Trump'ın İsrail büyükelçisi adayı Huckabee, iki devletli çözümün meşru değil

Trump, yakında ülkeye büyükelçi olarak aday göstereceği isim olarak Evanjelik Hristiyan ve ateşli bir İsrail destekçisi olan Mike Huckabee'yi seçti.

Başkan seçilen Donald Trump'ın İsrail büyükelçisi adayı olarak gösterdiği eski Arkansas Valisi Mike Huckabee , geçen hafta atanmasından bu yana verdiği ilk röportajda, Filistin devletine karşı olduğunu vurguladı.

2008 ve 2012'de Cumhuriyetçi başkan adaylığı için yarışan Huckabee, Trump tarafından geçen Salı günü İsrail büyükelçisi adayı olarak seçildi. Evanjelik bir Hristiyan olan Huckabee, uzun zamandır İsrail'i ve yerleşimci hareketini destekliyor ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin etmesine karşı çıkıyor. Batı Şeria'dan dindar Siyonistlerin tercih ettiği terim olan Judea ve Samaria olarak bahsediyor. 2008'de "Filistinli diye bir şey gerçekten yok" demiş ve 2018'de Batı Şeria'daki bir yerleşim yerinde ev satın almakla ilgilendiğini belirtmişti.

İsrail, 1967 savaşında Batı Şeria'yı ele geçirdi ve bölge uluslararası hukuka göre işgal altında kabul ediliyor.

Huckabee, cuma günü sağcı İsrail haber ajansı Arutz Sheva'ya verdiği röportajda, işgal altındaki Batı Şeria'nın İsrail'in bir parçası olduğuna inandığını yineledi ve Eski Ahit'teki İbrahim hikayesini aktardı. 

"Batı Şeria terimini kullanmaya hiç yanaşmadım. Böyle bir şey yok. Ben Yahudiye ve Samiriye'den bahsediyorum. İnsanlara işgal olmadığını söylüyorum," dedi. "Bu, İbrahim'in zamanından bu yana 3.500 yıldır bu yerin haklı tapusuna sahip olan insanlar tarafından işgal edilen bir toprak."

Trump'tan onay almaktan "şaşırdığını" söyleyen Huckabee, röportajda adaylığıyla ilgili eleştirilere atıfta bulunarak Filistin devletine karşı olduğunu yineledi ve "Daha önceki bazı pozisyonlarım ve açıklamalarımız, özellikle meşru olduğuna inanmadığım iki devletli çözümle ilgili açıklamalarımız, ... aşırı sol görüşlü bazı insanları rahatsız etti." dedi.

Huckabee'ye göre bu görüş Trump tarafından da paylaşılıyor.

"Bu, benim yıllardır savunduğum bir tutum ve açıkçası Donald Trump'ın da savunduğu bir tutum ve bundan sonra da savunmaya devam edeceğini umuyorum" dedi, ancak Trump'ın politikalarını değil, kendi politikalarını uygulayacağını da açıkladı.

Trump, Haziran ayındaki başkanlık tartışmasında, başkan olarak bir Filistin devleti destekleyip desteklemeyeceğine ilişkin soruyu "Görmem gerek" diyerek yanıtlamayı reddetti. 2020 bölge barış planı, Filistinlilere koşullu özerklik öneriyordu.

İsrail aşırı sağı Huckabee seçimini kutladı. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich geçen hafta İsrail'in Trump'ın göreve başlamasından sonra 2025'te Batı Şeria üzerindeki egemenliğini genişletmesini umduğunu söyledi. Huckabee yorumları hakkında sorulduğunda kararın İsrail'e ait olacağını ancak Trump'ın ülkeyi genel olarak destekleyeceğini söyledi.

"Bu, İsrail'in vereceği bir karardır, Amerika Birleşik Devletleri'nin onlara dayatması gereken bir karar değil," dedi. "Tarihte Donald Trump'tan daha İsrail yanlısı bir başkan hiç olmadı."

Huckabee, Gazze savaşıyla ilgili olarak Biden yönetiminin yaklaşımını eleştirerek, Washington'ın "İsrail'e hayatta kalmak için verdikleri bir savaşı nasıl yürüteceklerini söylemesini" "acı verici" olarak nitelendirdi.

Başkan Joe Biden, Gazze savaşı boyunca İsrail'e askeri ve siyasi destek vermeye devam etti, ancak ülkenin bazı eylemlerine, Güney Gazze'deki Rafah'ın işgali de dahil olmak üzere, karşı çıktı. Amerika Birleşik Devletleri, Gazze'deki sivillerin öldürülmesiyle ilgili endişeler nedeniyle Mayıs ayında İsrail'e bazı bombaların teslimatını erteledi.

Huckabee, İbrahim Anlaşmaları'nın genişletilmesi çağrısında bulundu. 2020'de aracılık edilen bu anlaşma, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında tam ilişkilerin kurulmasına yol açtı ve aynı yılın ilerleyen zamanlarında Fas'ı da kapsayacak şekilde genişletildi.

"Amerika Birleşik Devletleri'nin İbrahim Anlaşmaları'nın misyonunu ilerletmeye yardımcı olmakta güçlü bir stratejik ortak olabileceğini düşünüyorum" dedi. "Başlattığı İbrahim Anlaşmaları'nın büyümeye devam etmesini, bu anlaşmalara daha fazla insanı dahil etmesini ve Orta Doğu'da daha istikrarlı, daha barışçıl bir iklim yaratmasını sağlamanın bir parçası olmak istiyorum."