YENİŞAFAK'IN BAŞYAZARI TAŞGETİREN'DEN ERDOĞAN'A SERT ELEŞTİRİLER!..
Taşgetiren, Yeni Şafak Gazetesi''ndeki yazısında Erdoğan''ın son günlerdeki ''''öfkeli ve tepkisel davranışlarını'''' eleştirdi. Taşgetiren, ''''Tayyip Bey, Çanakkale filmini izlerken gözyaşlarını tutamıyor. Tayyip Bey, bir şehit tabutunu taşırken, bir şehit çocuğunun başını okşarken, bir şehit eşini teselli ederken de gözyaşlarını tutamıyor. Bir fukara ocağında iftar yaparken de yüreği kabarıyor. Bunlar bir devlet adamı için güzel şeyler. Ama Tayyip Bey kızıyor da. Eleştiri karşısında öfkeleniyor, tepki de gösteriyor'''' diye yazdı.
İŞTE TAŞGETİREN'İN YAZISI:
Gözyaşı ve öfke...
Tayyip Bey, Çanakkale filmini izlerken göz yaşlarını tutamıyor. Tayyip Bey, bir şehid tabutunu taşırken, bir şehid çocuğunun başını okşarken, bir şehit eşini teselli ederken de göz yaşlarını tutamıyor. Bir fukara ocağında iftar yaparken de yüreği kabarıyor. Bunlar bir devlet adamı için güzel şeylerdir.
Ama Tayyip Bey, kızıyor da... Eleştiri karşısında öfkeleniyor, tepki de gösteriyor.
Sanırım göz yaşı ile kızgınlık aynı kaynaktan beslenir. His dünyasının baskın olmasından...
Ben de his dünyası yoğun bir insanım, beklemediğim tavırlar karşısında çabuk kırılırım. Aynı şekilde yufka yürekliyimdir ve bir insan ezilişi karşısında gözlerimin yaşarmasına mani olamam.
Şu sıralar Tayyip Bey'in kızgınlığı yadırganıyor. Eleştiriler oluyor ve o bunu hak etmediğini düşündüğü için fevkalade öfkeleniyor.
Bir ara, henüz Başbakan değilken benim bir yazıma da öfkelenmiş, telefonda tartışmıştık. Hatta o zaman, "Ben bugüne kadar Erbakan Hoca ve Recai Kutan hakkında onca eleştiri yazdım, bir kere bile böyle tepki almadım" diye yazmıştım. Erbakan Hoca Çanakkale filmini seyrederken ağlar mı bilmem ama, eleştiriler karşısında öfkelense bile bir noktaya kadar bunu içine gömecek bir kişilik ve liderlik üslubuna sahip bulunduğunu söylemek mümkün.
Tayyip Bey öfkeleniyor ve bu, bir noktadan sonra zaaf gibi telakki edilmeye başlanıyor. İşin ilginç yanı, eğer bir "düğmeye basma" söz konusu ise onu yapanlar tıpkı bir boks maçında rakip boksörün antrenörünün "Açılan kaşına çalış" demesi gibi "Kızdırmaya devam" mantığıyla hareket ediyorlar.
Bence Tayyip Bey'in bir karikatür için tazminat davası açması şık değil. İsterse kazandığı parayı bir hayır kurumuna versin, o dava şık değil. O dava, sembolik bir nitelik kazanıyor çünkü, "karikatüre bile tahammül edememenin göstergesi" gibi sunuluyor, algılanıyor.
Bence Tayyip Bey'in TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın eleştirileri karşısında "Benimle uğraşacağına Özdemir Sabancı'nın katilini koruyanlarla uğraş" çağrısı yapması şık değil.
Bence Tayyip Bey'in Denktaş'a torunlarının aldığı Rum pasaportunu hatırlatması şık değil.
Bence Tayyip Bey'in, çiftçilere "Yok öyle 25 kuruşa simit" diye çıkışması hoş değil.
Bence tüm öfkeli tavırların ürettiği sonucun dikkate alınması gerekiyor. Bir artı'sı var mı? Bana göre yok... O davranışlardan bana göre hiçbir toplum kesimine olumlu yansıma gerçekleşmemiştir. "İyi ki bu tavırlar kondu, karnımızın şişi indi" diyen bir toplum kesimi olduğunu sanmıyorum. Aksine "Tayyip Bey kızgın" yorumları daha bir derinleşmiştir. "Kızgınlık" ise bir liderde sağlık alameti olarak gözükmüyor.
Tayyip Bey bir gün Karikatürcüler Derneğini ziyaret etse ve "Hadi bizi nasıl görüyorsunuz, çizin bakalım" dese, gülse çizgilerdeki esprilere, kızacaksa bile orada yüzyüze paylaşsa kızgınlıklarını, ya da davet etse kanaat önderlerini, iş camiasını "Nasıl görünüyoruz?" diye sorsa... Bence kaybedeceği bir şey olmaz. Bunu yapıyor da zaman zaman ve iyi yapıyor. Aslında "Doğru Tayyip Bey" de bu... Tayyip Bey'in en kolay diyalog kuracağı insanlar çiftçiler - işçiler olması gerekirken neden gerilimler oluşuyor?
Bütün siyasetnamelerde "Düşmanı azaltmak" tavsiye edilir. Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig'de "Düşman biricik de olsa onun zararı bindir, binlerce dostun olsa bile, daima bir tanesi eksiktir" der.
"Öfkeyi yenmek, affetmek ve daha ötesi ihsanda bulunmak" güzel insanların kişilik özelliği... Kutadgu Bilig "Dişini sık, sabret, diyor, öfkelendiğin zaman." 9 kere yutkunmalı belki de, boğazı dokuz boğum bilip...
Belki, Tayyip Bey'in zaman zaman kabaran öfkesini de anlamak lazım, eğer onun öfkesinden bir zaaf görüntüsü üretmeyi hesap etmiyorsak...
Tayyip Bey, biliyorum ki bu ülkeye hizmet etmek istiyor. Ülkenin karşı karşıya bulunduğu zorlukları var. Elhak çalışıp, çırpınıyor. Gecesini gündüzüne katıyor. Ve muhtemel ki takdir edilmese bile bunun en azından anlaşılmasını istiyor.... "Hatalar söylensin ama, yokedici niyetle yapılmasın bu" diye düşünüyor. Eleştiriler ise her zaman aynı çizgide kalmıyor. Zaman zaman niyetler fesatlara kadar uzanıyor. Ve Tayyip Bey patlıyor...
Patlamamalı. Sanırım, patlamamayı başarmak başarılı liderliktir.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bir ara "Kretschmer de kim oluyor!" diye tepki gösterdi. Abdullah Bey de o değildi.
Ak Parti hükümeti uzun soluklu bir iktidar olmayı hedeflemiş ise, toplumun her kesimi ile sağlıklı iletişimi sürdürmeyi önemsemeli diye düşünüyorum. Bunun için de Tayyip Bey'in etrafında ona "Nasıl göründüğü"nü söyleyecek dostlar bulunmalı.
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:21