KAYNAK : Haber Vitrini
Star yazarı Umur Talu, dün başladığı 'yüzleşme' yazısına bugün de devam ediyor. Konu yine haberler, haberciler ve tarafsızlıkları...
İşte Talu'nun bugünkü yazısı:
Yüzleşme (2)
Muhtemelen bazılarınızın izlediği 'Akıl Oyunları'nda canlandırılan John Nash'in teorisine yanaşarak söylemek istersek...Gazetecilik 'genel iyi'nin aranması mesleğidir. Bu yüzden, gerçeğe ulaşma çabasıdır.
Genel iyi, ne o sırada, o toplumda çoğunluğun 'iyi' gördüğü ya da sandığıdır...
Ne de, kurumsal ve bireysel çıkarların genelleştirilmesidir.
Gerçeğe samimiyetle ulaşma çabası ve bunun etrafındaki kamusal tartışmanın, uzun vadede bir toplum için 'genel iyi'ye yaklaşmada hayati önem taşıdığına inançtır.
* * *
Dün ilk bölümü çıkan 'Yüzleşme'nin bugünkü derdi, filancanın ne yaptığı, falanca gazetenin hangi haberi gizleyip gizlemediği değil...
Kimin ağzından çıkmış olursa olsun, 'her haber değeri olan şey yayınlanmalıdır, zaten biz de öyle yaparız' iddiasının palavradan ibaret olduğuna işaret etmektir.
Bu 'palavra'ya ilişkin en dürüst tutum, gazetelerin 'fikir gazetesi' olarak anılıp olaylar karşısındaki tavırlarını ideolojik ve siyasi açıdan berrak tuttukları dönemlerdir.
Böylece, parayı verip gazeteyi alan okur, hiç olmazsa, seçtiği gazetenin hangi pencereden baktığını o açık beyanla bilir.
Oysa, ilan ve reklam için 'kitlesel' bir tüketim maddesine dönüştürülmüş gazetecilik, hedeflediği kitle oranında yayıldığını iddia eder.
Bu iddianın iki temel dayanağı da 'objektiflik' ve 'tarafsızlık'tır. En azından, haberler bakımından.
Gazetecilik etiğinin ortaya çıkması, mesleğe ilişkin deontolojik kuralların yerleştirilmeye çalışılması, bu iddianın ve iki temel dayanağının her şeye rağmen garanti edilmesi yönündeki çabalardır.
Hem, samimi biçimde, gazetecilerde o bilincin yaratılması için...
Hem de, okurlara, halka güven verebilmek maksadıyla.
En içten halinde de, gazeteciliğin, 'halk adına ve halk için bir kuvvet' olduğunun idrakiyle.
* * *
Şimdi bu teorik girişten sonra 'zıp' diye zıplayalım, Türkiye'de kitle gazeteciliğinin objektiflik, tarafsızlık palavrasının ne denli bir ikiyüzlülük olduğunu anarak kulak çınlatalım.
Mesele sadece 'hayat görüşü'nden, 'ideolojik bakış açıları'ndan ibaret olsa, tek umudumuz ve beklentimiz, bunun samimiyetle beyanı ve o çerçevede de dürüst kalınabileceğinin kanıtlanması olurdu.
Oysa öyle değil.
Bireysel ve kurumsal gündelik çıkarlar 'hayat görüşü' olarak pazarlanıyor.
Onun içinde dahi tutarlılık hak getire!
Çünkü çoğu zaman da hayat görüşü maskesi takılarak çıkar kovalanıyor.
Türk medyasında 'özelleştirme'nin, 'devletin ekonomiden çekilmesi'nin en sıkı bayraktarlığını yapan bazılarının aynı zamanda devletle en sıkı iş tutmaya çalışanlar olması gibi.
Halkın acılarına, mağduriyetine karşı en acımasız 'piyasacılık' bayrağını sallayan kimilerinin, aynı zamanda bakanlık koridorlarında, Meclis kulislerinde 'ayrıcalık lobisi' olarak turlamaları gibi.
* * *
Bu arsızlık, otomatik olarak, iktidarlarla hısımlık ya da hasımlık ilişkilerini...
Çoktandır sadece medyayla sınırlı olmayan kurumsal ekonomik, mali ve hukuki yararlar için, gazeteciliğin sadece bir türev haline getirilmesini doğuruyor.
Bir gazetenin ya da televizyonun yayın politikasının, üç beş yıl içinde Çillerci, Yılmazcı, Ecevitçi filan olarak tezahür etmesinin ideolojik, siyasi görüşle ne alakası var?
Sadece çıkarcıdır.
Reklamvereni küstürmeme, eşi dostu gücendirmeme, iktidarı hoş tutma, askerden ürkme, filanca siyasetçiye koltuk çıkma, falanca bankacıyı yere göğe koyamama... Ya da tam tersi...
Bunların tümü birden halka...
Koyu bir otosansür, adi bir manipülasyon olarak yansımış...
Bilincinizi bulandırmıştır.
Gazetecilerin bir bölümüneyse, ya ürkeklik, korkaklık ya da insana ve mesleğine karşı rezil bir duyarsızlık olarak kazınmıştır.
İşte o yüzden, Yaşar Okuyan da, koskoca hükümet de, bu rezilliğin sürmesini isteyenlerin baskısı altında, gazetecileri 'iş güvencesi' kapsamına sokamıyor.
O yüzden neye maruz kaldığını açıklamaya çekiniyor!
'Şunun bunun haber değeri vardı, hata ve ihmal olmuş' diyen de, maalesef bunu külahıma anlatsın!
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:00