Suudi Konsolos'un evi tekrar aranacak
Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda cinayete kurban giden Cemal Kaşıkçı’nın bulunamayan cesedi için yeniden harekete geçiliyor. Türk istihbaratının ve emniyet birimlerinin yaptığı çalışmalarda Başkonsolos'un resmi konutunda bulunan su kuyusu öne çıktı. Uluslararası hukukçulara göre BM Güvenlik Konseyi'nden karar çıkması halinde Türk emniyet güçleri Arabistan'ın onayını beklemeye gerek kalmadan konsolosluk rezidansına girip istediği yerde arama yapabilir.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürülmesinin ardından geçen sürede cinayete ilişkin hemen tüm noktalar aydınlatılsa da ceset bir türlü bulunamamıştı.
Cinayetin öncesi, sırası ve sonrasına dair tüm gelişmeleri en ince ayrıntısına kadar çözen ve bunu kamuoyuna gerek fotoğraf, gerek video gerekse de başka bilgi ve belgelerle ispat eden Türk güvenlik güçleri, uluslararası camiadaki paydaşlarına da ele geçirilen istihbari nitelikle materyallerle aydınlattı.
Kaşıkçı cinayetinde sır perdesi başarılı bir şekilde kaldırılsa da cesedin halen bulunamaması olayın gideceği yönü de doğrudan etkiledi.
Suudi yönetiminin uzun süre arama yaptırmadığı Başkonsolosluk ve Konsolos Rezidansı ile resmi plakalı araçlarda detaylı temizlik yaptırdığı kaydedildi.
Hatta bu temizlik sürecinin birden fazla kez yapıldığı, bu süreçte Suud yönetiminin resmi izni bir türlü vermeyerek zaman kazandığı ve sonuçta mümkün olan en geç dönemde Türk yetkililerin 'sınırlı' bir arama yapmasına izin verdikleri ortaya çıktı.
Kuyuyu aratmamak için her yolu denediler
Türk güvenlik güçlerinin "Kaşıkçı'nın hangi odada öldürüldüğünü, nerede parçalandığını ve sonrasında neler olduğunu biliyoruz. Suudiler izin verirse nerede neyi arayacağımız konusunda da en ufak bir şüphemiz yok" açıklaması, Türk güvenlik güçlerinin sürece ne denli hakim olduğunu gözler önüne serdi.
Bu sürecin ardından her bir Türk çalışana iki Suudlu düşecek şekilde heyetin başkonsolosluk ve rezidansın belirli bölümlerinde arama yapmasına izin veren Suudi yönetimi, arama çalışmaları sırasında da sürekli engel çıkardı.
Türk güvenlik güçlerine bilgisi verilmeyen ancak istihbarat kaynaklarının farklı bir şekilde öğrendiği 'rezidanstaki kuyu' da Suudiler tarafından arama yapılmasına izin verilmeyen yerler arasında yerini aldı. Türk tarafının 'kuyunun dibine inme', kuyunun suyunu boşaltma' gibi isteklerinin hepsine 'bu talebiniz yetkiniz dışında buna izin veremeyiz' gerekçesiyle geri çevrilmesi ile aramalar herhangi bir sonuç alınamadan sonlandırıldı.
BM karar alırsa Suudiler karşı çıkamaz
Birleşmiş Milletler'den (BM) bir heyetin Kaşıkçı cinayeti konusunda bilgi almak ve Türkiye'nin taleplerini dinlemek üzere Ankara'ya gelmesi olayın yeniden dünya gündeminde sıcak bir konu haline gelmesini beraberinde getirebilir.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selami Kuran, Türkiye'nin BM kanalıyla uluslararası arenada atacağı bir adımın oldukça önemli yansımaları olabileceğine vurgu yaptı.
Soruşturma neticesinde BM Güvenlik Konseyi'nden karar çıkabileceğine işaret eden Kuran, Uluslararası Ceza Mahkemesinde görülecek bir davada çıkacak karara herkesin uyması gerektiğinin altını çizdi.
Böyle bir durumda Suudi Arabistan'ın da uluslararası camiadaki konumu nedeniyle alınan karara karşı çıkmayacağını dile getiren Kuran, şöyle devam etti:
"Eğer BM nezdinde yürütülecek bir soruşturmada, 'Türkiye'de Kaşıkçı cinayetinin araştırmasında, incelemesinde ve soruşturmasında eksik noktalar var' ifadesi kullanılırsa o zaman süreç farklı bir noktaya gider.
Rezidanstaki kuyu aranabilir
Davada en önemli eksiklerden biri Türk güvenlik güçleri gerekli gördükleri her yerde istedikleri gibi arama yapamamaları.
Örneğin Başkonsolos Uteybi'nin rezidansında yer alan kuyu. Güvenlik güçlerinin burayı detaylıca aramasına izin verilmedi. Ancak eğer BM'den 'eksikler tamamlansın' denirse, Türk güvenlik güçleri bu kez gerek Başkonsolosluk binasında gerek Başkonsolos'un rezidansında istedikleri noktayı detaylıca arayabilir.
Böyle bir durumda Suudi Arabistan'ın her şeye rağmen 'izin vermeme' hakkı var mı? Böyle bir şeyi göze alabileceklerini sanmıyorum çünkü bu karar onları hem daha da köşeye sıkıştırır hem de uluslararası hukuk camiasında ciddi sonuçlara katlanırlar."
Kaynak: Yeni Şafak
Güncellenme Tarihi : 29.1.2019 09:57