Yahudi George Soros'a hangi ülkede ne suçlamalar yöneltiliyor?
Macar asıllı ABD'li iş adamı George Soros'un kurucusu olduğu Açık Toplum Vakfı, Türkiye'deki faaliyetlerini bu haftanın başında sonlandırma kararı aldığını duyurdu.
Buna gerekçe olarak "son günlerde vakıf hakkında medyada yer alan asılsız iddia ve ölçüsüz spekülasyonların yoğunlaşması" gösterildi.
En son olarak Açık Toplum Vakfı Yönetim ve Danışma Kurulu Başkanı Ali Hakan Altınay, bir operasyon kapsamında gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı.
Altınay'ın gözaltına alındığı soruşturma kapsamında insan hakları eylemcisi ve iş adamı Osman Kavala ise "27 Mayıs 2013'te başlayan Gezi Parkı olaylarını" başlatmakla suçlandığı için halen tutuklu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en son olarak Kavala'ya atıfta bulunarak, "Gezi olaylarında teröristlerin finans kaynağı olan bir kişi şu anda içeride. Onun arkasında meşhur Macar Yahudisi Soros var" ifadesini kullandı.
Macaristan: 'Soros'u durdur' yasası
Ancak Soros sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok ülkesinde suçlamaların odağında yer alan bir isim.
Her ne kadar demokrasi, insan hakları ve sınırların açıklık kazanması gibi değerleri savunduğunu söylese de, Soros birçok ülkede milliyetçilerden büyük tepki çekiyor.
Forbes'un dünyanın en zenginleri listesinde 190'ıncı sırada yer alan Soros'un, kimi zaman Yahudi olması nedeniyle antisemitik karalama kampanyalarının da odağı haline geldiği belirtiliyor.
Doğduğu ülke Macaristan'dan başlamak üzere birçok ülkede Soros eleştirilerin hedefinde yer alıyor.
Macar hükümeti Soros'u mültecilerin Avrupa'ya yerleştirilmesi için bir plan yapıp bunu uygulamak için çaba harcamakla suçluyor.
Macaristan'da Soros'un kurucusu olduğu vakıf ve diğer yurt dışı bağlantılı sivil kuruluşların faaliyetlerini denetim altına almak ve mali desteklerini sınırlamak için "Soros'u durdur" adı verilen bir yasa çıkarıldı.
Bunun üzerine Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki Açık Toplum Vakfı (Open Society Foundations) Budapeşte'den Berlin'e taşındı.
Bu konuda açıklama yapan vakfın başkan yardımcısı Patrick Gaspard, Budapeşte'yi terk etme kararının alınmasında "yoğunlaşan politik baskıların ve var olan hukuk yapısındaki değişikliklerin" etkili olduğunu söyledi.
1930 yılında Nazi işgali altındaki Budapeşte'de doğan Soros, 1947 yılında İngiltere'ye yerleşmiş, ardından da ABD'ye giderek Wall Street'te servetini kazanmıştı.
İlk Açık Toplum Vakfı'nı ise 1984'te Budapeşte'de kurdu. Şimdi bu vakıf 120'den fazla ülkede faaliyet gösteriyor.
İngiltere: Sterlin spekülasyonu ve Kara Çarşamba
İngiltere'de Soros'un hedef olması ise ilk olarak 16 Eylül 1992'de yaşanan Kara Çarşamba ile oldu.
İngiltere'nin para birimi sterlinin çöküşe gittiği gün Soros'un 1 milyar dolar kazandığı ortaya çıktı.
Sterline karşı pozisyon alan Soros için "İngiltere Merkez Bankası'nı deviren adam" yakıştırmaları yapıldı.
Son yıllarda ise İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkışının önüne geçmek için Brexit aleyhine 400 bin sterlin harcamasıyla gündeme geldi.
İngiltere aleyhine 'karanlık Yahudi komploları' kurmakla suçlanan Soros, Telegraph gazetesi tarafından İngiltere'nin iç işlerine karışmak için gizli planlar devreye koymakla itham edildi.
Rusya: 'Hıristiyanlık karşıtı' Soros
Soros'un Açık Toplum Vakfı'nın faaliyetlerini sonlandıran bir başka ülke ise Rusya.
2015 yılında derneğin faaliyetlerine "Rusya Federasyonu'nun anayasal sisteminin temeline ve devletin güvenliğine" tehdit teşkil ettiği gerekçesiyle son verildi.
Polonya: Dünyanın en tehlikeli adamı
Geçen yıl Polonya'da sağcı iktidar partisinden bir milletvekili Soros'u "Hıristiyanlık ve milliyetçilik karşıtı aktiviteleri teşvik ettiği gerekçesiyle dünyanın en tehlikeli adamı" olarak nitelendirdi.
Bu yıl Ağustos ayında Ukrayna vatandaşı insan hakları savunucusu Lyudmyla Kozlovska Polonya'dan sınır dışı edilmişti. Kozlovska hakkında Soros'la bağlantılı olduğu yönünde iddialar Polonya basınında ve sosyal medyada yaygın biçimde yer almıştı.
Ancak Kozlovska iddiaları reddetmiş ve Soros'u hayatında sadece bir kez gördüğünü söylemiş, Açık Toplum Vakfı ile bir bağınıun bulunmadığını ifade etmişti.
ABD: Clinton'a yaptığı bağış eleştirildi
ABD'de ise Soros'a karşı tepkiler eşcinsel haklarını savunduğu ve polis şiddetine karşı çıktığı için gelişti.
2016 yılındaki ABD başkanlık seçimleri sırasında Hillary Clinton kampanyasına 10 milyon dolar bağış yapması da eleştirilerin şiddetlenmesine yol açtı.
Aynı zamanda Donald Trump başkan seçildikten sonra düzenlenen kadın yürüyüşlerinde Soros'a ülkenin dört bir yanından protestocuları eylemlere taşıdığı suçlaması yöneltildi.
ABD'deki Breitbart haber ağı, Soros'un 'kendi kişisel serveti için hükümetlerin istikrarına karşı faaliyetlerde bulunduğunu ve solcu kampanyaları desteklediğini' kaleme aldı.
İlk bombalı paketin hedefi
Hatta Soros'a karşı nefret kampanyası öyle bir hal aldı ki, ABD'de Trump karşıtı isimlere posta ile gönderilen bombalı paketlerin hedefindeki ilk isim Soros oldu.
Ekim ayında Trump'ın muhaliflerine patlayıcı içerdiğinden şüphelenilen bir dizi paket gönderildi.
İlk paket 22 Ekim'de Soros'un New York'taki evinin yakınlarındaki posta kutusunda bulundu.
Demokrat Parti'nin en önemli bağışçılarından biri olan Soros, liberallerle ilişkili faaliyetleri desteklemesi nedeniyle sıklıkla sağcı grupların eleştirilerinin hedefi olmuştu.
Paket çalışanlarından biri tarafından bulundu ve bomba imha uzmanları tarafından etkisiz hale getirildi.
Polis paketin beyaz toz, patlayıcı ve "bomba bileşenleri" içerdiğini söyledi.
Diğer yandan Soros'un Yahudi olması İsrail'den de tepki çekmesine engel olmuyor.
İsrail'deki sağcılar da Soros'un faaliyetlerinin İsrail hükümetini eleştirenlere destek vermesi nedeniyle Soros'u eleştiriyor.
BBC TÜRKÇE
Güncellenme Tarihi : 28.11.2018 23:58