Gündem
  • 26.6.2015 09:43

'ABD ve İsrail planladı, cemaat taşeronluğunu yaptı'

Gündeme bomba gibi düşecek açıklama

Akit gazetesinin, TBMM Bürosu'nu ziyaret eden Dursun Çiçek çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Ergenekon ve Balyoz Davası'ndan tutuklanarak 1515 günle en uzun süre tutuklu kalan zamanın kurmay albayı, şimdinin CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, ABD ve İsrail'in taşeronluğunu yapan Gülen cemaatinin (FETO) kendisine kumpas kurduğunu öne sürerek, "Delil diye sundukları belgeler hem acemice, hem de sahteydi" diye konuştu.

CEMAATİN KURDUĞU KUMPASI ANLATTI!

Dursun Çiçek, en çok merak edilen konu olan paralel yapının kendilerine kurduğu kumpas ile ilgili detayları Akit'le paylaştı. Çiçek, paralel yapının kurduğu kumpası şu ifadelerle anlattı: “Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kurulan bu kumpası, dış güçler ABD ve İsrail'in istihbarat örgütleri planladı. Cemaat de tetikçiliğini yaptı. Polisiyle, hakimiyle, savcısıyla. İktidar, tek başına ülkeyi yönetmek istedi. Bu yüzden o dönemde onlara destek verdi. 12-25 Aralık'a kadar olan işbirliğinin temeli, askeri vesayet adı altında TSK'nın öncülüğünü yok etmekti. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef alanlar, bir kampanya başlatarak, öncelikle psikolojik harekat saldırılarına karşı TSK'ya kalkan olan Bilgi Destek Dairesi'ni kapattırmak, sonuçta da Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u kumpasın içine çekmek için beni hedef aldılar. Önce Bilgi Destek Dairesi'ni kapattırdılar. Sonra Balyoz'la birlikte yüzlerce subayı içeri alıp, Genelkurmay Başkanlığı yapmış birini terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlamasıyla içeri aldılar.”

“CEMAAT, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ'NE YERLEŞTİ!”

Cemaatin öteden beri ihanet içerisinde olduğunun bilindiğini anlatan Çiçek, “Biz 20-30 yıldır YAŞ'ta cemaat üyelerinden tespit ettiklerimizi ordudan atmaya çalışıyorduk. Ama son 13 senedir hükümet şerh koyarak, engelleyerek cemaatin TSK'da yapılanmasını engelleyen bütün hareketleri pasifize etti. Biz atamaz olduk. Bu sayede Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yerleştiler. Özellikle muhabere, istihbarat, personel gibi sivil kaynaklı birimleri ele geçirip, oradaki kayıtları ele geçirip onları şantaj maksadıyla kullanarak polisi, yargıyı, HSYK'yı baskı altına aldılar” açıklamasında bulundu.

KUMPAS PLANLARINI HAZIRLAYANLAR ABD VE İSRAİL İSTİHBARATIYDI

Yüzlerce subayın yargılandığı kumpas planlarını cemaatin hazırlamadığını belirten Dursun Çiçek, “Cemaatin strateji yeteneği yoktur. Birikimleri yoktur. Planları hazırlayanlar ABD ve İsrail istihbarat birimleriydi. Sahte planlara bakıyorsunuz, biz temel muhabere vasıtasına 'telsiz' deriz, onlar mahkemelerde kullandıkları sahte planlarda 'radyo' diyorlar. Çünkü telsizin İngilizce'si radyodur. Aldıkları şablonun üzerindeki bu ifadeleri değiştirmeyi unutmuşlar. Biz olağanüstü durumlarda, sıkıntılı anlarda fazla olan ağırlıkları denize atarak imha edin, hafifleyin, gemiyi batmaktan kurtarın deriz. O sahte planlarda 'okyanusa atın' deniyor. Çünkü Amerika'da deniz yok, okyanus var. Bunun gibi sahte planlarda yer alan 2 bin küsur NATO ve Amerikan terminolojisi var. Planları hazırlayanlar belli. Bunlar sadece Türkiyelileştirerek tetikçilik yaptılar” ifadelerini kullandı.

“KENDİ ORDUSUNA KUMPAS KURAN CEMAATİN NE DİNİ VARDIR, NE İMANI!”

Çiçek, “En acı olan, cemaatin kendi milli ordusuna karşı emperyalistlerin hazırladığı kumpasları uygulayarak askerleri hapislere tıktılar. Kendi ordusuna kumpas kuran bir örgütün, cemaatin ne dini vardır, ne imanı vardır, ne vicdanı vardır” diye konuştu.

“HUSUMETİN BAŞLANGICI 1 MART TEZKERESİ”

“Bu husumetin başlangıcı, 1 Mart tezkeresinin geçmemesine kadar gider” diyen Dursun Çiçek şöyle devam etti: “Tezkerenin Meclis'ten geçmemesi onlarda büyük bir şok oluşturmuştu. Giderlerken bize çok kötü bakıyorlardı. 'Madem kabul etmeyecektiniz niye ön anlaşmayı yaptınız?' dediler. Bize yakışmadı aslında. Madem istemiyoruz, baştan karşı çıkacaktık. Askerleri gemilerde güneşin altında yandığı için Amerikalılar bize büyük bir husumet beslediler. Kumpasların temelleri orada atıldı. Sonuç ortada.”

GENERAL OLACAKTI, VEKİL OLDU

General olmayı beklerken bir anda kendisini hapiste bulması, sonrasındaysa vekil olmasının kendisine neler hissettirdiğini sorduğumuz Dursun Çiçek, “Ben bütün okulları dereceyle bitirdim. Evet doğrudur, general olacaktım. Ama şimdi başka bir alanda ülkemize hizmet edeceğiz. 5 yıl boyunca manevi işkence gördük. Yıllarımızı çaldılar. Şehitlerimiz var. Cem Çakmak ölüm döşeğinde. İntiharlar yaşadık. Bunlarla yüzleşilmesi, hesaplaşılması lazım” ifadelerini kullandı.

GÖNLÜMDEN GEÇEN KOALİSYON MODELİ: AK PARTİ-CHP

CHP'li Dursun Çiçek, gönlünden geçen koalisyon modeliyle ilgili olarak ise şunları söyledi: “Bizim içimize sinen, halkımızın da sandıkta ortaya koyduğu irade, şu anda iktidar olmayan, AK Parti dışındaki partilerin bir araya gelerek bir hükümet kurmasıdır. Bu konuda Genel Başkanımız, CHP azınlık hükümeti veya MHP ile koalisyon hükümetine açık olduğunu ve MHP Genel Başkanı'nın da başbakanlığına razı olduğunu kamuoyuna açıkladı. Burada sıkıntı olan konu, HDP'nin dış destekli de olsa bir koalisyona müdahil olmasını MHP'nin kabul etmemesidir. Kimse bir erken seçim istemiyor. Biz de CHP olarak bir azınlık hükümeti kuralım. MHP, HDP ve AK Parti'nin isteyen vekilleri destek versin. Bu denenebilir. Ama erken seçim öncesi son çıkış diyebileceğimiz bir AK Parti-CHP koalisyonu Türkiye'nin büyük bir kesimini kucaklap pek çok soruna çözüm üretebilir. ..”

“TÜRKİYE NORMALLEŞİR”

Dursun Çiçek, “Türkiye'yi normalleştirecek olan model, AK Parti-CHP koalisyon hükümetidir. Bu koalisyon hükümeti, ülkemizi bir erken seçime götürebilir. AK Parti- CHP koalisyonu bir erken seçime gidilirken avantaj olabilir” diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 19:40

İLGİLİ HABERLER