TÜRK SOLU 'SAHTE ATATÜRKÇÜ' DEDİĞİ NUR SERTER'İN ÜZERİNE ÇARPI ATTI
Dergide konuyla ilgili makaleye konan Serter fotoğrafının üzerine ise çarpı atıldı. Dergi Serter'i Atatürkçü öğrencileri okuldan atmak ve PKK'nın yasal afiş asmasına izin vermekle suçladı. Serter halen Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı konumunda.
Türk Solu'ndaki "Sahte Atatürkçü oy yok" başlıklı bir yazıda Serter'in babası ile ilgili şu yoruma yer verildi:
"Nur Serter'in siyasi etkinlikleri babasından kendisine mirastır. Babası Emin Aytekin 27 Mayıs hareketinin içine girebilmiş bir MİT mensubudur. Bu MİT'çi albay, Talat Aydemir hareketine katılıp da cezalandırılmayan tek subaydır. Böylelikle 27 Mayıs'ın ve devrimci Atatürkçü subayların tasfiye sürecinde önemli bir rol oynamıştır."
Serter'in 12 Eylül döneminde de 12 Eylülcü, daha sonra tarikatçı, bir dönem İkinci Cumhuriyetçi en sonunda da 28 Şubat döneminde "Atatürkçü" olmayı başardığına dikkat çekilen yazıda "1980'lerde içine girdiği tarikat hem uzaylı hem de İsa Mesih olduğuna inanan garip bir adama iman etmiştir. Her fırsatta tarikatlara karşı olduğunu yineleyen Nur Hanım kim bilir belki de doçentliği için puan toplamak amacıyla, "Beyti Dost" (yanlış anlamayın lokanta adı değil, tarikatın adı) grubunun UFO konferanslarına katılır, tarikatın dergisi Sevgi Dünyası'nda bilimsel makaleler yazar." denildi.
Türk Solu'na göre Serter, 1990'ların başında Cumhuriyeti'nin yıkılmaya mahkum olduğuna inanır. Yazıda Serter'in bir kitabında Atatürkçülük ile ilgili şu değerlendirmesine de yer veriliyor:
"Ne din, ne Atatürkçülük olarak tanımlanan dar kalıplar, Türkiye'nin sorunlarını çözümlemeye yetmiyor. Her ikisi de kendi dönemleri içinde gerçekçi, tutarlı, ilerici, yenilikçi... Her ikisi de ait olduğu dönemin toplumsal sorunlarına çözüm getirmiş, toplumu yeniden yapılandırmış. Ancak zaman hızla akarken, toplum değişmiş, sorunlar farklılaşmış, sosyal ve ekonomik ilişkiler çeşitlenmiş, ortaya ihtiyaçlara cevap veren yeni kurumlar çıkmış."
Serter'in yöneticiliğini yaptığı İstanbul Üniversitesi'nde PKK'lı öğrencileri koruyup kolladığının da iddia edildiği Türk Solu'ndaki yazıda şu ifadelere yer verildi:
"Nur Hanım o kadar Atatürkçü'dür ki, yöneticiliğini yaptığı üniversitede, Atatürkçü öğrencilere tam bağımsız Türkiye için ABD'ye karşı eylem yaptıkları için soruşturma açar. Öğrencilerin kulüplerine zorla Maocu militanları sokmaya çalışır. Bu da olmayınca PKK'lıların okula serbestçe girip satırlarla Atatürkçü öğrencilere saldırabilmesi için kapılardaki güvenlik önlemlerini ve kimlik kontrollerini kaldırır. Atatürkçü gençler Cumhuriyet'e sahip çıktığı ve "Ordu Göreve!" dediği için AKP'nin İçişleri Bakanı gençlerin hapse tıkılması için harekete geçer, suç duyurusunda bulunur. Nur Hanım ve rektörü Kemal Bey AKP'den daha erken davranıp Atatürkçü Düşünce Kulübü Federasyonu üyesi öğrencileri okuldan atar. Bütün Atatürkçü Düşünce Kulüpleri'ni kapatır. Bu sırada terör örgütü yandaşları İstanbul Üniversitesi'nde şenlik düzenleyebilmekte ve hatta teröristbaşı Apo'nun posterleriyle stant açabilmektedir. Sahte Atatürkçüler başarılı olamaz. Gençlerin Atatürkçü mücadelesi devam eder. Ama o kendi koltuğunu kaybeder. Ne hikmetse birileri onu çekip tekrar yukarı çıkarır. Cumhuriyet Mitinglerinde kürsüde karşımıza çıkar Nur Hanım. Mitingin tertip komitesine sızabilmiştir. Tıpkı babasının 27 Mayıs'a girdiği gibi. Tandoğan Mitingi için AKP'ye bile katılma çağrısı yapan ve 'İnanca saygılıyız' gibi garip bir eylem çağrısıyla sanki saygısız olanlar varmış gibi vatandaşı töhmet altında bırakan komite, mitingin 'provokasyona uğramasından' çok korkmaktadır. Herhalde bundan olacak, halk ABD ve AKP karşıtı sloganlar atarken kürsüden birileri bağırıp durur: "Siyasi slogan yasak. Bu sloganlar yasak!"
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 17:28