Eğitim
  • 14.1.2003 00:49

YÖK HÜKÜMETİ TOPA TUTTU !..

UĞUR ALICI ANKARA - Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Kemal Gürüz, "Geçmiş sicilleri itibariyle Cumhuriyet'e olan taahhütleri oldukça tartışmalı olan kadroların bir kısmının açıkça yer aldığı bir iktidar partisinin, bu konudaki görüşlerinin veya niyetlerinin neler olabileceği ayrıntılı tartışılmıştır" dedi. YÖK'ün Bilkent'teki merkez binasında yaklaşık 6.5 saat süren Rektörler Toplantısı'nın ardından, YÖK Başkanı Kemal Gürüz bir açıklama yaptı. Toplantı hakkında bilgi veren Gürüz, toplantının iki bölümden oluştuğunu, ilk bölümde rektörlerle birlikte üniversitelerin geçmişi, çeşitli üniversitelerde geçmişte yaşanan olaylar ışığında konuları ayrıntılı bir şekilde değerlendiklerini ifade etti. Eğitim sisteminde en büyük başarıyı göstermiş 3 ülkeden birisi olduğumuzu belirten Gürüz, şöyle konuştu: "Özgürlük yok. Türk üniversitelerinde demokrasi yok, Demokrasi olmayan, özgürlük olmayan, akademik hürriyet olmayan, bilimsel özerklik olmayan yerde yayın sayıları hiç 25 kat artar mı? Yayın sayılarının düştüğünün nasıl olduğunu öğrenmek için İran'da devrimden önce ve devrimden sonra ne olduğuna iyi baksınlar. Bunlar nasıl olmuş, bütün bunlar büyük paralar, artan kaynaklarla mı olmuş? Türkiye Cumhuriyeti'nde örgün öğretimdeki öğrenci başına yapılan harcamaların geçtiğimiz 20 yıldaki seyri bilinmektedir." Gürüz, 1981 yılında öğrenci başına yapılan masrafın 2 bin 14 dolar olduğunu, dünya ortalamasının ise örgün eğitimindeki öğrenci başına harcamanın 3 bin 370 dolar olduğuna işaret ederek, Türkiye'de bu rakamın 2001 yılında bin 190 dolara düştüğünü, öğrenci sayısının ise 6 kat arttığını söyledi. Türk eğitim sisteminde yaşanan gelişmelere değinen YÖK Başkanı Gürüz, okullaşma oranın 5 kat, öğretim elemanı sayısının 3 kat, yayınların da 25 kat artmasına dikkat çekerek, böyle bir başarının azalan kaynaklarla, dünya ortalamasının 3'te 1'i olan bir kaynakla gerçekleştirilmesinin nasıl olduğunu soran olmadığını ileri sürdü. Bu başarıda büyük katkıları bulanan rektörlerin hiçbir şekilde irdelenmediğini de söyleyen Gürüz, "Sanki yüksek öğretim Türkiye'nin en acil bir sorunuymuş gibi acil eylem planı altında ve hakarethane cümleler içeren ibarelerle Türk kamuoyuna sunuluyor. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Biz bunun üniversitelerin geçmişinde olduğu gibi, edinilen bazı mevkilerin nasıl Türkiye'ye sirayet ettiğini biliyoruz. Yine her türlü akademik normların ayaklar altına alınarak bu mevzilerin tekrar ele geçirilmesi ve üniversitelerin ele geçirilerek, kısmen de olsa tekrar oradan tüm Türkiye'ye sirayet etme planı olarak gördüğümüzü bir defa daha altını çizerek Türk kamuoyuna duyurmak istiyoruz" diye konuştu. Gürüz, toplantının sabahki kısmında rektörlerin üniversitelerde kastedilen bu azınlığın nasıl girdiğini, üniversitelerde hak edilmediği halde verilen unvanların nasıl verildiğini ayrıntılı bir şekilde ele aldıklarını ve bu hak edilmeyen unvanlar sayesinde bugün devletin nerelerinde bulunduklarını görüşmelerde ele aldıklarını sözlerine ekledi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:08

İLGİLİ HABERLER