USTA ŞAİRE VEFA BORCU: NAZIM YENİDEN TÜRK VATANDAŞI!..
Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan kararname ile 25 Temmuz 1951 tarihinde vatandaşlıktan çıkarılan Nazım Hikmet tekrar T.C. vatandaşı olacak.Hükümet, 58 yıl önce Türk vatandaşlığından çıkarılan ünlü şair Nazım Hikmet'in yeniden Türk vatandaşlığına kabul edilmesine karar verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen 2009 yılının ilk Bakanlar Kurulu toplantısından önemli bir karar çıktı. Bakanlar Kurulu, 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verilen Nazım Hikmet'in yeniden Türk vatandaşlığına kabul edilmesiyle ilgili karar aldı.
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, toplantıda Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığından çıkarılmasıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararının ortadan kaldırılmasına karar verdiklerini bildirdi. Eski Ceza Kanunu'nun 141. ve 142. maddesine göre 25 Temmuz 1951 tarihinde Türk vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet'in tekrar Türk vatandaşlığına dönmesine imkan tanıyan kararı kabul ettiklerini belirten Çiçek, "Doğru bir iş yaptığımızı düşünüyoruz. Esasen Türk vatandaşlığından çıkarılmasını gerektirecek yasa maddeleri mevzuattan çıkarılmıştır. 2002 UNESCO tarafından 'Nazım Hikmet yılı' ilan edilmiştir. Artık gereği kalmamış, anlamı kalmamış, hukuki dayanakları kalmamış bu kararın ortadan kaldırılması gerekmektedir" diye konuştu.
Hükümet Sözcüsü Çiçek, ünlü şair Nazım Hikmet'in Moskova'da bulunan mezarının Türkiye'ye getirilmesi konusunda hükümetin tavrının ne olacağının sorulması üzerine de, bu konudaki kararın Nazım Hikmet'in ailesine ait olduğunu söyledi. Çiçek, hükümetin aldığı kararın Nazım Hikmet ile ilgili 1951 yılında alınan kararın kaldırılmasından ibaret olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
"Evvela bu konu gerçekleşmiş oldu. Mezar konusu Türkiye'de zaman zaman tartışılıyor. Bunlara bakmak lazım. Gelmesinde fayda
var mı, yok mu, ailesi ne der? Bu tek başına hükümetin verebileceği bir karar değil. Ailesi vardır, onlara da bakmak lazım. Ama Türkiye bugün önemli bir karar almıştır. Bundan sonra eğer faydalı olacaksa gelmesinde bizim yönümüzden bir sakınca yoktur. Biz olaya olumlu bakarız. Ama bizim tek başına arzumuz mudur, ailesi nedir? Onu da görmek gerekecektir."
GÜNAY: İNSANİ VE MANEVİ BORCUMUZU YERİNE GETİRDİK
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''neredeyse son 20 yıl içerisinde Nazım Hikmet'in vatandaşlığını iade edecek hukuki düzenlemenin yolunun açıldığını, ama şimdiye kadar bunun yapılmadığını'' belirterek, 'Sayın Başbakan'ın kararlılığı ve Bakanlar Kurulu üyelerinin tam bir görüş birliğiyle bugün, bu insani ve manevi borcumuzu yerine getirdik'' dedi.
Günay, Türk edebiyatının önemli isimlerinden Nazım Hikmet'in tekrar Türk vatandaşlığına dönmesine imkan veren Bakanlar Kurulu kararıyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Hikmet'in vatandaşlıktan çıkarılması ile ilgili Bakanlar Kurulu kararının kaldırılması konusunda Bakanlık olarak bir süredir çalışma içerisinde olduklarını'' söyledi.
''Zamanlaması konusunda Sayın Başbakan etkili ve kararlı oldu'' diyen Günay şöyle devam etti:
''Şeb-i Aruz törenlerinden gelirken, 17 Aralık'ta Konya'dan gelirken, sanırım o manevi atmosferin de etkisiyle, 'Nazım Hikmet ile ilgili sorunu da çözelim' dedi. Ben de bu konudaki çalışmamızın hazır olduğunu söyledim. İçişleri Bakanlığı ile de temas etmemiz gerekiyordu, çünkü daha önce yapılan tasarruf İçişleri Bakanlığını da ilgilendirdiği için. Biz, gerekçemizi hazırladık. İçişleri Bakanlığı içini olgunlaştırdı ve bugün Bakanlar Kurulunda oy birliğiyle imzalandı ve çıktı.''
Nazım Hikmet'in 1951 yılında genel aftan sonra yurt dışına gittiği için vatandaşlıktan çıkarıldığını belirten Günay, ''1960-1963 yılında da büyük bir vatan özlemiyle, şiirlerine yansıyan, duygularına yansıyan büyük bir vatan özlemiyle, 60'lı yaşlarının başında vefat etmişti'' diye konuştu.
Günay, 1980'li yılların sonunda Turgut Özal döneminde Türk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddelerinin kaldırılmasıyla ünlü şairle ilgili yapılmış suçlamanın da hukuki temellerin ortadan kalktığına dikkati çekerken, ''aslında son 20 yıl içeresinde Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığına geri dönmesi konusunda hiçbir hukuki engelin bulunmadığına'' işaret etti.
Günay, ''Neredeyse son 20 yıl içerisinde Nazım'ın vatandaşlığı iade edecek hukuki düzenlemenin yolu açıldı, ama şimdiye kadar bu yapılmamış. Sayın Başbakan'ın kararlılığı ve Bakanlar Kurulu üyelerinin tam bir görüş birliğiyle bugün bu insani ve manevi borcumuzu yerine getirdik. Ve Türk şiirinin en büyük isimlerinden, bütün dünya tarafından 'En Büyük Türk Şairi' olarak bilinen Mehmet Nazım Hikmet Ran, böylece yeniden Türk vatandaşı hukuksal kimliğini kazanmış oldu'' dedi.
Bu konuda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a kararlılığı için ''Türk kültür ve sanat yaşamı adına içten teşekkürleri bulunduğunu'' ifade eden Günay, ünlü şaire vatandaşlığının iade edilmesi konusunda daha önce aileyle herhangi bir temasta bulunulmadığını bildirdi.
Günay, bu karanın kendi bakanlığı döneminde çıkmasıyla ilgili duygularını şöyle dile getirdi:
''Elbette çok önemli bir duygu yoğunluğu yaşıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığında görev yaptığım bu dönemin en duygulu anlarından birini yaşıyorum. Nazım Hikmet, Kurtuluş Savaşı Destanı adıyla bizim Milli Mücadelemizin en büyük şiirini yazmış bir büyük şair. Son yıllarda yazdıkları yaşadıkları tam bir vatan özlemi, duygu yoğunluğuyla dolu. Hiç olmazsa manevi olarak bir yükümlülüğü yerine getirmiş olmanın şu anda huzurunu yaşıyorum. Kaldı ki 2009 yılı 1919 yılında başlayan Milli Mücadelemizin 90. yılı ve Milli Mücadelenin en büyük şiirini yazan bu büyük şaire yeniden vatandaşlık hakkının iadesi belki de güzel bir rastlantı olarak nitelendirilebilir.''
Kültür ve Turizm Bakanı Günay Nazım Hikmet'in mezarının Türkiye'ye getirilmesi ile ilgili olarak da şunları kaydetti:
''Anadolu'da bir çınar ağacının altına gömülmek gibi bir vasiyeti var. Biz, bu vasiyetin gereğini de yerine getirmeye tam kararlılıkla hazırız. Ama benim şimdiye kadar temaslarımdan ailenin, ki bu konuda tek yetkili kişi oğlu Mehmet Nazım Bey'dir, istekli olmadığını biliyorum. Ailenin istemesi ve ilgili ülkeyle mutabık kalınması halinde biz bu vasiyeti yerine getirmeye hazırız, ama mezarı Türkiye'ye gelmese bile şu anda Türkiye ile Rusya arasında özel bir dostluk köprüsü oluşturuyor. Son derece saygıdeğer bir konumu var Moskova'da. Bu haliyle de dünyadaki barışçı işlevini sürdürmeye devam ediyor. Bu vesileyle kendisini rahmetle anıyorum.''
Günay, Nazım Hikmet'e vatandaşlığının iade edilmesi dolayısıyla bu yıl etkinlikler yapılıp yapılmayacağıyla ilgili soru üzerine, ''Nazım Hikmet ile ilgili zaten UNESCO 2002 yılını Nazım Hikmet yılı ilan etmişti. O yüzden bu yıl hemen böyle bir girişimde bulunmamız doğru olmayabilir, ama zaten çeşitli vesilelerle anılıyor, seviliyor, sayılıyor ama bu yıl yine elbette bu karardan sonra yeni bir ilgi Nazım Hikmet çevresinde oluşacaktır'' dedi.