Yaşam
  • 16.12.2002 11:24

TÜRKİYE, AVRUPA BİRLİĞİ'NİN ÇÖPLÜĞÜ MÜ?

KAYNAK : Haber Vitrini SAFFET KASIM SAMSUN - Tehlikeli atık ticareti, uluslararası Basel Konvansiyonu ve ayrıca Türkiye Cumhuriyeti kanunları ile yasaklanmasına karşın, 15 yıl önce Karadeniz'e Corina ve Akbay-1 isimli gemiler tarafından boşaltılan iki İtalyan şirketinin zehirli atıkları, Sinop ve Samsun'daki depolarda saklanıyor. Greenpeace (Uluslararası Yeşil Barış Örgütü) Akdeniz Toksit Maddeler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, Türkiye'ye zehirli atık gönderilmesine göz yuman Avrupa ülkelerinin çifte standart uyguladığını ileri sürdü. Zehirli atık ticaretinde 15 yıl önce Karadeniz'e boşaltılan ve Türkiye'nin Karadeniz sahillerine vuran zehirli varillerin halen Samsun ve Sinop'taki iptidai depolarda bekletildiğini açıklayan Dökmecibaşı, İskenderun Limanı'na demirlemiş olan "MV Ulla" isimli gemi ile gelen İspanyol atıkları, üzerinde zehirli madde bulunduğu halde Aliağa Gemi Söküm Tesisleri'ne, sökülmek üzere gelen Fransa'ya ait "Sea Beirut" gemisinin yıllardır Türkiye'de çözümsüz bir durumda beklediğini bildirdi. Banu Dökmecibaşı, yaptığı açıklamada, Samsun ve Sinop'taki atıkların, sağlıksız şartlarda depolarda saklandığını, metal varillerin korozyona uğraması dolayısıyla çevreye yayılarak kirlettiğini söyledi. İtalyan Hükümeti'nin, atıkları geri almak ve kirlenen bölgeyi temizlemek için henüz hiçbir girişimde bulunmadığını belirten Dökmecibaşı, "Avrupa Birliği, bir yandan üyeliğe aday Türkiye'den daha yüksek çevresel standartlar talep ederken, diğer yandan zehirli atık barındıran gemilerini, sökülmek üzere Türkiye'ye gönderiyor" diye konuştu. "AB, TÜRKİYE'YE ZEHİRLİ ATIK BULUNAN GEMİ İHRAÇ EDİYOR" Aliağa Gemi Söküm Tesisleri'ne sökülmek üzere gönderilen, içinde toksik madde barındıran hurda gemilerin yüzde 50'sinin, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden geldiğine dikkat çeken Banu Dökmecibaşı, "Gün ışığına çıkan son olay, üzerinde asbest bulunan Fransız 'Sea Beirut' gemisidir" dedi. "MV Ulla isimli gemi aynı şeyi kargosunda zehirli kül taşıyarak İskenderun Limanı'nda yaptı. 2 yıldır hala limanda yatmakta olan gemi kötü durumu nedeniyle batma riski taşımaktadır" diyen Banu Dökmecibaşı, açıklamasını şöyle sürdürdü: "İspanyol, İtalyan ve Fransız Hükümetleri, uluslararası yasalara göre, bu atıkları geri alma yükümlülüğündedirler. Basel Konvansiyonu, tehlikeli atıkların oluşturulması ve taşınması ile ilgili uluslararası bir antlaşmadır. Ayrıca kirletici sanayilere ciddi anlamda engel olmakta oldukça güçlü bir araçtır. Türkiye, AB'ye girmeyi çok uzun zamandır bekleyen bir aday ülkedir ve çevresel standartlarını yükseltmesi beklenmektedir. Ancak, Avrupa Birliği ülkeleri aynı zamanda Türkiye'ye zehirli atık gönderilmesine göz yumarak, çifte standart uygulamaktadırlar" dedi. Türkiye'deki İtalyan zehirli atıklarının 1988 yılında insanların Karadeniz sahillerine vurmuş metal variller bulmaya başladıklarında ortaya çıktığını ifade eden Dökmecibaşı, "Bu variller, 1987 yılında yasadışı olarak Karadeniz'e boşaltılan zehirli atık içeren tahmini 3 bin varilin ancak küçük bir bölümü idi. Varillerin çoğu hala Karadeniz'in diplerinde yatmakta ve o zamandan beri de variller, Türkiye'nin Karadeniz kıyı sahili boyunca vurmaya devam etmektedir." "İTALYA, ATIKLARIN SORUMLULUĞUNU KABUL ETMİYOR" Çevre Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı soruşturmalar sonucu, üzerinde İtalyanca yazan etiketli varillerin, yasadışı bir atık boşaltımının kanıtları olduğu anlaşıldığını vurgulayan Banu Dökmecibaşı, "1986 ve 1987'de İtalya'dan Romanya'ya yasadışı olarak gönderilmişlerdi. Atıklar, İtalya'daki bazı küçük şirketleri Sirteco S. R. ve Piattaforma Ecologia Industriale Srl isimli iki İtalyan firması tarafından Romanya'da bertaraf edilmek üzere toplanmıştır. Ancak Romanya'da hiçbir bertaraf imkanı olmadığından yapılan bu ticaret yasadışıdır. Atıklar, Corina ve Akbay-1 isimli gemiyle Romanya'daki serbest liman Sulina'ya vardığında, Romen yetkiler tarafından ulusal yasak nedeniyle Sulina Limanı'nda depolanması engellendi. Tekrar gemilere yüklenen atıklar daha sonra Karadeniz'de ortadan kayboldu" şeklinde konuştu. Banu Dökmecibaşı, 15 yıldan fazla bir süredir İtalyan hükümetinin, kanıt yetersizliğini iddia ederek atıkların sorumluluğunu kabul etmediğini, daha sonra, Türk Hükümeti soruşturmayı bırakarak atıkları, Sinop'un Soğuksu Köyü ve Samsun'un Alaçam İlçesi'ndeki depolarda saklamaya karar verdiğini açıkladı. Türk merkez kriminal polis raporu ve bağımsız Greenpeace bilimsel analizlerinin atıklardaki çevreye zararlı, tehlikeli ve zehirli maddelerin varlığını doğruladığını kaydeden Dökmecibaşı, "Bunların tümü, merkezi sinir sistemi, üreme sistemi, bağışıklık sistemi, kan dolaşımı sistemi, karaciğer, böbrekler, akciğer, deri, gözler, kemikler gibi vücuttaki tüm sistemleri ve organları hasara uğratabilirler. Bazıları daha doğmamış veya yeni bebeklerin gelişimini etkileyebilir. Bir kısmı ise insanlarda ve hayvanlarda kanserojen olarak bilinmekte ya da tahmin edilmektedir" diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:55

İLGİLİ HABERLER