Medya
  • 8.6.2004 11:47

ZAMAN'IN TİRAJ POLEMİĞİ BÜYÜYOR...

Zaman'ın tirajı üzerine başlayan polemik büyüyor. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın, "Bu mantıkla Türkiye'de tiraj yükselmez" yazısına, polemiği başlatan taraftan, yani Vatan yazarı Mustafa Mutlu'dan cevap geldi.

Mutlu'ya göre, "Dumanlı'nın kulak arkası ettiği sorular" var.. Şimdi hep birlikte Mutlu'yu dinleyelim:

"Televizyon reklamlarında 400 bin sattığı iddia edilen Zaman Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'ya geçen hafta bazı sorular sormuştum... O da beni telefonla arayarak, "Bu sorulara pazartesi günü kendi köşemde yanıt vereceğim" demişti...

Dumanlı, "Işık Evleri"yle ilgili yazım nedeniyle cumartesi günü yeniden aradı ve beni "bir güzel" kınadı!

Nasıl olur da; Zaman Gazetesi'nin tirajından yola çıkarak, konuyu Işık Evleri'ne getirirmişim? Okurlarıma, "Işık Evleri ile ilgili tüm bildiklerinizi bana yazın" demem, okuru jurnalciliğe teşvik etmekten başka bir şey değilmiş... Artık gazeteciliğimden şüphe etmeye başlamış...

Ekrem Bey'i uzun uzun dinledikten sonra, sordum:

"Işık Evleri'ndeki öğrencilerin zorla Zaman'a, Aksiyon'a ve Sızıntı'ya abone yaptırıldıkları söyleniyor. Ben bu yüzden Zaman'ın tirajıyla girdiğim yolda, Işık Evleri'ne kadar geldim. Bu evlerle gazetenizin doğrudan ya da dolaylı bir ilişkisi var mı?"

Kızdı ve "Bu sorulara da tiraj meselesiyle birlikte yanıt vereceğim... Yaptığınız gazetecilik değil" diyerek, telefonu kapattı...

Bunun üzerine Sayın Dumanlı'nın dünkü Zaman'da çıkan yazısını merakla beklemeye başladım. Ama ne yalan söyleyeyim, büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.

Çünkü Ekrem Dumanlı, tam bir sayfayı dolduran yazısında benim sorularımın neredeyse tamamını kulak arkası edip; "abonelik sisteminin erdemleri" ve "dünyanın hangi ülkesinde abonelik oranının yüzde kaç olduğu" konusunda ahkâm kesmiş... Buradan hareketle de kararını vermiş:

"Abonelik sistemi hayata geçirilmedikçe Türkiye'de tirajlar yükselmez..."

Sayın Dumanlı, Zaman Gazetesi'nin abone sistemini de "Özel Satış Tekniği" arabaşlığıyla geçiştirmiş... Gazetenin dağıtımını 151 müstakil şirketin yaptığını, bu şirketlerin kullandığı 300'den fazla büro olduğunu, dağıtım için 580 motorize ekibin çalıştığını söylemekle yetinmiş... Gazeteleri YAY-SAT'tan aldıktan sonra abonelere ulaştıran 151 müstakil şirkete ne kadarlık kâr payı verildiğini, bu şirketlerde çalışan binlerce kişinin ne kadar prim aldığını; bu yüksek maliyetlerden sonra gazetenin para kazanıp kazanmadığını ise yazmamış...

Sayın Ekrem Dumanlı...

Dünkü "hiçbir şey izah etmeyen izahaf"ınızı okuduktan ve zerrece aydınlanamadıktan sonra; yüksek müsaadelerinizle; sizin görmezden geldiğiniz soruları "açarak" tekrarlayayım:

* Sayılarının 380 bini bulduğunu iddia ettiğiniz abonelerinizin ne kadarı tek tek, ne kadan "toplu" alıcı?

* Türkiye'nin kaç ilindeki, kaç "Işık Evi"nde, kaç grup aboneniz var?

* Fethullah Gülen'in deyişiyle "tekke ve zaviyeler"in devamı niteliğinde olan ve bu yapısıyla da "yasadışılığı" tartışma götürmeyen Işık Evleri ile yayın grubunuzun doğrudan veya dolaylı bir ilişkisi var mı?

* Yine Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen bazı dersanelerde çalışan öğretmenlere ve öğrencilere "grup aboneliği" yapıyor musunuz? Bu dersanelerde eğitim gören çocuklar; dersanelerinin yaptığı sınavların cevap anahtarını görebilmek için Zaman almak zorunda bırakılıyorlar mı? Bu cevap anahtarları, neden dersanelerdeki panolara asılmıyor?

* Abonelikle dağıtılan tüm gazetelerin ücretini alıyor musunuz?

* Eğer öyleyse; bize gelen yüzlerce mail'de de belirtildiği gibi, gazeteleriniz nasıl oluyor da bazı semtlerdeki hemen hemen her apartmanın kapısında sahipsiz bir şekilde, saatlerce ayaklar altında sürünüyor?

* Gazetenizi savunmak için mail gönderen okurlarınızın büyük bölümü, Gülen röportajı sırasında bayiden 8-10 gazete alıp, eşe dosta ücretsiz dağıttığını söylüyor... Bu da; gazetenizin normalde 20 bin olan bayi satışının o günlerde 200 bine yükselişinin gerçek nedenini ortaya çıkarıyor... Dünya medyasını iyi bilen bir meslektaşımız olarak size soruyorum: Hangi ülkede, hangi okur; hangi haber ya da röportaj nedeniyle, hem de kitlesel olarak, bir yerine 8-10 gazete alıp, eşe dosta dağıtır? Bu, okurlarınızla aranızda bir "misyonerlik" ilişkisinin bulunduğu anlamına gelir mi?

Sayın Dumanlı...

"Yanıtlayacağım" dediniz, dört gün beklettiniz ama hiçbir soruma yanıt vermediniz... Sadece "geçiştirdiniz."

Bu nedenle sizden yukarıdaki sorularıma yanıt vermenizi de beklemiyorum...

Çünkü "zorlanacağınızı" görüyorum ve bunu da anlayışla karşılıyorum...

Size huzurlu, bol aboneli ve bol "misyon"lu nice "zaman"lar dilerim!"

Yazı: Mustafa Mutlu
Kaynak: www.vatanim.com.tr

 


Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:21

İLGİLİ HABERLER