Soylu'dan sosyal medya paylaşımlarına sert tepki

Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Burada çalışan arkadaşlarımıza, kurumlarımıza, orman teşkilatımıza, karayollarımıza, güvenlik teşkilatlarımız, belediyelerimize kadar herkes gayret içerisinde mücadele ortaya koymaktadır. Biraz önce Köyceğiz'den geldim. Vatandaşlarımız el birliği içinde büyük bir mücadele ortaya koydu. Bu devletin büyük bir devlet olduğuna, bu milletin büyük bir millet olduğuna bir kez daha şahit olduk.

Bir taraftan Marmaris, Milas, diğer taraftan Köyceğiz ve yangınların olduğu bütün alanlarda sabahtan itibaren bulunmuştuk. Öyle bir rüzgarla karşı karşıyayız ki, yarım saat önce söndürüldüğünü gördüğümüz yangın yarım saat sonra daha şiddetli alevleniyor.

Bu tüm kurum ve kurumlarımızla motivasyonumuzu devam ettiren bir durumdur. Hava sıcak, kuru, nem az bunlar dezavantajımız. Rüzgar hangi taraftan eserse essin tehdit ediyor. Sabır gösteren, aynı zamanda çalışmalara katılan bütün Muğlalı hemşehrilerimize şükranlarımızı ifade etmek istiyoruz.

İnşallah yarın akşam vatandaşlarımıza daha pozitif değerlendirmeyi aktarabiliriz. Bu esnada tüm çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Türkiye'deki tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, belediyelerimize, şantiyelere, özel sektöre hepinizin huzurunda teşekkür etmek istiyorum.

Burada hiç kimse siyasi, ideolojik ayrılık ortaya koymadan herkes kırmızı beyaz milli formayla mücadeleyi devam ettiriyor. Provokasyon yok dersem yalan söylemiş olurum. Ormancıların yanına gidip 'işinizi yapmıyorsunuz hakkımızı helal etmiyorum' demek hakikaten beni rencide ediyor. Ormanın içerisinde arasözle birlikte yangını söndürmek inanç meselesidir. İstanbul'da durup buradaki insanları telaşa koymanın anlamı yok. Herkes birbiriyle koordinasyon içerisinde. Havada İHA'lar var, her şeyimiz var.

'Menteşe'de bütün evler yandı' demek kamuoyuna bilgi vermek insafsızlık ve vicdansızlıktır. Sanatçı olabilirsiniz, profesör olabilirsiniz, buradaki insanların hayatlarıyla, duygularıyla, gerçekleriyle oynamanıza kimse müsaade edemez. Burada herkes büyük mücadele içerisindedir. Bir an önce bitmesini istiyoruz, dua ediyoruz.

Her türlü desteği, morali ortaya koyabilirsiniz ama spekülatif, provokatif açıklamalarını yapmamalarını bir kez daha rica ediyorum.

Tüm belediyelerimizin, kamu kurumlarımızın envanteri burada seferber. Türkiye'de ne kadar belediye varsa buralar. Adıyaman'ından Kapaklı'sına kadar burada büyük mücadele içerisinde.

Polisin TOMA'sı vatandaş gösteri yaparken su sıkıyor, şimdi su sıkacak mı? deniyor. Evet sıkıyor. Başından beri işin programı var. Yangın yerleşim yerlerine yaklaştığı andan itibaren TOMA devreye girdi. TOMA dediğin araç ormanın içine giremez ki. Yerleşim yerlerine sıçramaması için güçlü bir şekilde itfaiyeye ve diğer araçlara yardımcı olmaktır. Bir yangından böyle bir tartışma mı çıkarılır?

Neticede yangın söndürmek için bagetleri bir çok ülkeden bulmaya çalıştık. 4 tane bulduk, bir ülkeden 3 tane bulduk. Arkadaşlarımız 24 saat çalışıyor. Elimizdeki bütün imkanları kullanıyoruz. Kızılay bir taraftan çalışıyor. Her noktada sıcak yemek, su, soğuk sandviç ne varsa ortaya koymaya çalışıyor. Jandarma ve Emniyet takviye kuvvetleri sürekli devriye atıyorlar.

Dünyada birçok ülkelerdeki afetleri izliyoruz. Elbette bizde çalışanlar var. Bizde hemen klavyeye sarılıyorlar. Tüm arkadaşlarımız, kaymakamlarımız, orman müdürlerimiz, belediyelerimiz, Kızılay herkes kolunu sıvamış işin içine girmiştir. Hasar tespit çalışmaları Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Tüm tarım zararları tespit edilmektedir. Aynı zamanda araç hasarları varsa tespit edilmektedir. Evleri hasar gören vatandaşlarımız yaklaşık 347 ev şu ana kadar burada tespit edildi.

Şu ana kadar yaklaşık toplam 20 milyon liralık nakdi yardım geldi. İhtiyaçlara göre bu artmaktadır. Tahliye konusunda da dün verdiğim rakam 8 mahalle tahliye edilmişti. 5 de kısmi tahliye söz konusuydu. Şimdi bu sayı biraz daha artmış oldu. Yaklaşık 28 mahallede 3 bin 219 hane tahliye edildi.

Gayret edeceğiz, dünyanın en güzel beldelerinde yaşıyoruz. Cenab-ı Allah bize buraları nasip etti. Ecdadımız buraları yurt etti. Gelecek nesillerimize bu afetlerin hasarlarını onararak bırakacağız. Onlara övünecekleri tarih, doğa ve çevre bırakacağız."