Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasına 2010 yılı ile ilgili temennileriyle başladı.
"Yeni yılın Allah'ın izniyle Türkiye için sıkıntıların önemli ölçüde ortadan kalktığı güzel ve aydınlık bir yıl olacağına bütün samimiyetimle inanıyorum" diyen Erdoğan, en sıkıntılı zamanlarda bile Türkiye'nin yarınlarına olan inançlarını asla kaybetmediklerini söyledi.
Türk milletinin büyüklüğünü, gücünü ve potansiyelini çok iyi bildiklerini belirten Erdoğan, "Hiçbir zorluktan yılmayacak, önümüze çıkartılan engelleri yine milletimizin büyük desteğiyle aşacağız. İlk gün Türkiye'nin önüne hangi hedefleri koymuşsak, bugün ve bugünden sonra da sarsılmaz bir inançla o hedeflerin peşinde olacağız. Karanlık düşüncelerin, doymak bilmez ihtirasların, çağ dışı zihniyetlerin bu ülkenin çocuklarının geleceğini karartmasına asla ve asla izin vermeyeceğiz. Bugüne kadar bu ülkenin medeniyet aşkını köreltenlere, gelişme hızını kesenlere meydanı boş bırakmayacağız" dedi.
Erdoğan, "Kim bu ülkede hukuk yok zannediyorsa, kim istediği gibi davranabileceğini, kanunsuz girişimlerini çeşitli kılıflara büründürerek meşrulaştırabileceğini zannediyorsa bilsin ki artık o devirler geçti. Bu ülkede hukuk karşısında herkes eşittir, kimse hukukun üzerinde değildir, kimse kanunlarca çizilmiş sınırlardan muaf değildir. Biz çocuklarımıza umutla dolu bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Bu medeniyet mücadelesinden alnımızın akıyla çıkalım, Türkiye'nin gücünü ve büyüklüğünü dünyaya bir kere daha ilan edelim istiyoruz. Bu ülkenin insanları bir daha oligarşik vesayet altında yaşamasın, ülkelerinin gidişatına milletimiz karar versin istiyoruz" diye konuştu.
"Ölüm rampalarını tarihe havale ettik"
Türkiye'nin geleceği için çok büyük hedefleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu yolda adım adım ilerlediklerini ifade etti.
Son yedi yıllık süreçte çok önemli bir atılım gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, önümüzdeki dönemde bu büyük değişimi çok daha güzel, çok daha ileri seviyelere taşıyacaklarını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, "Bakınız; Türkiye'de çetin kış şartları devam ederken, biz, bu şartlara aldırmadan hafta sonunda Ankara, Bilecik ve Sakarya'da çok önemli açılışlar gerçekleştirdik. Ankara'nın, Doğusundaki 43 ille ulaşımını sağlayan devlet yolunun Elmadağ kesimi, 'ölüm rampaları' olarak biliniyordu. Avrupa-Asya bağlantısını da sağlayan bu yolu bitirdik ve 'ölüm rampalarını' tarihe havale ettik. Pazar günü de Bilecik'e, Bozüyük ilçesine gittim ve orada da Sakarya-Mekece-Bozüyük arasında yapımı tamamlanan bölünmüş yolu, Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi tünelleriyle birlikte hizmete açtık" dedi.
Erdoğan, "Yine aynı gün Sakarya'da, kamunun ve hayırseverlerin yaptırdığı 26 ayrı tesisi, okulları, sağlık ocaklarını, MOBESE sistemini, spor salonlarını hizmete açtık. Bu vesileyle, bütün bu eserlere emeği geçen herkese, bürokratlarımıza, mühendislerimize, işçilerimize, yerel yöneticilerimize, yüklenici firmalarımıza, hayırsever iş adamlarımıza, açılış törenlerinde kar, bora, fırtına demeden coşkularını bizimle paylaşan vatandaşlarımıza bir kere daha teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"Eğitime en büyük kaynak"
Başbakan Erdoğan, AK Parti hükümetlerinin iktidar olduğu son 7 yılda Türkiye'nin büyük gelişme gösterdiğini söyledi.
Bütçe hedefleri ışığında, hükümetin 2010 yılına yönelik hedeflerini ve ve gelecek vizyonununu anlatan Erdoğan, Türkiye'nin geleceği için, eğitimi her zaman öncelikli bir alan gördüklerini ve bu tavırlarını da bütçelere yansıttıklarını dile getirdi.
İlk defa, AK Parti hükümeti döneminde bütçede en büyük payın eğitime ayrıldığını belirten Erdoğan, "Yeni bütçemizde de eğitime yine öncelik verdik. Milli Eğitim Bakanlığı ödeneklerini 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10,3 oranında artırarak 28 milyar 200 milyon liraya çıkardık. Öğrencilerimize verdiğimiz öğrenim kredisi, harç kredisi, burs ve harçlık tutarları toplamını 2010'da takriben yüzde 13 artırarak 2 milyar 300 milyon liraya yükselttik. Parasız yatılı öğrencilerimizin barınma ve iaşesi için 2010 yılında yüzde 8,4 oranında artışla 571 milyon lira ödenek ayırdık" hatırlatmasında bulundu.
Tam Gün Yasası
Sağlık alanında da büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, Tam Gün Yasası'nı da TBMM'den geçirerek sağlık hizmetleri alanında adeta bir devrime imza attıklarını ifade etti.
Tam Gün Yasası'nı istismar ederek gündeme getirenler ve kamuoyunu yanıltanlar olduğunu belirten Erdoğan, "Konuyu aydınlığa kavuşturmak için, Tam Gün Yasası ne getirecek, kısaca ifade etmek istiyorum. Bu uygulamanın hedefi, halkımıza daha yüksek standartta, kaliteli, hakkaniyetli ve kolay erişilebilir sağlık hizmeti sunabilmektir. Bunun yanında hekimlerimiz başta olmak üzere bütün sağlık çalışanlarımıza da yeni imkanlar sunmak istiyoruz. Maalesef sağlık personelimiz sayıca yetersiz durumda, bu yüzden de üzerlerindeki iş yükü çok ağır. İnşallah bu yeni uygulamayla sağlık personelimizin üzerindeki iş yükü nispeten daha dengeli bir hale gelecek" dedi.
Erdoğan, "Hekimlerimizle hastaları arasında doğrudan para ilişkisi ortadan kalkacak, bu sayede vatandaşlarımızla hekimlerimiz arasındaki güven ilişkisi de güçlenecektir. Bu noktada en büyük sıkıntıyı sizler yani benim vatandaşlarım yaşıyordu, bunu en iyi sizler bilirsiniz. Yine bu uygulamayla birlikte hastaların sağlık hizmetlerine erişimi de kolaylaşacak, hekim seçimi uygulaması da daha sürdürülebilir hale gelecek. Sağlık çalışanlarımız bu yeni uygulama sayesinde kazançlarında ciddi tutarlarda artış imkanı bulacaklar. İnanıyorum ki sağlık hizmetlerinde bu uygulamayla çağ atlamış olacağız. Elbette ilk başlarda, pratikte bazı küçük sıkıntılar çıkabilir, onlar da zaman içinde hızla düzelecektir" diye konuştu.
"Sağlık bütçesi arttı"
Sağlık konusunda vatandaşların daha iyi ve daha etkili sağlık hizmeti almalarını ve daha insani şartlarda tedavi görebilmelerini hedeflediklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, bu anlayışla hareket ettiklerini ve imkanları da bu doğrultuda harekete geçirdiklerini ifade etti.
2010 yılı için Sağlık Bakanlığına ayrılan bütçeyi bir önceki yıla göre yüzde 12 oranında artırarak 14 milyar liraya yükselttiklerini belirten Erdoğan, halen 35 ilde uygulanmakta olan aile hekimliğini 2010 yılı sonunda Türkiye'nin tamamına yaymayı hedeflediklerini söyledi.
Bu hedefi gerçekleştirmek için 2010 yılı bütçesinde 1 milyar 300 milyon lira tutarında bir kaynak ayırdıklarını belirten Erdoğan, 2010 yılında kamu kesimi toplam sağlık harcamalarının 37,5 milyar lira seviyesine ulaşacağını tahmin ettiklerini bildirdi.
Ekonomik gelişmeler
Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında, ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
2009 yılında bütün dünyayı sarsan büyük bir ekonomik kriz yaşandığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin, dünyada bu krizi en az hasarla atlatan ülkeler arasında olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan,"Ancak yine de reel sektörde bu olumsuz küresel şartların etkilerini hissettik. Hükümet olarak yaşanan sıkıntıları azaltmak ve bilhassa krizden çıkışı hızlandırmak amacıyla çeşitli tedbirler aldık, çeşitli teşvikleri uygulamaya koyduk. Bunun için 2010 yılında da reel sektörümüze destek olmaya devam edeceğiz. Esnafımıza verilecek düşük faizli kredinin finansmanı için Halk Bankasına aktarılmak üzere 2009 yılında 275 milyon lira gider öngörülmüştü. Bu yıl bu tutarı yüzde 42,5 oranında artırarak 392 milyon lira seviyesine yükselttik. İşverenlerimizin ödediği sosyal güvenlik priminden yaptığımız 5 puanlık indirim için 2010 yılı bütçesinde yaklaşık 4 milyar liralık ödenek öngördük" dedi.
Erdoğan, "KOBİ'lerimizin, yani küçük ve orta boy işletmelerimizin mali yapılarını güçlendirmek için 2010 yılı bütçesinde 209 milyon lira ödenek ayırdık. Yatırımı ve istihdamı teşvik etmek için 2010 yılında Hazine teşvik ödemelerine 720 milyon lira kaynak ayırdık. İhracat destekleri için Destekleme Fiyat İstikrar Fonuna aktarılmak üzere Hazineden 604 milyon lira tahsis ettik. Bildiğiniz gibi geçen yıl küresel kriz nedeniyle daralan piyasayı canlandırmak amacıyla geçici vergi indirimlerine gitmiştik. Bu indirimlerden kaynaklanan 4,7 milyar lira tutarındaki gelir kaybını üstlenerek reel kesimi destekledik. 2010 yılı içinde dünyada yaşanabilecek her türlü gelişmeyi yakından takip ederek, reel sektörümüzü desteklemeyi sürdüreceğiz" diye konuştu.
Emekli aylıklarına yapılan zam
Hükümet olarak, göreve ilk geldikleri günden bu yana çalışan kesimleri enflasyona ezdirmemek için azami hassasiyet gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, şartlar ne olursa olsun bu sözlerinden ve anlayışlarından taviz vermediklerini ve bundan sonra da vermeyeceklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan şöyle konuştu: "2010 yılının hemen başında 7 milyon 327 bin 800 emeklimizin aylıklarını günün şartlarına göre yeniden belirledik. SSK işçi emeklilerimizin, tarım emeklilerimizin, Bağ-Kur kapsamındaki esnaf ve tarım emeklilerimizin hepsi bunun içindedir. Yeni belirlenen rakamlara göre, 2010 yılının ilk altı ayı için en düşük emekli aylığı yüzde 20,4 oranında, en yüksek emekli aylığı da yüzde 4,5 oranında arttırılmıştır. 2010 yılı içinde, Temmuz ayındaki yüzde 3'lük TÜFE artışlarıyla birlikte, en düşük aylık alan emeklimizin maaşı yüzde 24,2; en yüksek aylık alan emeklimizin maaşı da yüzde 7,6 oranında artmış oluyor.
Bu iyileştirmeyle, emeklilerimizin aylıklarında, ilk 6 ay için en az 63 lira, en çok 101 lira artış olacak. Yılın tamamında ise emekli maaşlarına en az 74 lira, en çok 172 lira artış yapıyoruz. Böylece 601 lira olan en düşük SSK emeklisi aylığı bu yeni artışla 683 liraya yükseliyor. En düşük tarım SSK emekli aylığı ise 403 liradan 480 liraya, en düşük esnaf emeklisi aylığı ise 476 liradan 555 liraya çıkıyor. En düşük Bağ-Kur tarım emeklimizin aylığı da 306 liradan 380 lira seviyesine ulaşıyor."
"Asıl ölçü bu gerisi yalan"
Bu iyileştirmelerin kamuya yıllık ek maliyetinin 3 milyar 42 milyon lira gibi ciddi ve önemli bir rakam olduğunu kaydeden Erdoğan, yıllar yılı ihmal edilen emeklileri daha iyi şartlara kavuşturabilmek adına imkanlarımızı zorladıklarını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, "Biz elbette bundan çok daha iyisini çalışanlarımıza, emeklilerimize verelim istiyoruz. Ama bu imkan meselesidir, imkanlarımızı sonuna kadar zorladığımızdan asla şüpheniz olmasın. Popülist davranırsak, siyasi menfaatlerimizi düşünerek olmayan paraları dağıtırsak, bunun bedeli sonra çok daha ağır olarak bu milletin sırtına yükleniyor. İşte geçmişte para basarak, paranın değerini düşürmek suretiyle, paranın alım gücünü düşürmek suretiyle halkımızı aldatanlar bunun bedelini ülkemize bu güzel Türkiye'mize çok ağır ödediler" dedi.
Erdoğan, "İnşallah hiçbir çalışanımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz, sağlam gideceğiz ama sürekli üstüne koyarak gideceğiz. Ekonomimizde iyileşme sürdüğü müddetçe adım adım ilerleyerek çok daha iyi noktalara geleceğiz, buna da bütün samimiyetimizle inanıyoruz. Ben halkıma, ben vatandaşıma şunu söylüyorum. Ne olur, anneler; 7 yıl önce asgari ücretle evine kaç tane yumurta alıyordun, kaç kilo ekmek alıyordun, ne kadar beyaz peynir alıyordun, ne kadar pirinç alıyordun, ne kadar un alıyordun, ne kadar yağ alıyordun, aynı aldığın ürünün bugün, bugünkü asgari ücretle ne kadar aldığının bir karşılaştırmasını yap. Bu karşılaştırmayı yaptığında göreceksin ki hemen hemen tamamında çok daha fazlasını bugün alıyorsun. Asıl ölçü bu, diğerlerinin hepsi yalan" diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 10:44