ve “Ersoy 12 Eylül döneminde beni aradı. Aramızda sadece iki dakikalık bir telefon konuşması geçti” diye konuştu.
CHP lideri “Kendisiyle bir daha hayatım boyunca ne karşı karşıya geldim, ne bir konserine gittim, ne de bu iki dakika dışında bir konuşmam oldu” diyor.
Baykal, 14 yıl önce Bülent Ersoy’lu bir parti programına iştirak ettiğini unutmuş olabilir; zaten sözünü ettiğim törenle ilgili anlattıklarım Ersoy’un Baykal’la bir sorununun bulunmadığını gösteriyor. Bülent Hanım’ın bugünlerde ima ile iddia ettiği gibi Baykal’la kötü bir hatırası olsaydı herhalde o törende Baykal’a övgüler düzmezdi. Hatta, ‘hıncını koruyan’ bir Bülent Ersoy, Baykal’lı bir törene iştirak bile etmezdi...
Ersoy, kendisine sahne yasağı getirten Evren Paşa’ya dahi hareket çekebilmiş bir simadır! Dört yıl kadar önce Evren Paşa “Yasağı ben koymadım dönemin İzmir Valisi koydu” diyerek “berbat bir numara” ile sorumluluktan sıyrılmaya çabalamış, Ersoy da “Diktatör Ressam Bey günah çıkarmaya çalışıyor. Kendisini iki cihanda da affetmeyeceğim” diye tumturaklı bir karşılık vermekte gecikmemişti...
12 Eylül sonrasındaki sıkıntılı günlerinde Baykal’ı arayan Bülent Ersoy “Çok mağdur oldum, ne olur bana yol gösterin” diyor. Deniz Bey de “Hukuki yolu deneyin” cevabını veriyor. Ersoy’un “Hukuki mücadeleye girersek sonuç alır mıyız?” sorusuna karşılık ise Baykal’ın cevabı “Bu konuda size hiç kimse garanti veremez” oluyor.
Baykal’la Ersoy arasında para konusu hiç geçmemiş!
Ersoy’un yasaklı sanatçı olduğu günlerde Deniz Bey de yasaklı bir politikacıydı. Avukatlık yapıyordu...
12 Eylül’ün Zincirbozan’a gönderdiği bir siyasetçi olarak Baykal’ın Evren nezdinde aracılık yapabilmesi mümkün değildi: Bülent Hanım’ın “denize nazır rüşvet” senaryosunu yazarken yakın siyasi tarih çalışmadığı belli oluyor...
Baykal karşıtlarından Mehmet Tomanbay, Ersoy’un iddialarından yola çıkarak savcıları göreve çağırıyor: Bir yanda Bülent Hanım’ın tozlanan reytingini yeniden zıplatmak üzere yazdığı ‘uyarlama senaryo’ ile siyaseti kullanma projeksiyonu; diğer yanda magazin dünyasının mamullerini kullanan muhalif siyasetçi!
Eh, önümüzdeki kurultayda Baykal’ın rakibi belli oldu, sayılır: Siyasi Şarkılarıyla Ablanız Geliyor!