Sağlık
  • 12.2.2007 14:45

TÜRK KADINLARININ YARISINDA CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU VAR

İZMİR (İHA) - Toplumsal önyargıların baskısıyla kadın cinselliğinin ikinci plana atıldığını söyleyen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Şendağ, "Kadın cinselliğini konuşmak ayıptır" düşüncesinin de etkisiyle kadınların büyük bir çoğunluğunun cinsel işlev bozukluğu yaşadığını söyledi.


Ege Obez Hasta, Osteoporozlu Hasta ve Diyabetle Yaşamı Kolaylaştırma Derneği'nin Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdiği 5. Halk Kongresi kapsamında düzenlenen "Diyabet ve Obezitede Cinsel Sorunlar" panelinde konuşan Şendağ, kadın cinselliğine ilişkin ilginç açıklamalar yaptı.

 Bugüne kadar kadın cinselliğinin hep az konuşulduğunu ve yanlış anlaşıldığını söyleyen Doç. Dr. Fatih Şendağ, "Kadın cinselliğinde genellikle menopoz, hormonlar, yaşlılık gibi nedenlerin cinselliği sona erdirdiğine sığınılmış. Toplumsal değer yargıları da bunda etkili. Kadınların yüzde 43'ünde cinsel işlev bozukluğu var. Evli çiftlerde bu oran yüzde 50'ye kadar çıkıyor. Cinsel isteksizlik, cinsel uyarılma bozukluğu (östrojen eksikliği veya psikolojik kaynaklı), orgazm bozukluğu, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında ağrı en sık görülen problemler arasında yer alıyor." dedi.

Doktorun hastaya yaklaşımının da çok önemli olduğuna değinen Şendağ, şöyle konuştu: "Bu noktada hekimler olarak özeleştiri yapmalıyız. Hasta-doktor arasında bir iletişimsizlik sözkonusu. Mesela menopoza giren kadınlar şikayetlerini anlatırken, cinsel hayatlarıyla ilgili sıkıntılara hiç değinmezler. Oysa en önemli sorunların başında cinsel isteksizlik gelir. Bayan hastalar bu konularda rahat davranamıyorlar, bizim sorularla onları yönlendirmemiz gerekiyor. Çünkü çok az kadın cinsel işlev bozukluğu şikayetleriyle doktora gider. Genellikle başka bir rahatsızlığını dile getirir. Kadın cinselliği sorunlarında tıp henüz yolun başında. Bu yüzden özellikle kadınların kendilerini eğitmesi gerekiyor. Kadın, anatomisini bilmeli, kendini tanımalı ve eğitmeli"


"Yaşlanmak cinselliğin sonu değil" diyen Şendağ, "Kadınların son gibi gördükleri menopoz döneminde de bir cinsel hayat var. Bu dönemde cinsel isteksizlik duyan kadınlara uygulanan en yaygın tedavi biçimi östrojen verilmesiydi. Ancak medyada çıkan bazı haberler çok yanlış kullanıldı. Östrojen hormonu verilmesinin kansere neden olduğu gibi yanlış bir kanı yaratıldı. Beş yıla kadar kontrol altında verilen hormon tedavisi risk getirmez. Tam tersine kadının yaşam kalitesini yükseltir, düzgün bir cinsel hayat da olumlu sonuçlarından birisidir" dedi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 21:59

İLGİLİ HABERLER