Yedieminde çürüyen araçları kurtaracak adım
Türkiye genelinde yediemin otoparklarında çürümeye terk edilen araçlar için beklenen adım Cumhurbaşkanlığı'ndan geldi. 2020 programında yer alan ve Adalet Bakanlığı tarafından yürütülecek çalışma kapsamında tasfiye usulü yeniden düzenlenecek, yedieminlik müessesi ise ıslah edilecek. Atılacak adımı değerlendiren sektör temsilcileri ise parklara çekilen araçların 6 ay bekleme süresinin ardından satışa çıkarılabileceğini belirtirken, düzenleme sayesinde binlerce aracın parklardan kurtularak ülke ekonomisine ciddi anlamda katkı sunacağına da vurgu yapıyor.
İcra dairelerinde bekleyen araç sayısının oldukça fazla olduğunu belirten yetkililer, bir aracın uzun süre parkta kalmasının ciddi sorunlar oluşturduğunu, buradan çıkarılması halinde ise hem devletin hem de esnafın bu işten para kazanabileceğini vurgularken beklenen adım ise Cumhurbaşkanlığı'ndan geldi.
2010 yılından beri beklemede olan ve aralarında çok sayıda lüks markanın da bulunduğu yediemin otoparklarındaki araçlara yönelik düzenleme yolda.
LİSANS UYGULAMASI GELİYOR
2020 programına alınan maddeler arasında lisanslı yediemin deposu uygulamasına geçilmesi öngörülürken, Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmesi planlanan çalışma kapsamında tasfiye usulünün yeniden düzenlenmesi suretiyle yedieminlik müessesinin de ıslah edilmesi hedefleniyor.
Uzun yıllardır alınmayan araçlar nedeniyle zor zamanlar geçiren otopark işletmecileri ise atılacak bu adımı heyecanla bekliyor.
10 YILDIR PARKTA YATAN ARAÇ VAR
Sadece kendi bulundukları ilde 30'a yakın yediemin otoparkı ve 20 binden fazla araç bulunduğunu kaydeden Bursa Yediemin Otoparkçılar ve Çekiciler Derneği Başkanı Onur Özdemir, bu çerçeveden bakıldığında ülke genelinde 1500'den fazla yediemin otoparkı bulunduğunu ve bu otoparklarda da 10 yılı bulan sürelerle her marka ve modelden oluşan ciddi sayıda aracın yer aldığını söyledi.
SATIŞLARIN YAPILMASI BİR HAYLİ ZOR!
Araçların geliş nedenlerinin ağırlıkla karayolları yönetmeliğine uymamaları ve icra dairelerince haciz yakalama işlemi yapılmasından kaynaklandığını dile getiren Özdemir, trafik nedeniyle bağlanan araçların tasfiye işleminin 2918 sayılı karayolları trafik kanunun Ek: 14 maddesine göre hazinece yapılması gerektiğinin altını çizerek, yasal düzenleme yapılmış olsa da biriken araçların milli emlak kurumları ile tespiti ve satış işlemlerinin yapılmasının bir hayli zor olduğunu vurguluyor.
ÇOK FAZLA İŞ YÜKÜ VAR
İcra nedeniyle gelen araçların icra iflas kanunu 88. Maddesi ve ek maddeleri ile her ne kadar tasfiye işlem yolları yasalarca belirtilmiş halde olsa da otoparklarda ve Türkiye genelinde bu işlemlerin yapılamamasının en büyük nedeninin birikmiş ciddi sayıdaki aracın çok fazla iş yükü ortaya çıkarması olduğunu kaydeden Özdemir sözlerini şu şekilde sürdürüyor;
''Öte yandan icra iflas kanunu gereği her TC. vatandaşının ‘yediemin’ ünvanı ile emanetçi durumuna gelmesi biz yediemin işletmeleri için sorun teşkil ediyor. Bu sebeple adalet bakanlığının ‘yediemin depoları lisans’ taslağını takip etmekteyiz. Taslak ile birlikte lisans sahibi ve tasfiye işlemlerinin nasıl yapılması gerektiğini bilen işletmelerce yapılması çok önemli.''
ARACIN DEĞERİ DE KAYBOLUYOR
Uzun süre yatan araçların ekonomiye çok ciddi zararları olduğunu, araçların trafiğe çıkamaması, mtv borçlarının ödenmemesi, zorunlu trafik sigortalarının yaptırılmamasının hem kamuyu hem de özel sektörü maddi kayıplara uğrattığını ve araçta da değer kaybı oluşturduğunu dile getiren Özdemir, 2020 Cumhurbaşkanlığı programına ‘lisanslı yediemin deposu uygulaması ‘ ve tasfiye usulu konularının alınmasının kendilerini çok mutlu ettiğini belirterek, ''Bir reform yapılması gerektiğini bizlerde düşünmekteyiz. Gelişmeleri merakla takip etmekteyiz. Bir sivil toplum örgütü olarak elimizden geleni yapmaya, verilerimizi paylaşmaya, katkı sağlamaya hazırız.'' dedi.
6 AY BEKLEDİKTEN SONRA SATILABİLİR
Özdemir, yapılacak düzenlemenin detaylarını bilmemekle birlikte parka getirilen bir aracın 6 ay bekleme süresinin ardından satışa çıkarılıp bedelinin de bir hesapta tutularak dava sonucunda kazanan tarafa ödenebilmesi ile hem parklardaki araç yoğunluğunun azaltılacağını hem de aracın değeri üzerinden yaşanacak ekonomik bir kaybında da önüne geçilebileceğini söylüyor.
Kenan Biter Yeni Şafak