ZEKİ TRİKO'YU BİR TEK BROKE SHİELDS REDDETTİ
13 yaşında çalışmaya başlayan, dur durak bilmeden yeni projeler üretmeye de devam eden Zeki Başeskioğlu’yla Bodrum’daki ikinci Zeki Triko mağazasının açılışında bir araya geldik. Türkiye’de hiçbir mankeni meşhur edememiş olmaktan yakınan Başeskioğlu, genç kızlara çağrıda bulundu: ‘Aklı başında biri gelsin, günde 10 bin dolar kazansın. Onu dünyaca ünlü manken yapayım.’
Mayo sektörüne pazardaki boşluğu görüp girmişsiniz. Oysa şimdi birçok marka var. Onları rakip olarak görüyor musunuz?
Hayır, onları rakip görmüyoruz. Zaten bizim müşterilerimiz bize abonedir. Hiçbir zaman satışımız düşmez, her sene yüzde on fazladır. Birçok kadın artık Zeki Triko’nun tiryakisi. Keşke diğerleri de bizim gibi dünyada 500-600 mağazaya mal satsalar. Ama hep bizim peşimizdeler, biz ne yaparsak onu yapıyorlar. Stilistlerimizi, ustalarımızı kandırıyorlar ama netice alamıyorlar.
- İçlerinden hiç beğendiğiniz bir marka yok mu?
Kom istikrarlı bir firma, seviyorum. Diğerlerinin hepsi bizim takipçimiz.
- Dünyaca ünlü birçok modelle çalıştınız. Çok isteyip çalışamadığınız biri oldu mu?
Bir tek Brooke Shields var. O zamanlar çok güzel kızdı. Konuşmuştuk, olumlu bakmıştı, ama daha sonra kilo aldığı için istemedi.
- En çok hangisiyle çalışmaktan memnun kaldınız?
Hepsi çok profesyonel ve şeker kızlar. Ama Cindy Crawford bizde çok büyük iz bıraktı. Çok iyi ve mütevazı bir kız. Çekim aralarında kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen kasapları, aşçıları bile kırmamıştı. Claudia Schieffer tatlıydı, onunla çalıştığımızda çok küçüktü. Laetitia Casta da dünya şekeri.
- Genelde ünlü modellerin kaprisli olduğu söylenir.
Bizi zorlayan olmadı. Mesela Naomi için kaprisli diyorlar. Oysa kuzu gibi. Giyindirmesini, saç-makyajının yapılmasını, yani işi bilmezsen, o zaman kapris yapar. Bizimle güzel çalıştı.
- Niye Türk modellerle çalışmayı tercih etmiyorsunuz?
Onlarla uğraştım ben. 1987’de Cindy yarışması yaptım, 5-6 kız seçtim. Sonra bir defile yaptık, bu kızları ünlü bir mankenle çıkardık. Ertesi gün kızların hepsi televizyonlardaydı. Bana her gün telefon açan kızlar birden aramaz oldu. Bir baktık birisi Porsche’de, diğeri flörtüyle. Bunlarla nasıl çalışabilirsin, nasıl Avrupa’ya gidebilirsin ki? Avrupa’da disiplin lazım. Türkiye’de şu anda aklı başında bir kız gelsin ve iki sene sonra günde 10 bin dolar kazansın. Gelsinler, dünyaca ünlü manken yapayım. Türkiye’den bir kızı meşhur edemedim, bu benim içimde uktedir.
- Tasarım ekibinin başında kızınız var. Siz tasarımlara müdahale ediyor musunuz?
1987’den 1993’e kadar stilist bendim. Sonra stilistlerle çalışmaya başladık. Son bir senedir pek karışmıyorum. Kızım Birben çok başarılı, tasarım ekibi de öyle. Eşim Yüksel, oğullarım Mümtaz ve Yılmaz ailece stilistiz. Ben üç aydır başka enterasan şeyler planlıyorum. Zeki marka güneş yağı ve parfüm yapmayı düşünüyorum.
- Sizinle çalışmak zor mu?
Eskiden zordu. Çünkü bana yetişemiyorlardı, fişek gibi adamdım.
- Bodrum’daki yeni mağazanız 24 saat açık. Neden böyle bir şey düşündünüz?
Bodrum, Türkiye’nin en enterasan yeri. Mağazamız 24 saat açık, çünkü sabah 4’te de 5’te de insan geçiyor oradan. Mağazamızın barı da var, gelenler gezip bir şeyler içebilirler. Gerçekten çok güzel bir atmosfer, dünyada böyle bir yer yok. Bir tane de Cote d’Azur’da açacağım. Belki Rio’da da bir tane...
- Emeklilik planları var mı?
13 yaşında çalışmaya başladım. Balon sattım, farklı birçok iş yaptım. Hep çalışmaya ve savaş vermeye alışmışım. Çalışmadan duramam.
- Sağ kolunuz Mümtaz Bey mi?
Sağ kolum çok. Eşim Yüksel, Mümtaz, kızım, diğer oğullarım. Ama Mümtaz başka. Farklı şeyler yapacak.