Tayyip Erdoğan'dan Fethullah Gülen bombası
Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin hukuki süreç başlayacak mı sorusuna, "Başlayacak" yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Almanya Cumhurbaşkanı Gauck'un sözlerini değerlendiren ve Cumhurbaşkanına "Devlet adamlığının gereği neyse onu yapmak lazım. Herhalde hala kendisini rahip olarak zannediyor. Çünkü rahipti bir zamanlar. O anlayışla bakıyor. Olmaz. Bunlar çirkin şeyler" sözleriyle yüklenen Başbakan Erdoğan, Mısır'daki idamlar için de "Kanım donarak söylüyorum; buna susan bizi dostum olamaz" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar;
Trajedilerle dolu bu süreç milletin hafızasında acı bir yer edindi. Asıl acı olan, bu korkular hem Osmanlı Devleti'nin hem Türkiye Cumhuriyeti'nin bir takım elitleri ve yöneticileri tarafından istismar edildi. Tehdit olarak kullanıldı. Son 200 yıldır bu topraklarda bölünme ve irtica, toplumu yönlerdirmek için kullanılan 2 önemli korku oldu. Bu korkuların tehdit aracı olarak kullanılmasının üzerine cesaretle gitmek zorundayız.
Bu konuları siyasetin malzemesi olmaktan çıkaralım. Tarihle ve tarihin gerçekleriyle yüzleşme sadece bizim yapacağımız bir yüzleşme değildir, bunu sadece bizim yapmamız yetmez. 100 yıl önceki hadiseleri sürekli diri tutan her millet bu yüzleşmeyi yapması gerekir artık.
100 yaşında korkularla yaşayan hiçbir millte reform yapamaz. 77 milyonun herbir ferdinin kendisini bu ülkenin asıl sahibi olarak hissetmesini gönülden arzu ediyorum. 12 yıldır bu özgüveni kazandırmanın mücadelesini veriyoruz.
Alman Cumhurbaşkanı gelmiş benimle konuştuğu şeylerden sonra ODTÜ'ye gidiyor, orada garip, garip şeyler konuşuyor. Kendilerine yalan, yanlış neler anlatılmış neler öğretildiyse onu ifade ediyor. Bunu bizimle paylaştığın gibi aynen o şekilde ODTÜ'de yansıtsana. Ama üzüntü veren ne biliyor musunuz? ODTÜ'de ona evsahipliği yapanların gerçekleri ona söylememeleri.
Almanya’da Ateist bir anlayışın Alevilik kisvesi altında ve kendilerinin de desteklemiş olduğu bir yapı ve sen bu yapıyı bize Alevilik olarak yansıtıyorsun. Türkiye'de siz hiçbir Alevi’ye 'sen Müslüman değilsin' diyemezsin. Dediğin anda seni tersler. Ama Aleviliği farklı yaşar. Ama Almanya’daki avuç içi kadar bir grup var, bu grubu destekliyor Almanlar bunu açık söylüyorum, Almanya’ya gittiğimde de zaten konuşacağım kendileriyle.
Onların diliyle gelip burada konuşuyorlar. Bu yakışmaz. Hele hele bir devlet adamına bu yakışmaz. Kendisiyle yaklaşık 2 saat baş başa olduk, birlikte yemek yedik ve o yemekte bunları açık açık konuştuk. İşin asıl sahibi biziz. Kendisine somut örnekler verdim bunları bir kenara koyup eğer Almanya’da sana anlatılanları gidip orada konuşursan, işte güçlü bir iktidar var, güçlü bir hükümetsiniz, 'güçlü bir hükümet olarak bunlardan niye çekiniyorsunuz', dedik 'böyle bir korku böyle bir çekinme yok nereden çıkardın' dedik.
Kendisine birşey daha söyledik. O da neydi? Ülkemizin iç işlerine karışılmasına asla tahammül edemeyiz. Bunu da kendisine söyledik. Sadece onu kullandı orada. Ne dedi 'Bu iç işlerinize karışmak gibi anlaşılmasın, ama...' Biz 'ama'yla çok çektik. Onun için bizim 'ama'yla falan uğraşacak halimiz yok. Onun için devlet adamlığının gereği neyse onu yapmak lazım. Herhalde hala kendisini rahip olarak zannediyor. Çünkü rahipti bir zamanlar. O anlayışla bakıyor. Olmaz. Bunlar çirkin şeyler.
150 yıldır insanların inancını yaşamasına irtica gekir korkusuyla izin vermediler. Üniversitelerde baş örtüsü yasağını kaldırdık, irtica mı geldi? Yaptığımız redormlar ne Türkiye'yi böldü ne de geri götürdü. Türkiye daha bir oldu tam aksine. 'Uzay çağında başörtüsü mü takılır' diyorlardı. Şu anda baş örtüsü serbest, uzay çağına da uzak değiliz. Ardı ardına uzaya uydular gönderiyoruz.
Asırlardır bizi korkuttukları meselenin aslında ne kadar basit olduğunu gördük. Biz korkularını çoğaltan bir millet olamazyız. Yüzyıl önceki korkuların siyaseti şekillendirmek için istismar edilmesine müsaade edemeyiz.
Biz geçmişin ağırlıklarından prangalarından, zincirlerinden cesaretle kurtuluyoruz. Geçmişin korkularını tek tek söküp atıyor, Türkiye'nin önündeki korku duvarlarını yıkıyoruz. Bizim kadim tarihimizde utanacağımız, korkacağımız, çekineceğimiz hiçbir hadise bulunmuyor. Her hadiseyle yüzleştik ve yüzleşiriz.
Umut ediyorum ki gerek Ermenistan devleti gerek Ermeni Diasporası bizim bu yürekli adımımızı görür, aynı yürekli, aynı cesur tavrı onlardan da görür ve bekleriz.
24 Nisan'da yayınladığımız bir mesajımız var. Bu mesajın ardından MHP ve CHP hemen istismara başladı. Buna şaşırmadık. Bunlar zannediyor ki AK Parti'yi attığı adımları bize sorarak atar. Biz kararlarımızı istişsare ile alıyoruz. Sizin atacağınız bir adım olsaydı 100 yıldır atardınız. Çünkü siz korkaksınız. AK Parti karşısındaki tutumlarına bakın, bu iki partinin her zaman korkulardan tehditlerden beslendiğini göreceksiniz. CHP, bütün siyasi hayatını bölünme ve irtica korkusu pompalayarak idame ettirmeye çalıştı.
Tarihimizde önemli hadiselerin 100. yılını yaşarken yeni bir muhalefet anlayışının gerekliliği açıktır.
Vicdanı sızlayan bir insan olarak seslenmek istiyorum; idama karşı çıktığını söyleyen ülkelere ve yöneticilere sesleniyorum, kardeş ülke Mısır'da 3 Temmuz'da seçilmiş hükümete yapılan askeri darbenin ardından haklarını arayan insanların idamla yargılanmasını büyük bir kaygıyla takip ediyoruz. 683 kişi hakkında 9 dakşkada idam kararı alındı. Dünyanın, Mısır'daki darbeyi susarak onaylaması bu pervasızca kararlarda teşvik edici rol aynadı. Ukrayna'da gençleri sokağa dökmek için özgürlük adı altında kullanılan sosyal medyanın çıkan sonuç karşısında ona karşı suskun kaldıklarını görüyoruz.
Gezi olaylarını körükleyen yazılı ve görsel medyaya sesleniyorum; orada 12 tane ağacın yeri değiştirilmişti ve bundan dolayı Türkiye'yi birbirine katmak isteyeceğinizi zannettiniz. Peki burada 529 idama suskun kalmanızı siz neyle ifade edeceksiniz? Bunu hangi insani duygularla izah edeceksiniz? Ey Doğan Grubu, Ciner Grubu şimdi ne diyeceksiniz? Çünkü medyanın da bir namusu olmalıdır. Dün Alman Cumhurbaşkanına da söyledim. Hala AB'den ciddi bir çıkış görmüyorum, 'olamaz böyle bir şey' diyor. Hangi ülkeden bir ses çıktı? Ama Tayyip Erdoğdan bu konuda konuştuğu zaman 'bunlar Müslüman olduğu için konuşuyor' ucuzluğuna gidiyorlar. Benim için Ukrayna'da öldürülen de aynıdır, Mısır'da öldürülen de aynıdır.
Kanım donarak söylüyorum; buna ses çıkarmayanlarla bizim dost olmamız mümkün değildir. Biz yalnız kalacağımza dahi inansak burada tavrımızı net olarak ortaya koymamız lazım.
Almanya'da Türklerin evleri yakılıyor, Almanya bunu hesabını soramıyor gelip bize akıl veriyor sen o aklı kendine sakla. Bizde şu anda 15 tane basın mensubu içeridedir, bunların tamamı bölücü terör örgütünün mensubudur, büyük bir kısmı bizden önce içeri girdi. Silahlı eylemde yakalanan tipler bunlar. Bundan haberiniz var mı diyorum, ses yok"
Başbakan Erdoğan, AK Parti grup topantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin hukuki süreç başlayacak mı sorusuna, "Başlayacak" yanıtını verdi.
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 05:37